tarihinde yayınlandı Yorum yapın

Yoğurt ve Saçınız

Saçlarımızın bakımı için birçok öneri duymuşuzdur. Bunların bir çoğu kimyasal çözümler ya da medikal tedavilerdir. Aslında insan doğası gereği aslında tüm kimyasal ve medikal çözümler doğal besinler kadar etkili olamaz. Bu bakımdan saçlar için iyi gelen yoğurt türleri nelerdir açıklamaya çalışacağım.

Doktor Serkan Aygın

Dr. Serkan Aygın dermatoloji ve farmakoloji alanında çift dalda medikal uzmanlığı olan bir doktordur ve farmakoloji alanındaki çalışmaları saç için iyi gelen besinleri inceleme üzerine de olmuştur. Halihazırda saç ekimi ve saç tedavileri yapmakta olan Dr. Serkan Aygın, İstanbul’da kendi kliniğinde bu hizmetleri sunmaktadır.

Öncelikle genel olarak yoğurdun besin değerlerini bilmek gerekebilir. Bu bakımdan içerideki besin değerleri ve vücuda etkilerine bağlı olarak bunların hangileri saçların daha sağlıklı olmasını sağlayacağı konusuna geçilebilir.

Saçlar konusunda da bazı temel bilgileri bilmek gerekebilir. Saç tellerimizin büyüme fazı, 2 ila 5 yıl arasında sürmektedir. Bu süre sonunda, saçlar yaklaşık üç aylık bir dinlenme fazına geçerek yerine yenilerinin gelmesi için dökülürler. Eğer yeterli protein almıyorsanız, fazla miktarda saç dökülmesi yaşayabilirsiniz. 

Yoğurdun İçeriği ve Besin Değerleri

1 kase (200g) yoğurtta bulunan kalori, protein, karbonhidrat (şeker) ve yağ dağılımı ile birlikte mikro besin ögeleri oranı şu şekildedir. 

  • 175 g. su
  • 6 g. protein
  • 6 g. yağ
  • 8 g. karbonhidrat
  • 100 mg. sodyum
  • 320 mg. potasyum
  • 360 mg. kalsiyum
  • 200 mg. fosfor bulur.
  • Ortalama 110  Kcal’dir.

Yoğurt karbonhidrat, protein ve yağ açısından oldukça zengindir. Yoğurt; protein, yağ, vitamin ve mineral maddelerce normal sütten daha zengin bir besindir. Bu bakımdan bakıldığında ortalama yoğurt öncelikle saçın da protein yapıdan oluşması nedeniyle saçın ana besin kaynaklarından biridir. Genel olarak protein içeren tüm besinler saçın daha güçlü ve sağlıklı olmasını sağlar. 

Saç için doğrudan protein değeri önemli ama yeterli bir besin değildir. Saç için demir, biotin çinko, selenyum, bakır ve magnezyum içeren besinler alınmalıdır. Ayırca A, B6, C, D ve E vitaminleri de çok değerli besinlerdir.

Yogurt dışında saçlar için gerekli besinler şunlardır:

  • Yumurta
  • Ispanak
  • Tam tahıllar (yulaf)
  • Somon
  • Avokado
  • Badem
  • Tatlı patates
  • Yağsız kırmızı et
  • Yağsız hindi, tavuk eti
  • Kabak çekirdeği
  • Havuç
  • Hindistan cevizi
  • Nar
  • Yer fıstığı

Yoğurdun Çeşitleri

Yağ oranına göre;

  • Yağ oranı en az % 3.8 ise tam yağlı,
  • Yağ oranı en az %3.0 ise yağlı,
  • Yağ oranı en az %1.5 ise yarım yağlı,
  • Yağ oranı en fazla %1.5 ise az yağlı,
  • Yağ oranı en fazla %0.15 ise yağsız(yavan)

Üretilen Sütün Kaynağına Göre;

  • Sade yoğurt (11,92 g protein)
  • Manda Yoğurdu (7,7 g protein)
  • Keçi Sütü Yoğurdu (8,0 g protein)
  • Soya Yoğurdu (5,95 g protein)
  • Koyun Yoğurdu (4,8 g protein)

Bu bakımdan bakıldığında temel alınan protein değeri açısından saç için en etkili yoğurt tipi Sade yoğurttur. Yani inekten yapılmış olan yoğurttur. Bu yoğurdun kalitesi tabiki kullanıldığı sütten etkilenir. Bu bakımdan dünyanın yaygın ve yüksek protein değeri içeren sütü veren inek türü Jersey ineğidir. Dünyada en yaygın olarak Holstein inek sütü kullanılmaktadır. Holstein inek sütü ortalama 3,06 g protein içermesine karşın Jersey inek sütü ise 3,59 g protein içerir. Ama sonuçta yoğurt yapımındaki yoğunlaşma bu değeri 10-12 g a kadar artırmaktadır.

Yogurdun Spesifik Bir Etkisi Olan Saç Tipi Var Mıdır?

Genel olarak yapılmış belirgin bir deneysel çalışmaya rastlanmamış bu alanda yogurdun saç tipine göre etkisi farklı olmadığı düşünülmektedir. 

Yoğurt insan sağlığı için büyük faydaları tek başına bünyesinde barındırmaktadır. İçeriğinde bol miktarda kalsiyum bulunduran yoğurt, insan vücudu için sayısız yararı tüketilmesi ile beraberinde getirmektedir. Kalsiyum bilindiği şekli ile kemiklere fayda sağlamasının yanı sıra saçlara da olumlu katkılarda bulunmaktadır.

Bu neden ile içeriğindeki kalsiyum sayesinde yoğurt, saç uzamasını teşvik edebilme özelliğine sahiptir. Aynı zamanda ilave olarak yoğurdun içeriğinde protein de saçlar için büyük bir etkiye sahiptir.

Yoğurt aşırıya kaçmamak koşulu ile tavsiye olunur. Çünkü tüketiminde aşırıya kaçılan her gıda başka birtakım sağlık sorunlarını da beraberinde getirebilmektedir. Bu yüzden yediklerimize ekstra daha fazla dikkat etmemiz sağlıklı beslenmenin ön koşuludur ve çok önemlidir.

Yoğurdun Vücuda Etkileri

Yoğurt insanda, doygunluğu artırmaktadır. Metabolizmayı hızlandırdığı için de kilo kontrolünde oldukça önemli olan yoğurt aynı anlamda kan dolaşımını da artıracağı için saçların da daha çok beslenmesini sağlamaktadır. 

Yoğurdun Genel Özellikleri

  • Satın alındığı yerde 4-6 derecede saklanmış olması özelliğini yitirmemesi açısından önemlidir.
  • Yoğurt bakterileri faaliyetleri sırasında bazı vitaminleri sentezlerler: Çoğalmaları sırasında yoğurt bakterilerinin B6, B12, ve C vitamini tükettikleri bunun yanında B1, B2, B3 vitaminleri sentezledikleri dolayısıyla yoğurdun bu vitaminlerce zengin olduğu ortaya çıkmıştır.
  • Yoğurdun hazmı süte göre daha kolaydır ve daha zengin besin değerlerine sahiptir.
  • Kanser hücrelerinin gelişimini engeller.

Yoğurt Maskesi

Besin olarak vücudumuz için mucizeler yaratan yoğurdun saçımız için de aynı etkiyi gösterdiğini biliyor muydunuz? Uzun zamandır, yoğurdun saçı yumuşattığı bilinmektedir. Bu yüzden yoğurt, çözmek istediğiniz saç problemine bağlı olarak köklere uygulanabilir, cilde sürülebilir veya saç tellerine yayılabilir. Yoğurtta bulunan protein, saç şaftının güçlendirilmesine yardımcı olur, bu da bölünmüş uçları ve saç hasarını önler. Yoğurttaki laktik asit ise saçı nemlendirir ve durulama sırasında ölü cilt hücrelerini temizlemeye yardımcı olur. 

Saçlarınız için faydalı olabilecek bazı maske çeşitleri şunlardır:

Kinoa ve Yoğurt 

Yoğurtta yer alan protein kuru saçların beslenmesine yardımcı olur. Öte yandan, kinoa saç tellerini içeriden onarmaya yardımcı olur. Bu maskeye eklenebilecek olan bazı yağlar vardır. Bunlar; ahududu tohumu yağı, macadamia yağı ve tatlı badem gibi saçın dokusunu iyileştirmeye yardımcı olan bitkisel yağlardır. Bu saç maskesi saçınıza inanılmaz bir parlaklık katar. Bu yüzden, gözle görülür sonuçlar için haftada iki kez kullanılmalıdır.

Zeytinyağlı Yoğurt Maskesi

Malzemeler:

  • 1 yemek kaşığı yoğurt
  • 1 çay kaşığı  zeytinyağı
  • 1 yumurta

Yoğurt, tek başına bile saç için faydalı iken, zeytinyağı ile birleştiğinde saç büyümesini teşvik ederek uyuyan saç köklerinin uyanmasına yardımcı olur. Yumurtadaki sülfür ise saç büyümesini teşvik eder ve yağ salgısını dengeler, böylece saç yumuşar.

Nasıl Uygulanır?

Pürüzsüz bir kıvama gelene kadar tüm malzemeleri bir karıştırıcıda karıştırın. Karışımı ıslak saça uygulayın ve hafifçe masaj yapın. Saçlarınızı 15 dakika boyunca bekletin ve ılık su ile durulayın.

Yoğurt ve Bal Maskesi

Kuru saçlar nem eksikliğinden kaynaklanır, bu nedenle kuru saçlarınıza nem sağlamaya özel dikkat göstermeniz önemlidir. Saçlar iyi nemlendiğinde yumuşamaya başlar. Ayrıca, bal yoğurt ile birleştirildiğinde kepeği önlemeye yardımcı olur ve kaşıntılı kafa derisini yatıştırır.

tarihinde yayınlandı 1 Yorum

Saç Teli Hakkında

Tıpkı doğanın oldugu gibisaç telinin de kendine özgü bir ritmi, kriz dönemi, biçimi ve renkleri var. Gözle bakıldığında hiçbir şey olmuyormuş gibi gelse de saçlarımız hiç durmaksızın değişime uğruyor. Şimdi bu değişimi daha detaylı inceleyelim… Okumaya devam et Saç Teli Hakkında

tarihinde yayınlandı 7 Yorum

Saçlar Kendini Nasıl Yeniler?

Saçların sağlıklı görünmesi, güzelliğin vazgeçilmezleri arasında sayılıyor. Peki dökülmeye ya da kırılmaya başlamışlarsa? İşte yalnızca güzelliğiniz için değil, sağlığınız için de tehlike sinyali olabilecek bu belirtileri önemsemeniz şart!

İster uzun, ister kısa olsun saçlar, güzelliğin ayrılmaz bir parçası. İşte bu yüzden kadınların pek çoğu, saçlarının gerek renginde gerekse modelinde yaptıkları değişikliklerle farklı güzellikleri yakalayabiliyorlar. Ancak bazen saçlar, çok iyi bakılmasına rağmen dökülmeye başlıyor. İşte o zaman bir panik yaşanıyor. Bu duruda akla gelen ilk soru; “hepsi dökülecek mi?” oluyor. Oysa her dökülme karşısında endişe etmenize gerek yok. Çünkü saçlar her 4 yılda bir yenileniyor!

Saç teli vücudun diğer kılları gibi “büyüme, geçiş, dinlenme” olmak üzere üç aşamadan geçiyor. Saç telinin kaybı bu dönemlerin herhangi birinde olsa da, sıklıkla dinlenme fazında meydana geliyor. Saç tellerinin %85 inin büyüme fazında % 15 i dinlenme fazında olduğunu biliniyor, ortalama her dört yılda bir saçların büyük kısmının yenilendiği de yine araştırma sonuçlarından elde edilen bulgular.

Günde 50 ile 100 adet arası saç telini kaybetmek normaldir!

Günde ortalama 50-100 adet saç telinin kaybı normal sınırlarda olduğundan endişe etmemek gerekiyor. Ancak kişinin saç yoğunluğu çevresindekiler tarafından fark ediliyorsa, bu toplam saçın %25 lik kısmında kayıp olduğu anlamına geliyor. Bu durumda günlük saç kaybı 100-200 adedi bulduğundan, hekime başvurma zamanının geldiğini gösteriyor.

Saçları dökülmeye başlayan kişilerin doktorlardan öğrenmek istediği ilk şey saç dökülmesinin kalıcı olup olmayacağı… Çünkü kalıcı saç dökülmeleri tedavi edilmediği takdirde saç kaybı giderek artıyor. Hatta bazen tedavi uygulansa bile saç kaybı devam edebiliyor. Kalıcı dökülmelerin bir kısmı saçlı deride harabiyet yaparak belli bir alanda iz bırakabiliyor.

Saç kaybının başlıca nedenleri şöyle sıralanabilir:

  • Bazı genetik hastalıklar
  • Radyasyon
  • Termal ve kimyasal yanıklar
  • Mekanik travma
  • Tümörler
  • Bazı enfeksiyonlar (frengi, cüzzam, mantar, zona)
  • Bazı cilt hastalıkları (liken, lupus vb.)

Kadınlarda ve erkeklerde saç dökülmelerinin %95’i erkek tipi saç dökülmesidir.

Kalıcı saç dökülmelerinin hatta tüm saç dökülmelerinin büyük bir kısmı saçlı deride harabiyet yapmayan ve “androjenik” olarak adlandırılan genetik veya erkek tipi dökülmeden kaynaklanıyor. Bu da kadın ve erkeklere ait tüm saç dökülmeleri içinde %95 lik kısmı oluşturuyor. Saç dökülmesinde; genetik yatkınlık, yaş ve androjen düzeyleri belirleyici oluyor. Anne ve kız kardeşte benzer saç dökülmesi varsa tedavisi daha güç hale geliyor. Bu tipte saçlar giderek incelerek sert kıllardan yumuşak-ince tüylere dönüşüyor. Bu durum bazı psikolojik problemlere neden olabileceği için erken başvuru ve tanı önemli. Tedavisinin ise mutlaka doktor kontrolünde yapılması gerekiyor. Saçlı deride hormon dönüşümünü sağlayan ilaçların ya da incelmiş saç kılının çapını artıran losyonların lokal uygulanması söz konusu olabiliyor.

Saç tedavilerinde kullanılan ilaçlar kısırlığa yol açmaz.

Tabletle tedavinin yaygın yanlış kanının aksine kısırlık gibi bir yan etkisi yok! Sadece yüzde bir oranında libido azalmasına yol açabiliyor ancak bu etki de geçici. Bir süre sonra azalan libido yerine geliyor. Büyük oranda saç kaybı yaşanan kişilerde, bir başka seçenek, saç ekimi. Saç ekimi yöntemlerinin başarılı olabilmesi için çok büyük alanlarda dökülme olmaması gerekiyor. Kadınlarda bu tip saç dökülmesi görüldüğünde tıbbi olarak da müdahale ediliyor. Bu kadınların mutlaka hormon düzeylerine bakılıyor gerekiyorsa doğum kontrol hapı ve antiandrojenlerle tedaviye geçiliyor.

Bazı dökülmeler sonradan geri kazanılabilir.

Geri dönüşlü saç dökülmeleri büyüme veya dinlenme fazında meydana gelebiliyor. Büyüme fazındakiler aniden ortaya çıkıyor. Bu tip dökülmelerinin nedenleri arasında; kemoterapi ilaçları, kolçisin, haşere ilaçlarıyla zehirlenme, ileri derecede açlık, radyasyona maruz kalma geliyor. Saçların %90 ı haftalar içinde kaybediliyor ancak neden ortadan kalkınca kendiliğinden düzeliyor.

Dökülmeye neden olan sebebin ortaya çıkışından yaklaşık 2-5 ay sonra dökülme yoğunlaşıyor. Bu tip şikayetlerle gelen kişilerde uzmanlar, dökülmelere neden olabilecek pek çok faktörü sorguluyorlar. Bunlar; yüksek ateş, tifo, AIDS benzeri enfeksiyonlar, ilaçlar (pıhtılaşma önleyiciler, hormonlar, lipid düşürücüler, epilepsi ilaçları, düşük doz kemoterapötikler, ağır metaller, tiroid ilaçları, A vitamini vb.), hormonal değişimler (doğumdan sonra 2-4. ayda, doğum kontrol haplarının başlanması veya bırakılması, tiroid hastalıkları vb.), yeme bozuklukları, emilim sorunları, demir eksikliği, çinko/biotin eksikliği, fiziksel stres (kaza, ameliyat vb.), emosyonel stres (boşanma, yakın kaybı, savaş vb.). Bu tip dökülmeler de, nedenin ortadan kalkmasıyla birlikte geri dönüşlü oluyor.

Saçlarınızı en az 2 günde bir yıkayın.

Günlük saç kaybının 150 telden fazla olması nedeniyle endişelenen hastalar sıklıkla saçlarını yıkamaktan kaçınıyor. Oysa kirlenen ve yıkama süresi 2 günden daha uzun olan saçlar yıkandığı zaman neredeyse 2 günlük döküleceği için daha endişe verici olabiliyor.

Saç bakımı için nelere dikkat etmeliyiz.

Saçların sağlıklı olabilmesi için de şu noktalara dikkat edilmesi gerekiyor:

  • Saçlar yumuşak bir şekilde günaşırı yıkanmalı.
  • Çekerek kopmaları önlemek amacıyla şampuandan sonra krem uygulanmalı.
  • Dökülmeyi artırdığı için eşlik eden egzama gibi sorunlar, mutlaka tedavi edilmeli.
  • Yapılan testlerde yolunda gitmeyen bir durum tespit edilirse düzeltilmeli, eksik vitamin/ mineraller takviye edilmeli. Buna rağmen iyileşmenin 6 aya kadar uzaması mümkün.
  • Test sonuçları doğal sınırlarda olsa bile jelatin, keratin, darı ekstresi, biotin, çinko, çeşitli vitaminler içeren tabletler kısmen de olsa faydalı olabiliyor. Ancak hepsinin doktor kontrolünde alınması gerekiyor.
tarihinde yayınlandı Yorum yapın

Bilgisayarlı Saç Analizi Nedir?

Bilgisayarlı saç analizi ( Fototrikogram ) kolay uygulanan, invaziv olmayan, tekrarlanabilen saç takip yöntemidir.Bilgisayarlı Saç Analizi

  • Bilgisayarlı saç analizi ile ;
  • Saç dökülmesinin tipi belirlenebilir.
  • Saç dökülmesinin derecesi ölçülebilir.
  • Saç yoğunluğu hesaplanabilir.
  • Saç tellerinin kalınlığı incelenebilir.
  • Anagen ve telogen evredeki saçların oranı ölçülebilir.

Saç analizi hastaların saçlarının durumu ile ilgili bilgi verir. Ayrıca elde edilen veriler ışığında, yakın gelecekte yaşanabilecek saç dökülmesi hakkında yorum yapmaya olanak tanır.

40 kat büyütmeli fotoğraflar üzerinde, hangi bölgelere ekim yapılması gerektiği belirlenir. Ekim öncesinde ve ekim sonrasında saçların durumu fotoğraflarla ve sayısal analizlerle kıyaslanabilir.

Hasta saç ekimine uygun değilse veya ekim dışında başka bir tedavi istiyorsa; saç mezoterapisi başta olmak üzere medikal tedavilerin sonuçları en güvenilir ve objektif şekilde saç analizi ile takip edilebilir.

Saç analizleri çoğu klinikte saç sorunları nedeni ile başvuran hastalara ücretsiz olarak sağlanan bir hizmettir.

tarihinde yayınlandı 1 Yorum

Saç Fototerapisinin Faydaları Nelerdir?

Electrotrichogenesis ( ETG ): elektrostimülasyonla saç dökülmesini engelleme , dökülen saçların geri kazanımı anlamında kullanılan bir terimdir.

Pulse’li ( atımlı ) elektrostatik alan: AB , EFTA , Amerika kıtası ve dünyanın diğer bölgelerinde tıbbi olarak onaylanmış olup erkek ve kadın androgenetik alopesisinde ve genel anlamda kellik tedavisinde kullanılmaktadır.

British Columbia Üniveritesinde yapılan ilk klinik uygulamada ; 36 haftalık bir çalışmada % 96.7 oranda dökülmenin durması ve % 66.1 inde yeniden saç oluşumunun başladığı görülmüştür.

İşlevi şudur: vücuttaki kemiklerin gelişim ve onarımında etkin olan büyüme faktörünün salgılanmasını sağlayan bu enerji , benzer bir mekanizma ile saçtaki kıl folküllerindeki büyüme faktörünü de harekete geçirmektedir.

Bu yöntem: saçlı deride büyüme faktörlerini arttırıcı hücreler arası ve hücre içi kalsiyum ve magnezyum gibi maddelerin geçişini kolaylaştırarak saç metabolizmasını etkiler ve bu sayede saç dökülmesini önler ve hatta saçı geri kazandırır.

Tedavinin güvenirliliği ise son derece üst düzeydedir. Öyle ki ; 1 dakikalık cep telefonu ile konuştuğumuzda maruz kaldığımız enerjinin 50.000’de 1’inden daha az bir manyetik alan etkisinde kalınmakta, dolayısıyla hiç yan etkisi bulunmamaktadır. Tedavinin en önemli avantajlarından biri ağrısız olmasıdır.

ENDİKASYONLARI

  • Androgenetik alopesi
  • Alopesia areata ( saçkıran )
  • Anagen eflivum ( kanser kemoterapisi )
  • Saç ekimi sonrası
  • Saç sağlığını güçlendirme

KONTRENDİKASYONLARI

  • Hamilelik
  • Kalp pili kullanımı
  • Kafatasında metal protezi olanlar
  • Tedavi haftada 1 seans olarak uygulanır. Seans süresi 12 dakikadır.
  • 6 ila 12 hafta içinde hasta tedaviye olumlu cevap verir
tarihinde yayınlandı 1 Yorum

Saç Tedaviniz İçin Ne Tür Yöntemler Uygulayabilirsiniz?

Oral Tedavi yöntemleri.

Hastanın genel durumu, özelikle saç dökülmesinin evresine göre, hekim kontrolünde dökülmeyi azaltıcı, ilaç tedavisi uygulanabilir. Gerek saç ekim operasyonları öncesi, gerekse saç ekim operasyonları sonrası destekleyici farklı özeliklerde yararlı ilaçlar bulunmaktadır.

Tüm ilaçlar hekim kontrolünde alınmalıdır.

Topikal Tedaviler Hangileridir?

Bu ilaçlar, saçların inceldiği alanlarda saçlı derideki kan akımını arttırarak saç dökülmesini azaltır. Uzun yıllardır dünyada erkekler ve kadınlar tarafından yaygın olarak kullanılmaktadır. Saç ekimi sonrasında ilk yeni saçların büyümesini hızlandırmak için de kullanılır. Özellikle verteks( tepe bölgesinde) etkilidirler.

Saçlı Deri Mezoterapisi nedir?

Mezoterapi potansiyel olarak saç ekimine gerekliliği azaltan bir tedavidir.

Saç dökülmesi için uygulanan mezoterapi teknikleri mezoterapinin kendisinden geliştirilmiştir. Mezoplasti veya Mezohair gibi yaklaşımlar şeklinde adlandırılabilir. Hem bayanlar hem erkeklerde yeniden saç gelişimi üzerine olumlu etkileri gözlenmiştir.

Mezoterapi ne tamamlayıcı tıp ne de alternatif tıptır. Bu uygulama farmakolojik ilaçların intradermal veya subkutan enjeksiyonu olduğuna göre klasik tıbbın bir tekniğidir.

Amacı hastalığın yerleştiği alanla, tedavi uygulama alanının birbirine yaklaştırılmasıdır.

Seçilen ilaç karışımları, bölgesel olarak küçük dozlarda özel iğneler ve özel tekniklerle cilt içine verilir. Dermis veya hipodermis, mikrosirkülasyon yoluyla aktif maddenin ulaşması gereken yere doğru yavaşça salındığı rezervuar bölge haline gelir. Dolayısıyla bu bir bölgeselyerel tedavi yöntemidir.

Saçlı deri mezoterapisi; saç dökülmesini durdurmak, var olan saçın kalitesini arttırmak ve yeni saç çıkışlarını aktif hale getirmek için belli periyodlarla saçlı deriye uygulanabilen bir tedavi şeklidir.

Özel kokteyler ile saçlı deriye özellikle vitamin takviyeleri yapılır ve bu bölgeye olan kan dolaşımı geliştirilir. Kıl foliküllerinin kanlanmasının arttırılmasına ve daha iyi beslenip, gelişmelerine yardım eder.

Bu yöntemin diğer klasik ilaç tedavilerine göre üstünlüğü ilaçların küçük dozlarda bölgesel kullanılmasıdır. Yan etki riskinin önemsiz sayılabilecek kadar az olması ve sonuçlarının etkili olmasıdır.

Saç gelişimine yönelik mezoterapi değişik nütrientleri (biotin, hyalüronik asit ve silika gibi), vazodilatörleri ve androjen blokerleri kullanır. İlk uygulamadan haftalar sonrasında saçların tekrar geliştiği gözlenir, yaklaşık altı ay sonrasında dökülen bölgeler yeniden canlanır ve normal yapıda saçlarla yer değiştirir. Uygulamaların belirli aralıklarla devamlılığı gereklidir.

Uygulamalar Genel Olarak Mezoterapide

I ) İntraepidermal uygulama

II ) Yüzeyel intradermal uygulama

a Enjeksiyonsuz ( Nappaj – sıvama )

b Enjeksiyonlu ( Nokta tarzı,nappaj)

III ) Derin intradermal enjeksiyon ( Nokta tarzı PPP 14 mm )

IV) Hipodermal enjeksiyon ( Nokta tarzı – PPP 410 mm ) şeklinde yapılabilir.

Kullanılan İlaçlar ve Özellikleri

Saçlı deri mezoterapisinin temelini uygulamada kullanılan ajanlar oluşturur. Saçlı deri mezoterapisinde sabit bir ilaç tedavisi yoktur. Her hastadaki varolan patolojiye göre farklı etki mekanizmaları olan maddeler tek başlarına veya kombinasyonlar halinde verilir. Genel prensip ; uygulanacak olan formulasyonlarda çok sayıda ajanın kombinasyonundan kaçınmak ve en az madde ile hastalık patolojisine faydalı olabilecek terkibi hazırlamaktır.

Mezoterapi ile kullanılabilecek maddeler şu şekilde sınıflandırılabilir :

Lokal anestetikler : prokain, ksilokain

Vasküler etkililer : buflomedil, melilatrutin, pentoksifilin, gingko biloba, minoksidil

paridil heparin.

Saç folikülünün uyarılması ve saçın onarılmasına etkililer: XADN , aminoasitler,

organik silisyum.

Antiandrojen etkililer: finasteride, dutasterid, bitkisel ekstreler.

Antiseboreikantiinflamatuar etkililer : çinko, selenyum, salisilat.

Keratin biyosentezi için etkililer: biotin, bepanthene, vitamin A , vitamin B grubu (pantotenik asit, vitamin B5 gibi), aminoasitler, oligoelementler, çinko, bakır,

magnezyum.

Bu ajanları içeren standart ampül ve vial tarzında preparatlar artık mevcuttur. Minoksidil, finasterid, dutasterid, biotin, xadn, organik silisyum, dpantenol gibi ajanlar kendi isimlerinde bulunabilmekle beraber değişik aminoasitler, vitaminler ve oligoelementleri kombine halinde bulunduran standart ürünler ( keractive, haircare gibi) de mevcuttur. Bunlar tek başlarına veya kombinasyonlar tarzında uygulanabilir.

Enjekte edilen bileşimin içeriği:deri nekrozu yapabilen alkol bazlı solventler olmamalıdır. Bileşim izotonik olmalı, pH nötr olmalı, hipoallerjik olmalı ve yerel olarak iyi tolere edilebilmelidir. En önemli nokta tedaviye başlamadan önce kesin bir tanı koyup enjekte edilecek karışımı doğru seçmelidir.

Etki Mekanizmaları ve Tedavi Amacı

Bu maddeler ile yapılan kokteyler dermal papilla düzeyinde etki ederek saçların gelişimini, yenilenmesini uyararak keratin üretimini düzenlerler.

Kokteyldeki vazodilatör (damar genişletici) maddeler fonksiyonel bir mikrosirkülasyon sağlayarak,

saç foliküllerinin kanlanmasını arttırırlar. Böylece saçın canlanmasını ve kalınlaşıp parlamasını sağlarlar.

Sinir uçlarından salınan mediatörleri kontrol altına alırlar.

Mezoderm aralığında bağışıklık sisteminin (immun sistem) kan hücrelerinin % 40 oranında varlığı göz önüne alındığında, immun üniteyi etkileyerek immun saç dökülmesini önlemeye çalışırlar.

Kokteyldeki vitaminler ve elementler saç dökülmesini engellerler; yağ sekresyonunu düzenlerler ve kepek oluşumunu azaltırlar; antioksidan özellikleri ile katkı sağlarlar.

Sonuç olarak ulaşılan nokta; ilaçların küçük dozlarda bölgesel kullanılmasıdır. Yan etki riskinin önemsiz sayılabilecek kadar az olması ve tedavinin daha çok etkili olmasıdır.

Saçlı Deri Mezoterapi Endikasyonları

Erkek tipi saç dökülmesinde ( androgenetik alopesi )

Alında traksiyon ( çekmeye bağlı) dökülmelerde

Alopesi areatada ( saçkıran )

Doğum sonrası dökülmelerde

Daha çok kadınlarda görülen diffuz (genel) dökülmelerde

Bazı saçlı deri hastalıklarında ( sedef hast. , liken , seboreik dermatit gibi ) uygulanır.

Erkeklerde erken evrede yapılan tedavi daha etkilidir.

Kontrendikasyonları

Hamileler; emzirenler; immunolojik hastalığı olanlar; kanser hastaları; diabetikler; antikoagülan tedavi görenler uygun hasta değildirler.

Uygulama Öncesi ve Sonrası Dikkat Edilecek Hususlar

Mezoterapi Öncesi

  1. Klinik muayene ile dökülmenin seviyesi belirlenmelidir.
  2. Trikogram incelemesi yapılmalıdır.
  3. Hasta yatar pozisyonda olmalıdır.
  4. Uygulamadan önce eldiven giyilmeli ve bölge antiseptik solüsyonla dezenfekte edilmelidir. Alkol , eter , klorheksidin , betadin deri dezenfeksiyonunda tercih edilir.
  5. 48 saat önce analjezik ve antiiflamatuar uygulamaları kesilmelidir.

Mezoterapi Sonrası

  1. Tedavi sonrası derinin % 70 lik etil alkol ile temizlenmesi önerilir.
  2. Kural olarak , allerji riskini arttırmamak için seans sonrası sıcak duştan kaçınılmalıdır.
  3. Ekimozu önlemek için seans sonrası hemostaz elle veya hastanın ağırlığı ile yapılmalıdır.
  4. Seanslar çok sık aralıklarla tekrarlanmamalıdır.Bir önceki seansın yararlı etkilerini ortadan kaldırabilir.

Saç Fototerapisi Nedir ? ( ETG )

Electrotrichogenesis ( ETG ) ; elektrostimülasyonla saç dökülmesini engelleme , dökülen saçların geri kazanımı anlamında kullanılan bir terimdir.

Pulse’li ( atımlı ) elektrostatik alan ; AB , EFTA , Amerika kıtası ve dünyanın diğer bölgelerinde tıbbi olarak onaylanmış olup erkek ve kadın androgenetik alopesisinde ve genel anlamda kellik tedavisinde kullanılmaktadır.

British Columbia Üniveritesinde yapılan ilk klinik uygulamada; 36 haftalık bir çalışmada % 96.7 oranda dökülmenin durması ve % 66.1 inde yeniden saç oluşumunun başladığı görülmüştür.

İşlevi şudur; vücuttaki kemiklerin gelişim ve onarımında etkin olan büyüme faktörünün salgılanmasını sağlayan bu enerji , benzer bir mekanizma ile saçtaki kıl folküllerindeki büyüme faktörünü de harekete geçirmektedir.

Bu yöntem ; saçlı deride büyüme faktörlerini arttırıcı hücreler arası ve hücre içi kalsiyum ve magnezyum gibi maddelerin geçişini kolaylaştırarak saç metabolizmasını etkiler ve bu sayede saç dökülmesini önler ve hatta saçı geri kazandırır.

Tedavinin güvenirliliği ise son derece üst düzeydedir. Öyle ki; 1 dakikalık cep telefonu ile konuştuğumuzda maruz kaldığımız enerjinin 50.000’de 1’inden daha az bir manyetik alan etkisinde kalınmakta, dolayısıyla hiç yan etkisi bulunmamaktadır.

Tedavinin en önemli avantajlarından biri ağrısız olmasıdır.

ENDİKASYONLARI

Androgenetik alopesi

Alopesia areata ( saçkıran )

Anagen eflivum ( kanser kemoterapisi )

Saç ekimi sonrası

Saç sağlığını güçlendirme

KONTRENDİKASYONLARI

Hamilelik

Kalp pili kullanımı

Kafatasında metal protezi olanlar

Tedavi haftada 1 seans olarak uygulanır. Seans süresi 12 dakikadır.

6 ila 12 hafta içinde hasta tedaviye olumlu cevap verir.

*yukarıda yazan tüm bilgiler tıp literatüründeki kaynaklardan alınmıştır  ve sadece bilgilendirme amaçlıdır.

tarihinde yayınlandı Yorum yapın

Saç Bakımında Nelere Dikkat Edilmeli?

Öncelikle saç derinize göre şampuan seçerek işe başlamalısınız. Yani eğer saç diplerinizde kepeklenme varsa, kepek şampuanı kullanmanız şart. Ama aynı zamanda röfle saçlarınızı kuruttuysa, saçlarınıza hangi şampuanı kullanırsınız?

Cevap yine kepek şampuanıdır.
Çünkü gerçek anlamda saç kırıklarınızı onaracak bakım kreminiz olacaktır.

İşte bu sebeple seçeceğiniz bakım kremi mutlaka onarıcı ve güçlü etkiye sahip bir krem olmalıdır…

Peki saçınızı kaç kere şampuanlamalısınız?

Mesela normalde saçlarınızı 2 günde bir yıkadınız ama bu hafta sular kesikti ya da fırsat bulamadınız ve 4 gündür saçınızı yıkayamıyorsunuz…

Ne yapmalısınız?

3 şampuan ancak temizler diye düşünüyorsunuz, saç dipleriniz de çok yağlanmış. Zaten çok çabuk yağlanan bir cilt tipiniz de var. O zaman öncelikle saçlarınızı sabah yıkadığınızda akşam dipleri yağdan parlıyorsa yağlı saç şampuanı kullanın, ama asıl önemlisi saçlarınızı 4 gün sonunda yıkarken 2’den fazla şampuan yaparak saçlarınızı yıpratacağınızı bilmenizdir.

Kısacası 3’ten fazla saçınızı şampuanlamak saça zarar verebilir.
saç bakımı