tarihinde yayınlandı Yorum yapın

Yoğurt ve Saçınız

Saçlarımızın bakımı için birçok öneri duymuşuzdur. Bunların bir çoğu kimyasal çözümler ya da medikal tedavilerdir. Aslında insan doğası gereği aslında tüm kimyasal ve medikal çözümler doğal besinler kadar etkili olamaz. Bu bakımdan saçlar için iyi gelen yoğurt türleri nelerdir açıklamaya çalışacağım.

Doktor Serkan Aygın

Dr. Serkan Aygın dermatoloji ve farmakoloji alanında çift dalda medikal uzmanlığı olan bir doktordur ve farmakoloji alanındaki çalışmaları saç için iyi gelen besinleri inceleme üzerine de olmuştur. Halihazırda saç ekimi ve saç tedavileri yapmakta olan Dr. Serkan Aygın, İstanbul’da kendi kliniğinde bu hizmetleri sunmaktadır.

Öncelikle genel olarak yoğurdun besin değerlerini bilmek gerekebilir. Bu bakımdan içerideki besin değerleri ve vücuda etkilerine bağlı olarak bunların hangileri saçların daha sağlıklı olmasını sağlayacağı konusuna geçilebilir.

Saçlar konusunda da bazı temel bilgileri bilmek gerekebilir. Saç tellerimizin büyüme fazı, 2 ila 5 yıl arasında sürmektedir. Bu süre sonunda, saçlar yaklaşık üç aylık bir dinlenme fazına geçerek yerine yenilerinin gelmesi için dökülürler. Eğer yeterli protein almıyorsanız, fazla miktarda saç dökülmesi yaşayabilirsiniz. 

Yoğurdun İçeriği ve Besin Değerleri

1 kase (200g) yoğurtta bulunan kalori, protein, karbonhidrat (şeker) ve yağ dağılımı ile birlikte mikro besin ögeleri oranı şu şekildedir. 

  • 175 g. su
  • 6 g. protein
  • 6 g. yağ
  • 8 g. karbonhidrat
  • 100 mg. sodyum
  • 320 mg. potasyum
  • 360 mg. kalsiyum
  • 200 mg. fosfor bulur.
  • Ortalama 110  Kcal’dir.

Yoğurt karbonhidrat, protein ve yağ açısından oldukça zengindir. Yoğurt; protein, yağ, vitamin ve mineral maddelerce normal sütten daha zengin bir besindir. Bu bakımdan bakıldığında ortalama yoğurt öncelikle saçın da protein yapıdan oluşması nedeniyle saçın ana besin kaynaklarından biridir. Genel olarak protein içeren tüm besinler saçın daha güçlü ve sağlıklı olmasını sağlar. 

Saç için doğrudan protein değeri önemli ama yeterli bir besin değildir. Saç için demir, biotin çinko, selenyum, bakır ve magnezyum içeren besinler alınmalıdır. Ayırca A, B6, C, D ve E vitaminleri de çok değerli besinlerdir.

Yogurt dışında saçlar için gerekli besinler şunlardır:

  • Yumurta
  • Ispanak
  • Tam tahıllar (yulaf)
  • Somon
  • Avokado
  • Badem
  • Tatlı patates
  • Yağsız kırmızı et
  • Yağsız hindi, tavuk eti
  • Kabak çekirdeği
  • Havuç
  • Hindistan cevizi
  • Nar
  • Yer fıstığı

Yoğurdun Çeşitleri

Yağ oranına göre;

  • Yağ oranı en az % 3.8 ise tam yağlı,
  • Yağ oranı en az %3.0 ise yağlı,
  • Yağ oranı en az %1.5 ise yarım yağlı,
  • Yağ oranı en fazla %1.5 ise az yağlı,
  • Yağ oranı en fazla %0.15 ise yağsız(yavan)

Üretilen Sütün Kaynağına Göre;

  • Sade yoğurt (11,92 g protein)
  • Manda Yoğurdu (7,7 g protein)
  • Keçi Sütü Yoğurdu (8,0 g protein)
  • Soya Yoğurdu (5,95 g protein)
  • Koyun Yoğurdu (4,8 g protein)

Bu bakımdan bakıldığında temel alınan protein değeri açısından saç için en etkili yoğurt tipi Sade yoğurttur. Yani inekten yapılmış olan yoğurttur. Bu yoğurdun kalitesi tabiki kullanıldığı sütten etkilenir. Bu bakımdan dünyanın yaygın ve yüksek protein değeri içeren sütü veren inek türü Jersey ineğidir. Dünyada en yaygın olarak Holstein inek sütü kullanılmaktadır. Holstein inek sütü ortalama 3,06 g protein içermesine karşın Jersey inek sütü ise 3,59 g protein içerir. Ama sonuçta yoğurt yapımındaki yoğunlaşma bu değeri 10-12 g a kadar artırmaktadır.

Yogurdun Spesifik Bir Etkisi Olan Saç Tipi Var Mıdır?

Genel olarak yapılmış belirgin bir deneysel çalışmaya rastlanmamış bu alanda yogurdun saç tipine göre etkisi farklı olmadığı düşünülmektedir. 

Yoğurt insan sağlığı için büyük faydaları tek başına bünyesinde barındırmaktadır. İçeriğinde bol miktarda kalsiyum bulunduran yoğurt, insan vücudu için sayısız yararı tüketilmesi ile beraberinde getirmektedir. Kalsiyum bilindiği şekli ile kemiklere fayda sağlamasının yanı sıra saçlara da olumlu katkılarda bulunmaktadır.

Bu neden ile içeriğindeki kalsiyum sayesinde yoğurt, saç uzamasını teşvik edebilme özelliğine sahiptir. Aynı zamanda ilave olarak yoğurdun içeriğinde protein de saçlar için büyük bir etkiye sahiptir.

Yoğurt aşırıya kaçmamak koşulu ile tavsiye olunur. Çünkü tüketiminde aşırıya kaçılan her gıda başka birtakım sağlık sorunlarını da beraberinde getirebilmektedir. Bu yüzden yediklerimize ekstra daha fazla dikkat etmemiz sağlıklı beslenmenin ön koşuludur ve çok önemlidir.

Yoğurdun Vücuda Etkileri

Yoğurt insanda, doygunluğu artırmaktadır. Metabolizmayı hızlandırdığı için de kilo kontrolünde oldukça önemli olan yoğurt aynı anlamda kan dolaşımını da artıracağı için saçların da daha çok beslenmesini sağlamaktadır. 

Yoğurdun Genel Özellikleri

  • Satın alındığı yerde 4-6 derecede saklanmış olması özelliğini yitirmemesi açısından önemlidir.
  • Yoğurt bakterileri faaliyetleri sırasında bazı vitaminleri sentezlerler: Çoğalmaları sırasında yoğurt bakterilerinin B6, B12, ve C vitamini tükettikleri bunun yanında B1, B2, B3 vitaminleri sentezledikleri dolayısıyla yoğurdun bu vitaminlerce zengin olduğu ortaya çıkmıştır.
  • Yoğurdun hazmı süte göre daha kolaydır ve daha zengin besin değerlerine sahiptir.
  • Kanser hücrelerinin gelişimini engeller.

Yoğurt Maskesi

Besin olarak vücudumuz için mucizeler yaratan yoğurdun saçımız için de aynı etkiyi gösterdiğini biliyor muydunuz? Uzun zamandır, yoğurdun saçı yumuşattığı bilinmektedir. Bu yüzden yoğurt, çözmek istediğiniz saç problemine bağlı olarak köklere uygulanabilir, cilde sürülebilir veya saç tellerine yayılabilir. Yoğurtta bulunan protein, saç şaftının güçlendirilmesine yardımcı olur, bu da bölünmüş uçları ve saç hasarını önler. Yoğurttaki laktik asit ise saçı nemlendirir ve durulama sırasında ölü cilt hücrelerini temizlemeye yardımcı olur. 

Saçlarınız için faydalı olabilecek bazı maske çeşitleri şunlardır:

Kinoa ve Yoğurt 

Yoğurtta yer alan protein kuru saçların beslenmesine yardımcı olur. Öte yandan, kinoa saç tellerini içeriden onarmaya yardımcı olur. Bu maskeye eklenebilecek olan bazı yağlar vardır. Bunlar; ahududu tohumu yağı, macadamia yağı ve tatlı badem gibi saçın dokusunu iyileştirmeye yardımcı olan bitkisel yağlardır. Bu saç maskesi saçınıza inanılmaz bir parlaklık katar. Bu yüzden, gözle görülür sonuçlar için haftada iki kez kullanılmalıdır.

Zeytinyağlı Yoğurt Maskesi

Malzemeler:

  • 1 yemek kaşığı yoğurt
  • 1 çay kaşığı  zeytinyağı
  • 1 yumurta

Yoğurt, tek başına bile saç için faydalı iken, zeytinyağı ile birleştiğinde saç büyümesini teşvik ederek uyuyan saç köklerinin uyanmasına yardımcı olur. Yumurtadaki sülfür ise saç büyümesini teşvik eder ve yağ salgısını dengeler, böylece saç yumuşar.

Nasıl Uygulanır?

Pürüzsüz bir kıvama gelene kadar tüm malzemeleri bir karıştırıcıda karıştırın. Karışımı ıslak saça uygulayın ve hafifçe masaj yapın. Saçlarınızı 15 dakika boyunca bekletin ve ılık su ile durulayın.

Yoğurt ve Bal Maskesi

Kuru saçlar nem eksikliğinden kaynaklanır, bu nedenle kuru saçlarınıza nem sağlamaya özel dikkat göstermeniz önemlidir. Saçlar iyi nemlendiğinde yumuşamaya başlar. Ayrıca, bal yoğurt ile birleştirildiğinde kepeği önlemeye yardımcı olur ve kaşıntılı kafa derisini yatıştırır.

tarihinde yayınlandı Yorum yapın

Saç Ekimi Fiyatı Neye Göre Belirlenir?

sac ekimi fiyati neye gore belirlenir

Türkiye’de Sağlık Banaklığı’nın belirlediği kanunlarca saç ekim merkezleri saç ekim fiyatlarını internet sitelerinde ya da diğer reklam alanlarında yayınlayamamaktadır.

Bir çok kurum saç ekim fiyatlarını belirlerken çeşitli maliyet unsurları söz konusudur.

  1. Hastane içinde kullanılan ve saç ekim operasyonunun yürütüldüğü oda maliyeti eğer oda kiralama yoluna gidiliyorsa bunun maliyetidir.
  2. Çalışanlarının maliyetidir (Saç ekimini yapanlara her zaman maaşla ödeme olmaz bazen grupça ücreti ödenir).
  3. Malzeme ve kullanılan sarf malzemeler
  4. Reklam giderleri
  5. Diğer maliyetler

Bu yukarıda sıralanan maliyetler büyükten küçüğe doğru düşünülmüştür. Buna göre en önemli maliyet kira veya mekan ücretidir. Fakat bazi hastaneler reklam konusunu malzeme maliyetinden daha yukarı çıkarabilmektedir.

Yorumlamak gerekirse, eğer hastane çok lüks bir hastane ise bu durum maliyetleri önemli derecede etkilemektedir. Bu şekilde çok lüks hastanelerde operasyon yapan kurumlar işçilik maliyetlerine önemli bir baskı yapmaktadır.

Çalışan maliyetleri önemlilik arz etmektedir çünkü 2. derece maliyet unsuru ve saç ekimi operasyonunun kalitesini en çok etkileyen unsurdur. Burda iyi ekipler 2005-2006 yıllarına kadar çok iyi bedellerle saç ekimi operasyonlarını yapmaktayken son yıllarda bu ekip ücretlerinde büyük saç ekim merkezleri önemli kısıtlamalara gitmiştir. Fakat bu hiç de düşünüldüğü gibi kötü bir duruma işaret etmemektedir. Mesela, saç ekimi yapan ekibin 10 yıldan uzun süredir bu işi yapıyor olması pek de iyi değildir. Sebebi saç ekimi işindeki  incelik kısmının erken yaşlarda daha kolay yapılabilmesidir. Örneğin 40 yaşında bir kişi saç ekimi için kanal açmakta ellerinin durumuna göre 30 yaşındaki bir kişiye göre daha zorlanmaktadır. Hatta erken bu işe başlamış ve yetenekli olan 25 yaşlarındaki bir çalışan çok iyi saç ekim sonuçları ortaya çıkarabilmektedir. Buradan da anlaşılacağı üzere saç ekiminde deneyim eğiticilerde aranmalıdır. Yani saç ekimini öğreten kişi olan doktor veya her kimse o kişilerin kendi ekipleriyle ne kadar ilgilendiği çok önemlidir.

Kira veya hastane ortamının bedeli %40’lar seviyelerinde olduğu düşünülmektedir. Bunun yanında ekip maliyetleri yüzde olarak belirtilecekse %30-35 civarındadır.

Bir diğer konu olan malzeme maliyetleri ise hemen hemen tüm operasyonlarda aynıdır. İster 5 saatlik isterse 10 saatlik bir operasyon olsun kullanılacak malzeme nerdeyse hiç değişmez. Maliyetlere etkisi %5-8 civarındadır. Buna kullanılan aletlerin yıpranması (amortismanı) eklendiğinde dahi bu oran %10 seviyesini aşmaz.

Reklam maliyetleri konusuna gelindiğinde ise çok karmaşık bir tablo ortaya çıkmaktadır. Özellikle TV reklamı yapmaya çalışan kurumlar katıldıkları program için yapımcılara önemli bedeller ödemektedirler. Bunun dışında TV’ye nazaran çok daha az bedel olsada internet reklamları da bir harcama kalemidir. Outdoor reklamları çok rastlanmamakla birlikte TV reklamları ile internet reklamları arasında bir maliyet oluşturmaktadır.

Reklam maliyetlerini sınıflandırarak maliyetlere etkisine bakarsak; TV reklamını yoğun bir şekilde kullanan bir kurumun bir saç ekim operasyonuna eklediği maliyet %10 seviyelerindedir. Çünkü TV reklamı doğrudan müşteri kazandırmamaktadır. Bir TV röportajı sonrası kurum 20-30 saç ekimi operasyonuna dönüşen müşteriden fazlasını kazanması öngörülmemektedir. Sadece bu hastalara maliyet yansıtırsa maliyetin %100’üne bile ulaşabilmektedir. Bu yüzden TV’de bir prestij gösterisi yapılmaktadır.

İnternet reklamı ise en efektif müşteri kazandıran reklam alanıdır. Bunun bir müşteriye maliyeri %1-2’lerde kalmaktadır. Fakat ek internet maliyetleri de eklendiğinde bu rakam en fazla %5 dolaylarına kadar çıkabilir.

Tüm bu maliyetlerin dışında diğer maliyetlerin ise %5-10 seviyesinde olduğunu belirtebiliriz.

2016 itibariyle saç ekimi fiyatları yaklaşık olarak Türkiye’de minimum 3.000 TL gibidir. Bu fiyatta teklif sunan klinikleri dikkatle takip etmek gerekir. Neden derseniz ya deneyimsiz ya da gerçekten çok özensiz işini yapan bir yerdir. Bu illa 7-8 bin liradan fazla para vermeniz gerektiği anlamına gelmemektedir ama eğer deneyimli ve alanında uzun yıllar faaliyet göstermiş bir klinikse ona güvenebilirsiniz.

tarihinde yayınlandı Yorum yapın

Kelliğe Çare Bulundu Mu?

Yale Üniversitesi’nde yapılan araştırmaya göre, derideki yağ hücreleri, saçın çıkması için ihtiyaç duyulan kimyasalları içeriyor.

ANKARA – ABD’de yapılan yeni bir araştırma, kelliğin nedeni ve yeniden saç oluşumu konusunda ipuçları verdi.

Yale Üniversitesi’nde yapılan araştırmaya göre, derideki yağ hücreleri, saçın çıkması için ihtiyaç duyulan kimyasalları içeriyor. Fareler üzerinde yapılan deneylerde, saçlı derideki kök hücrelerin, yağ tarafından kontrol edildiğini gösterdi.

Bir tür yağ hücresi zerk edilen farelerde, saç uzamasının hızlandığı görüldü. Araştırma ekibi, çalışmadan elde edilen sonuçların günün birinde kelliği tersine çevirip, yeniden saç çıkmasını sağlamak için kullanılabileceğini söyledi.

Bir saç kökünün oluşmaya başladığı sırada etrafında bulunan “öncü” yağ hücrelerinin dört kat arttığını anlatan bilimadamları, yağ hücresi üretemeyen farelerde saçın normal bir döngü içinde oluştuğunu, ancak köklerin bu döngünün “uyku safhasında” hapsolup kaldığını ifade etti.

Sağlıklı bir fareden yağ hücreleri alıp, bunu yağ hücresi üretemeyen farenin derisine enjekte eden bilimadamları, iki hafta sonra saç köklerinin oluşmaya başladığını gördü. Bunun sebebi ise, öncü yağ hücrelerinin vücuttaki bir kimyasalı, kökü çevreleyen diğer hücrelere göre 100 kat daha fazla üretmesiydi.

Araştırmacılar, bu enjeksiyon işleminden sonra saç köklerinin yüzde 86’sının yeniden saç üretmeye başlayabileceğini açıkladı.

Araştırma ekibi, aynı işlemin insanlar üzerinde nasıl bir sonuç vereceğini henüz bilmiyor. Daha önce yapılan araştırmalar, kel erkeklerin kafa derisinin saçlı kısmıyla saçsız kısmında aynı sayıda saç kökü hücresi bulunduğunu ortaya koymuştu.

tarihinde yayınlandı Yorum yapın

Türkiye Estetikte Avrupa İkincisi

Uluslararası Estetik Plastik Cerrahlar Birliği’ne Göre, Estetik Operasyonların En Fazla Yapıldığı Avrupa Ülkeleri Arasında Almanya Birinci, Türkiye İse İkinci Oldu. Türkiye, Dünya Genelindeyse Dokuzuncu Sırada Bulunuyor.

Estetik operasyonların en fazla yapıldığı Avrupa ülkeleri arasında Türkiye, Almanya’dan sonra ikinci sırada yer alıyor. Türkiye, dünya genelindeyse dokuzuncu oldu.

Uluslararası Estetik Plastik Cerrahlar Birliği’nin (ISAPS), estetik cerrahi açısından önemli bir yere sahip olan 25 ülkede yaptığı “ISAPS Bienal Küresel Anket” adlı araştırmanın sonuçları ilginç veriler ortaya koydu.

ABD, en fazla estetik ameliyatların yapıldığı ülke olarak liderliğini sürdürürken, estetikle çok fazla bağdaştırılmayan ülkelerin de öne çıkmaya başladığı görülüyor. Deutsche Welle’nin bu konudaki haberine göre, Suudi Arabistan, 23’üncü sırada yer alarak göze çarpan ülkeler arasında.

Avrupa genelinde ise Almanya birinci sırada yer alırken, onu Türkiye izliyor. Türkiye, çoğu Avrupalının başta saç ektirme olmak üzere çoğu estetik operasyonda tercih ettiği ülkelerin başında geliyor. Türkiye, dünya genelindeyse dokuzuncu sırada bulunuyor.

-TREND: LİPOSUCTİON-

Son on yıldır göğüs büyütme, en popüler operasyonlar arasındaydı. Ancak son araştırma, yeni bir trendin ortaya çıktığını gösteriyor. ISAPS’ın araştırmasına göre, Liposuction (yağ aldırma) tüm cerrahi operasyonlar arasında yüzde 18’lik bir paya sahip ve lider konumunda.

Liposuction’ın ardından yüzde 17 ile göğüs büyütme, yüzde 13,5 ile göz kapağı estetiği, yüzde 9,4 ile rinoplasti (burundaki şekil bozukluklarının düzeltilmesi için yapılan estetik cerrahi) ve yüzde 7,3 ile abdominoplasti (karın germe estetiği) geliyor.

Kozmetik cerrahisindeki yenilikler ve daha ucuz tedavi isteği gibi nedenlerle, estetik cerrahlar tarafından yürütülen bıçaksız estetik işlemleri, cerrahi işlemleri geçti. En çok tercih edilen beş bıçaksız estetik işlem şöyle:

Toksin ve nöromodülatör enjeksiyonu (Botoks) (yüzde 32,7), hiyalüronik asit enjeksiyonu (yüzde 20,1), lazer epilasyon (yüzde 13,1), otologöz yağ transferi (bir hastanın vücudunun bir bölümünden alınan yağın başka bir bölüme transfer edilmesi) (yüzde 5,9) ve lazer tedavisi (yüzde 4,4).

Bıçaksız estetik işlemlerin en fazla uygulandığı ülkelerin ise, İngiltere, Brezilya, Meksika ve Çin’in olduğu belirlendi.

Estetik cerrahide dünyada önde gelen 25 ülke:

1. ABD 11. Arjantin 21. Avustralya
2. Çin 12. Rusya 22. Venezüella
3. Brezilya 13. İtalya 23. Suudi Arabistan
4. Hindistan 14. Fransa 24. Hollanda
5. Meksika 15. Kanada 25. Portekiz
6. Japonya 16. Tayvan  
7. Güney Kore 17. İngiltere  
8. Almanya 18. Kolombiya  
9. Türkiye 19. Yunanistan  
10. İspanya 20. Tayland  

(ANKA)

(CN/ÖMR)

tarihinde yayınlandı Yorum yapın

Saç Ekimi Polikliniklerde Yapılabilir

Sağlık Bakanlığı, geçen yıl lazer, botoks ve dolgu gibi işlemlerin yapıldığı merkezlerin polikliniğe dönüştürülmesini öngören şartnamesine, 3 binden fazla merkezden sadece 110’u uydu.

Star gazetesinin haberine göre, Bakanlığın lazer epilasyon, botoks, dolgu, saç ekimi gibi enjeksiyonlu uygulamaların ancak poliklinik statüsündeki merkezlerde yapılabileceğine yönelik geçen yıl hazırladığı şartnameye rağmen binlerci merkezde yasadışı işlemler yapılıyor. Doktor kontrolünde yapılması gereken uygulamaların hiçbir tıbbi eğitimi olmayan güzellik uzmanlarınca yapılmasının sağlık açısından tehlike yarattığı bildirilirken, bu uygulamaların tüketicinin cebini yaktığı kaydedildi. Haftalarca sürecek seanslar için tüketiciden para peşin alınıyor, yasa dışı olduğu belirlenen merkezin kapısına kilit vurulduğunda ödenen para da uçuyor.

3 BİN MERKEZDEN 110’U KANUNA UYDU

Konuyla alakalı uyarıda bulunan OPİD (Özel Poliklinik İşletmecileri Derneği) Başkanı, poliklinik statüsünde olmayan merkezlerin belediyelerce denetimi sonucu tek tek kapatılmaya başlandığını ve insanların ödedikleri paraları geri alamayacaklarını söyleyerek “İnanılmaz kampanyalar yaparak cazip hale getiriyorlar. Vatandaşlarımız sadece dolandırılmakla kalmayıp sağlıklarını tehlikeye atıyorlar. Türkiye genelinde bu cihazları kullanan 3 binden fazla güzellik merkezi, güzellik salonu, saç ekim merkezi ve kuaför var. Bunların yaklaşık 2 bini İstanbul’da. Sadece 110 merkez poliklinik statüsüne geçti. Tehlike çok büyük.

YASADIŞI MERKEZLERDEN KAÇININ

Merdiven altı koşullarda yapılan işlemler halk sağlığını tehdit ediyor. İşin ehli olmayan kişilerce doktor gözetiminde yapılmayan lazer epilasyon ve IPL uygulaması ciltte kalıcı yanık izleri bırakabilir. Mezoterapi, akupuntur, lipoelektro, saç ekimi gibi doktor yetkisinde olması gereken işlemlerin yapılması yasalarla yasaklandı. Beşeri tıbbi ürün tavsiye edilemez ve hastalıkların tedavisine ilişkin tavsiyelerde bulunulamaz dendi. Ama binlerce merkezde bunların hiçbirisine uyulmuyor.

BELEDİYE DENETİMİ YETERSİZ

Güzellik salonu statüsündeki bu işyerlerinin belediye yetkisinde kaldığı için Sağlık Bakanlığı’nca denetlenemediğini de söyleyen Dr. Erçin Özüntürk, belediyelerin de denetimde yetersiz kaldığını vurgulayarak sözlerini şöyle sürdürdü: Buralarda hala yasak cihazların kullanımı devam ediyor ve cazip kampanyalarla giderek de yaygınlaşıyor. OPİD olarak belediyeler ve savcılıklar nezdinde harekete geçerek bunun engellenmesi için girişimlere başlanıldı. Hijyene riayet edilmeyen ortamlarda iptidai şartlarda yapılan tüm müdahaleler insan sağlığı üzerinde olumsuz etkilere neden olabilir. Hepatit, AIDS gibi bulaşıcı hastalıkları beraberinde getirdiği gibi yine ameliyathane gerektiren müdahalelerde daha vahim sonuçlar da ortaya çıkabiliyor. Tüketicinin talebi devam ettikçe ve denetimler yapılmadıhça işlem yapan kuaför ve salonlar ne yazık ki artacak.

tarihinde yayınlandı Yorum yapın

Cilde iyi gelen alışkanlıklar

Vücudumuz ilk sinyallerini cildimiz üzerinden verir. Cildimiz, hislerimizin ve yiyip içtiklerimizin göstergesidir. İyi dinlenip dinlenmediğimizi bile ele verir. Bu alışkanlıkları edindiğinizde, cildinizin hayallerinizdeki güzelliğe yavaş yavaş yaklaştığını göreceksiniz!

[box type=”bio”] MASAJ YAPIN[/box]
Vücudunuzu dinlendirmek için iyi bir masajdan daha sakinleştirici bir şey yoktur. Her duştan sonra masaj yağınızı alın, nemli vücudunuza, ayaklarınızdan başlayarak göğsünüze doğru dairesel hareketlerle yayın.

[box type=”bio”]DETOKS[/box]
Doğal meyve suları vitamin açısından zengindir. Toksinleri atmaya yarar ve sindirimi kolaylaştırır. Güne taze bir bardak elma, kivi ya da nar suyuyla başlayıp daha iyi hissedebilirsiniz.

[box type=”bio”]BESLENMEYE DİKKAT[/box]
Sabah’taki habere göre, iyi beslenmek için diyetisyenlere para dökmenize gerek yok. Sıkı bir kahvaltı, öğlene doğru yoğurt, öğlen yemeğinde yeşil salata ile ızgara et ya da balık tercih edilebilir, akşam yemeğinde ise sebzeyle proteini artırabilirsiniz. Bu alışkanlıkla kendinize daha hafif, sağlıklı ve güzel hissedeceksiniz.

[box type=”bio”]KAFEİN YERİNE SU[/box]
Birkaç günlüğüne sigara ve kafein tüketimini durdurun. Kahve ya da sigara içmek istediğinizde onlar yerine bol bol su içmeye çalışın.

[box type=”bio”]ÖLÜ DERİDEN ARININ[/box]
Kışın teniniz oksijensiz ve soluk görünür. Günde 30 dakikanızı bile almayacak küçük rötuşlarla vücudunuza meyve özleri uygulayıp ölü derilerinizden arınabilirsiniz.

[box type=”bio”]CİLDİNİZİ ARINDIRIN[/box]
Makyaj çıkartmaya asla üşenmeyin. Makyajınızı temizledikten sonra yüzünüzü iyi bir tonikle yıkayıp, su bazlı bir nemlendiriciyle esnek, temiz ve yumuşak tutun.

tarihinde yayınlandı 1 Yorum

Saç Teli Hakkında

Tıpkı doğanın oldugu gibisaç telinin de kendine özgü bir ritmi, kriz dönemi, biçimi ve renkleri var. Gözle bakıldığında hiçbir şey olmuyormuş gibi gelse de saçlarımız hiç durmaksızın değişime uğruyor. Şimdi bu değişimi daha detaylı inceleyelim… Okumaya devam et Saç Teli Hakkında

tarihinde yayınlandı 1 Yorum

Saç Dökülme Nedeni?

Uzmanlar günde 50 ile 100 kadar saç telinin dökülmesinin normal olduğunu ancak aşırı saç dökülmesi, saç köklerinde zayıflık ve saç tellerinde incelme görüldüğünde mutlaka uzman hekime başvurulması gerektiğini belirtiyor.

Saç dökülmesini durdurmanın en etkili yöntemi saçtaki değişiklikleri erken fark ederek bir an önce tedaviye başlamaktır. Ancak saç dökülmesinin nedeni bulunmadan doğru tedaviyi uygulamak mümkün değildir. Bu yüzden aşırı miktarda saç kaybı, saç köklerinde zayıflık ve saç tellerinde incelme sorunu olanların bir uzman doktor yardımı almaları gerekmektedir.

Uzmanlara göre, sağlıklı bir insanda saçların yaklaşık yüzde 90’ı uzama halindedir ve bu büyüme evresi 2-6 yıl kadar sürebilir. Geriye kalan yüzde 10’luk kısım ise 2-3 ay kadar süren dinlenme evresindedir. Dinlenme evresinde olan bu saçlar dökülerek, dökülen saç köklerinden yeni saçlar büyür ve döngü bu şekilde devam eder. Saç dökülmesinin çoğu bu döngü esnasında gerçekleşir.

Saç Dökülmesinin Başlıca Nedenleri:

  • Genetik Saç Kaybı (Erkek Tipi Saç Dökülmesi): Uzmanlar saç dökülmelerinin en sık görülen sebebinin genetik özellik olduğunu belirtiyor ve bu kalıtıma sahip olan kadınlarda kellik görülmediği ancak saçlarda azalma görüldüğünü belirtiyorlar. Bu duruma “erkek tipi kellik” deniyor ve 10-20-30’lu yaşlarda başlayabiliyor. Yeni tıbbi tedavi seçeneklerinin olmasına rağmen kalıcı düzelme sadece saç transplantasyonunda(saç ekimi) görülüyor. Hasta için uygun olacak yöntem ise doktor tarafından seçiliyor.
  • Yanlış Saç Bakımı ve Kozmetik Ürün Kullanımı: Uzmanların bilgilerine göre; boya, renk açma, perma veya saç düzleştirme gibi işlemler uygun koşullarda yapılmadığı takdirde saça zarar verebiliyor. Aynı zamanda bu işlemlerin sıkça uygulanması ile birlikte saçı sık sık yıkamak, taramak ve fırçalamakta saçı zayıflatarak kırabiliyor. Saçınızı çekerek atkuyruğu, örgü ya da sıkı lastiklerle toplama işlemlerinin sıklığı da saç kaybına neden olabiliyor.
  • Kurutma ve Tarak Kullanımı: Saçınızı şampuanladıktan sonra saç kremi kullanmak saçınızın kolay taranmasını sağlar. Islakken saçınız daha kırılgandır. Saçın kırılarak dökülmesini engellemek için; saçı havlu ile ovalayarak kurutmaktan kaçınmak ve fırça yerine geniş ağızlı ve düz uçlu tarak kullanmak gerekir.
  • Alopesi Areata: Her yaşta görülebilen bu tip saç dökülmesinin sonucunda kafa derisinde düzgün yüzeyli, para büyüklüğünde veya daha geniş yuvarlak yama şeklinde alanlar oluşuyor. Tüm saç ve vücut kıllarında nadiren kayıp oluşabiliyor. Bu tip saç dökülmesinin nedeni bilinmiyor ve birçok hastada saçlar daha sonra kendiliğinden büyüyor.
  • Doğum Sonrası: Uzmanlar gebe bayanlarda saçların büyük bir kısmının büyüme halinde olduğunu, ancak doğum sonrasında saç büyüme döngüsünün dinlenmeye geçtiklerini ve 2-3 ay içerisinde aşırı miktarda döküldüklerini belirtiyor. Bu süre 1-6 ay kadar sürdükten sonra çoğunlukla yeniden büyüyerek eski miktarlarına dönüyorlar.
  • Yüksek Ateş, Ağır Enfeksiyon ve Soğuk Algınlığı: Uzmanlar, hastalıkların saçların dinlenme evresine girmesine neden olabildiklerini ve hastalıktan 4 hafta ile 3 ay sonra yoğun bir saç kaybı olabileceğini ancak zamanla eski miktarlarına döneceklerini belirtiyor.
  • Tiroid Hastalığı: Az ya da fazla çalışan tiroid bezinin saç kaybına neden olabildiğini belirten doktorlar, bu hastalığın tedavisiyle saç kaybının giderebileceğini belirtiyor.
  • Eksik Protein İçerikli Beslenme: Anormal beslenme alışkanlığına sahip olanlar ve eksik protein diyeti yapanlarda protein eksiliği oluşuyor. Bu durumda vücut proteini muhafaza etmek için saçları dinlenme evresine sokarak 2-3 ay sonrasında yoğun saç kaybı oluşmasına neden oluyor. Bunun düzelmesi için ise doktorlar yeterli miktarda protein alınmasını öneriyor.
  • Bazı İlaçlar: Doktorlara göre kullanılan bazı ilaçlar geçici bir süre de olsa saç kaybına neden olabiliyor.
  • Kanser Tedavileri: Uzmanlar bazı kanser tedavilerinin saç hücrelerinin bölünmesini durdurabildiğini ve hastaların saçlarının yüzde 90’ını kaybedebildiklerini;fakat tedavi sonrasında saçların büyüme göstererek eski haline döneceklerini belirtiyor.
  • Doğum Kontrol Hapları: Doktorlar, bu hapları kullanan bayanların saç dökülmesinin kalıtsal yatkınlıkla oluşabildiğini, fakat saç dökülmesi gerçekleştiğinde doktor kontrolünde hapların değiştirilmesi gerektiğini belirtiyor.
  • Demir Eksikliği: Besinsel olarak demiri eksikliği veya demirin bağırsaklardan emiliminin yetersiz olduğu durumlarda saç dökülmesi görülebiliyor. Bayanlarda adet kanamalarından kaynaklı demir eksikliği daha sık görüldüğü için mutlaka demir eksikliği giderilmelidir.
  • Büyük Cerrahi Girişimler ve Kronik Hastalıklar: Büyük cerrahi operasyon geçiren hastalarda birkaç ay içinde aşırı saç dökülmesi görülebiliyor fakat bu durum yine birkaç ay içinde düzeliyor. Ağır kronik hastalığı olan kişilerde ise saç kaybı ömür boyu devam edebiliyor.
tarihinde yayınlandı Yorum yapın

Özellikle erkeklerin büyük sorun yaşadığı kelliğin nedeni bulundu

Kelliğin, kıl köklerinin oluşumunda rol oynayan kök hücrelerin işlevini yerine getirememesinden kaynaklanıyor olabileceği belirlendi.

“Journal of Clinical Investigation” dergisinde yayımlanan araştırmada bilim adamları, kel ve kel olmayan erkeklerin kafa derisini karşılaştırdı.

Kel olan erkeklerin kıl köklerinin çok kısa olduğunu gören bilim adamları, bunların kısa olmasının saç köklerinin oluşumunda rol oynayan bazı erişkin kök hücrelerinin işlevini yerine getirememesine bağlı olabileceğini belirtti.

Bu kök hücrelerin kellerde neden işlevini yitirdiği henüz bilinmiyor, ancak bilim adamları gelecek yıllarda bu hücrelerin yeniden “çalışmasını” sağlamanın yolunu bulmayı ümit ediyor.

Fareler üzerinde yapılan deneyler, kök hücre nakillerinin kıl oluşumunu sağladığını göstermişti.