tarihinde yayınlandı Yorum yapın

Sağlıklı Saçlar İçin 10 Temel Besin

Güçlü Saçlar İçin Bol Protein

Saçın, cildin üzerinde görünen kısmı tel, baş derisinin altında kalan kısmıysa kök, yani ‘Saç folikülü’dür. Bu kısmı saçın beslenmesini sağlayan küçük bir depo diye nitelendirebiliriz.

İşte Muhteşem Saçlara Sahip Olmanızı Sağlayacak 10 Besin:

  1. Somon: Omega-3 yağ asitleri, B12 vitamini ve demir açısından zengin olan somon, saçların sağlıklı kalmasına yardımcı olur.
  2. Koyu yeşil yapraklı sebzeler: Ispanak, brokoli gibi koyu yeşil yapraklı sebzeler, saçların sağlıklı kalması için gerekli olan A ve C vitaminlerini içerir.
  3. Fasulye: Fasulye, demir, çinko ve biotin gibi saçların sağlıklı uzaması için gerekli olan besin maddelerini içeren iyi bir protein kaynağıdır.
  4. Yağlı tohumlar (fındık, ceviz): Fındık ve ceviz gibi yağlı tohumlar, saçların güçlenmesine ve parlaklık kazanmasına yardımcı olan AHA ve omega-3 yağ asitlerini içerir.
  5. Tavuk ve hindi eti: Yüksek miktarda protein içeren tavuk ve hindi eti, saçların sağlıklı kalmasına ve güçlenmesine yardımcı olur.
  6. Yumurta: Yumurta, yüksek kaliteli protein kaynağıdır ve saçların sağlıklı kalmasını destekler. Ayrıca biotin ve B12 vitamini içerir.
  7. Tam tahıllar: Tam tahıllı ekmekler, bulgur, kepekli makarna gibi besinler saç sağlığı için önemli olan çinko, demir ve B vitaminlerini içerir.
  8. İstiridye: İstiridye, saçların uzamasında etkili olan çinkonun doğal bir kaynağıdır.
  9. Düşük yağlı süt ürünleri: Düşük yağlı süt ve yoğurt, kalsiyum açısından zengindir ve saçların sağlıklı kalmasına yardımcı olur.
  10. Havuç: Havuç, saç derisi için önemli olan A vitamini kaynağıdır ve saçların sağlıklı kalmasını destekler.

Vitaminler

İşte sağlıklı saçlar için önemli vitaminler ve bu vitaminleri içeren örnek besinler:

  1. A vitamini: Saç tellerinin gelişimini destekler. Karaciğer, yağlı balık, süt ürünleri, yumurta, ıspanak, marul ve kırmızı renkli meyve ve sebzeler A vitamini açısından zengindir.
  2. B4 vitamini: Saç folikülü için gereklidir. Patates, yumurta sarısı, meyveler, lahana, domates ve et B4 vitamini içerir.
  3. B5 vitamini: Saçların uzaması ve güçlenmesi için önemlidir. Karaciğer, yer fıstığı, brokoli, hububatlar, karnıbahar ve avokado B5 vitamini kaynağıdır.
  4. B6 vitamini: Saçların canlılığını artırır. Kırmızı et, balık, yumurta, patates, muz, kuruyemiş, lahana ve ıspanak B6 vitamini içerir.
  5. Folik Asit (B9): Saçlara canlılık ve parlaklık verir. Karaciğer, ıspanak, lahana, brokoli ve kuruyemiş B9 vitamini kaynaklarıdır.
  6. E vitamini: Kan dolaşımını destekler ve saç foliküllerinin yaşlanmasını önler. Kırmızı et, bitkisel yağlar, yumurta, yeşil yapraklı sebzeler ve kuruyemiş E vitamini içerir.
  7. Selenyum: Saç derisini canlandırır ve kepeği önler. Yumurta, ton balığı, domates, et ve çikolata selenyum içeren besinlerdir.
  8. Demir: Saç köklerini besler. Karaciğer, et, ceviz, yumurta sarısı ve bira mayası demir açısından zengin besinlerdir.
  9. Çinko: Yağ üretimini dengeleyerek saç sağlığını destekler. Deniz ürünleri, karaciğer, tavuk eti, kırmızı et, badem ve süt ürünleri çinko içerir.

Sağlıklı saçlar için bu vitaminlerden yeterli miktarda almak önemlidir. Bu nedenle çeşitli besinlerden oluşan dengeli bir diyet tercih edilmelidir.

tarihinde yayınlandı Yorum yapın

Güzel Saçlar Bakımlı Bir Vücutta Olur…

Güzel ve sağlıklı bir vücuda sahip olmak için yenilenlere özen göstermek ve bedenin ihtiyacını bilmek yeterli. Gözler için havuç, tırnaklar için yumurta, kulaklar için tavuk, kalp için balık ve cilt için portakal yenilmeli. Beslenme uzmanları, her organın ihtiyacının farklı farklı olduğunu ifade ederek beslenmenin bu organların ihtiyaçlarına göre yapılmasını istiyor. Güzel ve sağlıklı görünüm için uzmanlar şu önerilerde bulunuyor:

Saçlar

Saçlar amino asitlere ihtiyaç duyar. Saçlarının sağlıklı uzaması ve yıpranmaması için ihtiyacın olan en önemli şey amino asittir. Bunun için; hem protein hem de amino asit içeren besinleri tercih edilmelidir. Peynir, yumurta, tavuk, hindi ve fındık gibi besinler alınmalıdır.

Cilt

Cildin ihtiyacı C Vitaminidir. Eğer cildin pürüzsüz ve sağlıklı görünmesi isteniyorsa her gün en az 60 mg C vitamini alınmalıdır. C vitaminin vücudun savunma sistemini artırıcı etkisi vardır. Bu vitamin vücuttaki yara izlerinin ve çürüklerin kapanmasına yardımcı olur, cilde pürüzsüz bir görüntü kazanır. C vitamini; taze meyve, meyve suları ve sebzelerde bol miktarda bulunur. Özellikle, portakal, greyfurt, limon, kiraz ve siyah üzüm C vitaminin bol miktarda bulunduğu besinlerdir.

Gözler

Gözlerin A vitaminine ihtiyacı var. A vitamini vücudun sağlıklı olabilmek için ihtiyaç duyduğu en önemli vitaminlerden biri. Göz sağlığına da etkisi büyük. Bunun için; havuç, ıspanak, rezene, patates, brokoli, fındık ve mercimek yenmeli.

Tırnaklar

Tırnaklar Biyotin e ihtiyaç duyar. Güzellik vitamini olarak da bilinen biyotin, saçları ve tırnak uçlarını güçlendirir. Yumurta, balık, süt, peynir, lahana ve patates biyotin içerir.

Kulaklar

İç kulakta meydana gelen kulak çınlamalarının ve duyma bozukluklarının, çinko eksikliğinden kaynaklanabileceği belirtiliyor. Bu nedenle tavuk, kuzu veya sığır eti yenmesi tavsiye ediliyor.

Diş ve dişetleri

Dişlerin Kalsiyum a ihtiyacı vardır. Diş ve dişetlerinin sağlıklı görünmesini istiyorsanız günde en az 800 mg Kalsiyum almalısınız. Süt, ıspanak, kuru incir, kayısı, rezene ve lahana ile kalsiyum ihtiyacı karşılanabilir.

Kalp

Kalp sağlığı için OMEGA-3 Yağ asitleri faydalıdır. Kalbin sinsi düşmanı kolesteroldür. Kolesterol vücudun bütün hücrelerinde bulunan yağ benzeri bir maddedir. Kolesterol hücre zarının ve bazı hormonların yapımında kullanılır. Ancak kanda fazla bulunması zararlıdır. Kolesterol bir yanda karaciğer tarafından üretilirken, besinlerden de alınır. Et süt ve yumurta gibi hayvansal ürünlerde bol miktarda bulunurken, sebze ve tahıllarda bulunmaz. Omega-3 yağ asitleri içeren balık, kalp için çok faydalıdır.

tarihinde yayınlandı 7 Yorum

Saçlar Kendini Nasıl Yeniler?

Saçların sağlıklı görünmesi, güzelliğin vazgeçilmezleri arasında sayılıyor. Peki dökülmeye ya da kırılmaya başlamışlarsa? İşte yalnızca güzelliğiniz için değil, sağlığınız için de tehlike sinyali olabilecek bu belirtileri önemsemeniz şart!

İster uzun, ister kısa olsun saçlar, güzelliğin ayrılmaz bir parçası. İşte bu yüzden kadınların pek çoğu, saçlarının gerek renginde gerekse modelinde yaptıkları değişikliklerle farklı güzellikleri yakalayabiliyorlar. Ancak bazen saçlar, çok iyi bakılmasına rağmen dökülmeye başlıyor. İşte o zaman bir panik yaşanıyor. Bu duruda akla gelen ilk soru; “hepsi dökülecek mi?” oluyor. Oysa her dökülme karşısında endişe etmenize gerek yok. Çünkü saçlar her 4 yılda bir yenileniyor!

Saç teli vücudun diğer kılları gibi “büyüme, geçiş, dinlenme” olmak üzere üç aşamadan geçiyor. Saç telinin kaybı bu dönemlerin herhangi birinde olsa da, sıklıkla dinlenme fazında meydana geliyor. Saç tellerinin %85 inin büyüme fazında % 15 i dinlenme fazında olduğunu biliniyor, ortalama her dört yılda bir saçların büyük kısmının yenilendiği de yine araştırma sonuçlarından elde edilen bulgular.

Günde 50 ile 100 adet arası saç telini kaybetmek normaldir!

Günde ortalama 50-100 adet saç telinin kaybı normal sınırlarda olduğundan endişe etmemek gerekiyor. Ancak kişinin saç yoğunluğu çevresindekiler tarafından fark ediliyorsa, bu toplam saçın %25 lik kısmında kayıp olduğu anlamına geliyor. Bu durumda günlük saç kaybı 100-200 adedi bulduğundan, hekime başvurma zamanının geldiğini gösteriyor.

Saçları dökülmeye başlayan kişilerin doktorlardan öğrenmek istediği ilk şey saç dökülmesinin kalıcı olup olmayacağı… Çünkü kalıcı saç dökülmeleri tedavi edilmediği takdirde saç kaybı giderek artıyor. Hatta bazen tedavi uygulansa bile saç kaybı devam edebiliyor. Kalıcı dökülmelerin bir kısmı saçlı deride harabiyet yaparak belli bir alanda iz bırakabiliyor.

Saç kaybının başlıca nedenleri şöyle sıralanabilir:

  • Bazı genetik hastalıklar
  • Radyasyon
  • Termal ve kimyasal yanıklar
  • Mekanik travma
  • Tümörler
  • Bazı enfeksiyonlar (frengi, cüzzam, mantar, zona)
  • Bazı cilt hastalıkları (liken, lupus vb.)

Kadınlarda ve erkeklerde saç dökülmelerinin %95’i erkek tipi saç dökülmesidir.

Kalıcı saç dökülmelerinin hatta tüm saç dökülmelerinin büyük bir kısmı saçlı deride harabiyet yapmayan ve “androjenik” olarak adlandırılan genetik veya erkek tipi dökülmeden kaynaklanıyor. Bu da kadın ve erkeklere ait tüm saç dökülmeleri içinde %95 lik kısmı oluşturuyor. Saç dökülmesinde; genetik yatkınlık, yaş ve androjen düzeyleri belirleyici oluyor. Anne ve kız kardeşte benzer saç dökülmesi varsa tedavisi daha güç hale geliyor. Bu tipte saçlar giderek incelerek sert kıllardan yumuşak-ince tüylere dönüşüyor. Bu durum bazı psikolojik problemlere neden olabileceği için erken başvuru ve tanı önemli. Tedavisinin ise mutlaka doktor kontrolünde yapılması gerekiyor. Saçlı deride hormon dönüşümünü sağlayan ilaçların ya da incelmiş saç kılının çapını artıran losyonların lokal uygulanması söz konusu olabiliyor.

Saç tedavilerinde kullanılan ilaçlar kısırlığa yol açmaz.

Tabletle tedavinin yaygın yanlış kanının aksine kısırlık gibi bir yan etkisi yok! Sadece yüzde bir oranında libido azalmasına yol açabiliyor ancak bu etki de geçici. Bir süre sonra azalan libido yerine geliyor. Büyük oranda saç kaybı yaşanan kişilerde, bir başka seçenek, saç ekimi. Saç ekimi yöntemlerinin başarılı olabilmesi için çok büyük alanlarda dökülme olmaması gerekiyor. Kadınlarda bu tip saç dökülmesi görüldüğünde tıbbi olarak da müdahale ediliyor. Bu kadınların mutlaka hormon düzeylerine bakılıyor gerekiyorsa doğum kontrol hapı ve antiandrojenlerle tedaviye geçiliyor.

Bazı dökülmeler sonradan geri kazanılabilir.

Geri dönüşlü saç dökülmeleri büyüme veya dinlenme fazında meydana gelebiliyor. Büyüme fazındakiler aniden ortaya çıkıyor. Bu tip dökülmelerinin nedenleri arasında; kemoterapi ilaçları, kolçisin, haşere ilaçlarıyla zehirlenme, ileri derecede açlık, radyasyona maruz kalma geliyor. Saçların %90 ı haftalar içinde kaybediliyor ancak neden ortadan kalkınca kendiliğinden düzeliyor.

Dökülmeye neden olan sebebin ortaya çıkışından yaklaşık 2-5 ay sonra dökülme yoğunlaşıyor. Bu tip şikayetlerle gelen kişilerde uzmanlar, dökülmelere neden olabilecek pek çok faktörü sorguluyorlar. Bunlar; yüksek ateş, tifo, AIDS benzeri enfeksiyonlar, ilaçlar (pıhtılaşma önleyiciler, hormonlar, lipid düşürücüler, epilepsi ilaçları, düşük doz kemoterapötikler, ağır metaller, tiroid ilaçları, A vitamini vb.), hormonal değişimler (doğumdan sonra 2-4. ayda, doğum kontrol haplarının başlanması veya bırakılması, tiroid hastalıkları vb.), yeme bozuklukları, emilim sorunları, demir eksikliği, çinko/biotin eksikliği, fiziksel stres (kaza, ameliyat vb.), emosyonel stres (boşanma, yakın kaybı, savaş vb.). Bu tip dökülmeler de, nedenin ortadan kalkmasıyla birlikte geri dönüşlü oluyor.

Saçlarınızı en az 2 günde bir yıkayın.

Günlük saç kaybının 150 telden fazla olması nedeniyle endişelenen hastalar sıklıkla saçlarını yıkamaktan kaçınıyor. Oysa kirlenen ve yıkama süresi 2 günden daha uzun olan saçlar yıkandığı zaman neredeyse 2 günlük döküleceği için daha endişe verici olabiliyor.

Saç bakımı için nelere dikkat etmeliyiz.

Saçların sağlıklı olabilmesi için de şu noktalara dikkat edilmesi gerekiyor:

  • Saçlar yumuşak bir şekilde günaşırı yıkanmalı.
  • Çekerek kopmaları önlemek amacıyla şampuandan sonra krem uygulanmalı.
  • Dökülmeyi artırdığı için eşlik eden egzama gibi sorunlar, mutlaka tedavi edilmeli.
  • Yapılan testlerde yolunda gitmeyen bir durum tespit edilirse düzeltilmeli, eksik vitamin/ mineraller takviye edilmeli. Buna rağmen iyileşmenin 6 aya kadar uzaması mümkün.
  • Test sonuçları doğal sınırlarda olsa bile jelatin, keratin, darı ekstresi, biotin, çinko, çeşitli vitaminler içeren tabletler kısmen de olsa faydalı olabiliyor. Ancak hepsinin doktor kontrolünde alınması gerekiyor.
tarihinde yayınlandı Yorum yapın

Saçları Güçlendiren İlaç

Strese karşı bir maddeyi fareler üzerinde test eden bilim adamları, tesadüfen bu maddenin kılları uzattığını gördü.

Bilim adamları kronik strese girmesi için farelerin genlerini değiştirdi. Stres hormonu kortikotrobun fazla salgılanmasını sağlayan bilim adamları stresin mide ve bağırsaklara etkisini araştırdıkları sırada, yaşlandıkça farelerin sırtındaki kılların döküldüğünü ve ”kelleştiğini” belirledi.

California’daki Salk Enstitüsü’nden araştırmacılar, stres hormonunun salgılanmasını durduran “astressin-B” adı verilen bir kimyasal madde geliştirdi ve bu maddeyi ”kel farelere” enjekte etti. Kel fareleri, kontrol grubundaki sağlıklı farelerle aynı kafese koyan bilim adamları, 3 ay sonra kimyasal maddenin mide ve bağırsaklara etkisini araştırmak için kafese baktıklarında, kılları yeniden çıkan ”kel fareleri” diğerlerinden ayırmakta zorlandı.

Araştırma sonuçlarının insanların stres ve yaşlılık nedeniyle saç kaybetmesini ya da saçın ağarmasını engellemek için yeni ”tedavilerin” uygulanmasının yolunu açabileceğini belirten bilim adamlarının çalışması Amerikan ”Plos” dergisinde yayımlandı.