tarihinde yayınlandı Yorum yapın

Saç Ekiminin İncelikleri

Genelde erkekleri etkiler gibi görünse de, saç dökülmesi hem erkekleri hem kadınları etkileyen bir sorundur. Temelde genetik ve hormonal (erkeklerde testosteron, bayanlarda gebelik) etkiler ile gözlenen saç dökülmesi sürecine stres, kullanılan ilaçlar, vitamin-mineral yetmezliği (özellikle çinko eksikliği), kanda hemoglobin düşüklüğü, hava kirliliği, sudaki kireç oranı, kullanılan saç ürünleri ve ilerleyen yaş önemli katkılarda bulunur. Bazen hastalar kaza, psikolojik problemler sonucu kendi saçını yolma, cilt hastalıkları ve yanıklar neticesinde de saç kaybı ile başvurulabilmektedir.

Saç Ekimi Öncesi ve Sonrası Fotoğrafı
Saç Ekimi Öncesi ve Sonrası Fotoğrafı

Kellik süreci önce aşırı saç dökülmesi ile başlar (günde yaklaşık 100 adet saç dökülmesi normaldir). Saçlı deride boş alanlar artmaya başlar ve bu boş alanın ortasında veya etrafında kalan saçların kalitesi bozulmaya normal sertliğini kaybetmeye ve incelmeye başlar. Bunlar sıradaki dökülmeye aday saçlardır. Saç dökülmesi başladığında alınacak bazı önlemlerle bu süreç geciktirilebilir. Ancak geciken bu süreç sonunda saçlı deride açılma başladığında hasta saç ekimine ihtiyaç duyar.

  • Saç kökü gelişim ve dökülme arasında 3-5yıl süren anagen faz (gelişme dönemi), 2-3 hafta süren telogen faz (dinlenme dönemi) ve 4-6 ay süren katagen faz (dökülme dönemi) diye 3 kısımda adlandırılan bir döngünün içindedir. Yaş ilerlemesiyle beraber dinlenme süresi uzar.
  • Saç dökülmesi açılan alana göre 7 dereceye ayrılmaktadır. 1.derece önce yanların hafif açılması 7. derece ise tam kelliktir. Saçlar ne kadar dökülürse dökülsün mutlaka ense kısmında iki kulak arası çizgi altında bir miktar saç kalır. Yapılan saç ekiminde kullanılan saç greftleri de bu bölgeden alınmaktadır.
  • Saç ekimi kellik derecesine göre tek seansta bitebilir veya 2-3 seans sıklaştırma gerektirebilir. Saç ekimi sonrası ekilen saçlar 3 ay içinde dökülür, 8. ayın sonuna dek tekrar çıkar. Yani her saç ekimi seansının arası en az 8 ay olmalıdır.
  • Saç ekimi sonuçlarında kişinin saç rengi ve tipi önem arzetmektedir. Koyu renkli, kalın ve kıvırcık saçlar en iyi sonucu verirken, sarı renkli, ince ve düz saçlarda kapatma oranı daha az olmaktadır.

Peki ekilen bu saçlar dökülmezler mi?

Alın ve tepe bölgesindeki saç kökleri testosteron hormonuna duyarlıdır. Ve bu hormon etkisiyle saç kökleri zarar görmekte dolayısıyla saçlar dökülmektedir. İkinci tip saç kökleri ise östrojen hormonuna duyarlıdır. Ve bu sebeple dökülmezler. İşte saç ekimi işlemi; kafanın arka kısmında bulunan testosteron hormonuna duyarlı olmayan saç köklerinin alınarak, alın ve tepe bölgesindeki saçsız alanlara ekilmesidir. Bu şekilde ekilen saç kökleri hormona duyarlı olmadıklarından bir daha dökülmezler.

Saç ekimi öncesi kişiye saç çizgisi oluşturulur. Saç çizgisi önde genelde alın orta hattında kaş hizasının 6 cm üzerinde , kaş orta hattında ise kaş hizasının 8 cm üzerinde olacak şekildedir. Ancak bu çizgi kişinin yüz tipine göre ayarlanabilir.

Saç ekiminde son yıllarda mini-mikro greft aktarılması ile ilgili iki teknik kullanılmaktadır. Bunlar FUT ve FUE’dir.

FUT (FOLİKULER UNİTE TRANSPLANTASYONU)

Uzun yıllardır uygulanan bu yöntemde ense bölgesinden 2 x 10-12 cm uzunluğunda saçlı deri çıkartılır. Verici alan dikişle kapatılır. Daha sonra alınan saçlı deri bistüri yardımıyla mikro (1 saç kökü içeren) ve mini (2-3 saç kökü içeren) greftlere ayrılır. Hastanın saçlı derisi lokal anestezik solusyonla şişirildikten sonra açılan deliklere ön saç çizgisi bölümüne mikro, arka taraflara mini greftler olmak üzere yerleştirilir. Operasyon ortalama 5-6 saat sürer. Bitiminde saç özel baskılı pansumanla sarılır, iki gün sonra açılarak özel şampuanla yıkanır.

FUE (FOLİKULER UNİTE EKSTRAKSİYONU)

FUE, FUT’a göre daha yeni bir yöntemdir. FUE’nin tek farkı özel bir motorla tek tek köklerin alınması yerlerinde minimal iz kalması ve bunun sonucunda ensede iz olmadığından daha estetik bir sonuç olmasıdır. Yoksa yine kullanılan greftler aynıdır. FUE, FUT’a oranla daha teknolojik ve daha uzun süren bir işlemdir.

DİKKAT EDİLECEKLER

  • Sigara, yara iyileşmesini olumsuz etkileyebilir. Bu nedenle ameliyattan 1 hafta önceden 2 hafta sonraya dek azaltmanız veya ara vermeniz faydalı olacaktır.
  • Diğer estetik ameliyatlarda olduğu gibi kanamayı arttırmaması için aspirin ve diğer kan sulandırıcı ilaçlar (heparin, kumadin, gingko biloba ekstreleri gibi) kullanımı ameliyat tarihinden 10 gün önce kesilmelidir. Yüksek tansiyon hastası iseniz sabah ilacınızı mutlaka alınız.
  • Saç ekimi yaptırmaya gelirken saçınızı PH 5.5 bir şampuanla yıkayınız .
  • Saçınızın ense kısmı çok uzunsa kestiriniz, ancak kazıtmayınız.
tarihinde yayınlandı Yorum yapın

Fue Saç Ekim Tekniği Nedir?

(Foliküler Ünite Ekstraksiyon )

Fue , dikişsiz, acısız, iz bırakmayan, gündelik hayatı etkilemeyen saç ekim tekniğidir.

FUE tekniği özelikleri

Ensede şerit biçimde çizgi kalmaz.

Kılların alındığı alanda uzun süre hissizlik duyusu olmaz.

Uygun vücut bölgelerinden kıl köklerinin nakline olanak tanır.

Greftlerin çıkarıldığı alanda hızlı iyileşme görülür.

Profesyonelce uygulandığına saçlar doğal ve dolgun görünümlü olur.

FUE tekniği ile ekim nasıl yapılır?

Donör alandaki kıllar işlem öncesinde 2 mm uzunluğunda kısaltılır.

Özel bir cerrahi aletle ( 0.6-0.8 mm çapında ) saç kökleri çıkarılır.

0.8-0.9 mm çaplı silindirik aletlerle kanallar açılır.

Donör alandan alınan saç kökleri, istenilen bölgeye yerleştirilir.

Daha Fazla Bilgi İstiyorum.

FUE tekniği ile ne kadar ekim yapılabilir?

Saçlı deride normal sıklık santimetrekare başına 70-100 foliküler ünitedir.

Saç sıklığı %50 azaldığında saç kaybı gözle fark edilir hale gelir.

Santimetrekare başına 35 ila 50 foliküler ünite ekimi ile yeterli saç sıklığı sağlanır.

Bazı kişilerde saçın yapısına bağlı olarak, istenen sonuçlar için 65 foliküler üniteye kadar ekime ihtiyaç duyulabilir.

FUE tekniğinde dikkat edilmesi gerekenler!

Kökler zedelenmeden çıkarılmalı.

Saç köklerinin mutlaka doğru yönde ekilmeli.

İşlem sonrası hasta uyarılara dikkat etmeli.

FUE tekniği ile günde ne kadar ekim yapılabilir?

Deneyimli, uzman ekipler 2000 ila 3000 greft ekim yapabilmektedirler.

Hastanın ensesi çok yoğunsa ve ihtiyacı fazla ise iki gün üst üste toplam 4000 -5000 greftlik ekimler mümkündür.

İhtiyaç halinde ikinci FUE operasyonu en erken 3 ay sonra gerçekleştirilebilir.

tarihinde yayınlandı Yorum yapın

Saç ekim operasyonu nasıl yapılır?

Saç Ekim Operasyonu Nasıl Gerçekleşir?

Operasyonun ilk işlemi hastanın saçlı derisinin lokal anestezi uygulanarak uyuşturulmasıdır.

Bu sayede hasta operasyon süresince uyanık kalır; TV seyredebilir; yemek yiyebilir, gazete-kitap okuyabilir; ancak acı duymaz. Saçsız alanlara nakledilecek saç kökleri iki şekilde elde edilir.

Birincisi; güvenli donör alan olan enseden bir şerit çıkarılır. Şerit, saç köklerine ayrılır. Şeridin ayrılmasıyla elde edilen küçük saçlı deri parçacıklarına greft adı verilir. Her greft bir veya daha fazla sayıda saç teli(folikül) içerir.

Başın arka kısmındaki şeridin çıkarıldığı boşluğun kenarındaki deriler birbirlerine dikilerek kapatılır. Şeridin boş bıraktığı alanın basit bir dikişle kapanabilmesi ve çizgi şeklindeki dikiş izinin saçlarla tamamen kamufle edilebilmesi saç ekimi operasyonunun önemli bir avantajıdır.

İkincisi ise enseden şerit çıkartılmasını ve dikiş atılmasını gerektirmez. Saçlı derinin arka ve yan kısmından veya diğer uygun bölgelerden (sırt, omuz, göğüs gibi) bu işlem için geliştirilen cihazlarla saç kökleri greft şeklinde hazır olarak çıkarılır. ( Halk arasında bu çıkarma işlemi “tek tek” olarak isimlendirilir.)

Operasyona kullanılan aletlerin özellikleri nelerdir?

Greftler saçsız bölgede özel aletlerle açılan kesilere (kanallara) yerleştirilirler. Kullanılan aletlerin özelliği, açılan kanalların boyutlarının olabildiğince küçük olmasını sağlamaktır. Bu sıklık ve doğallığı arttırırken, aynı zamanda yara iyileşmesini hızlandıran bir yöntemdir.

Aletlerin özellikleri belli bir alana daha fazla sayıda kanal açmayı, böylece bu alana daha fazla sayıda ve daha küçük boyutta greft ekmeyi mümkün kılmaktadır. Kanalların ve greftlerin boyutlarının küçük olması, saç ekiminin sıklığını (yoğunluğunu) ve doğallığını arttıran en önemli faktördür.

Küçük kanal boyutunun diğer bir avantajı; greftin kanal içine tam oturması ve deri yapısının hemen hemen hiç bozulmamasıdır.

Kanalın büyük açılması; onu çevreleyen deride çukurlaşma, renk değişikliği, greftlerin aşağı yukarı kayması gibi kozmetik sorunlara yol açabilir.

Kanalların orjinal saçların yönünde açılması ve ekilen greftlerin orjinal saçlarla aynı açıda çıkması, saç ekiminde doğallığı sağlayan önemli noktalardan birisidir.

Operasyonda doğal saç çizgisinin önemi nedir?

Başarılı bir saç ekimi operasyonunda en önemli noktalarından biri doğal saç çizgisinin oluşturulmasıdır. Saç çizgisi simetrik ve ahenkli olmalıdır; kişinin yüz şekli ile orantılı şekilde belirlenmelidir. Yüz hatları yanında, saçın dökülme şekline uygun çizilmelidir.

Saç çizgisinin belirlenmesinde doktorun deneyimi ve estetik yaratıcılığı belirleyici olur. Oluşturulacak saç çizgisinin on yıllar boyunca sabit kalacağı gerçeğinden dolayı, şekil ve yer (lokalizasyon) olarak ideal çizginin belirlenmesi amaçtır. Hastalar ileri yaşlarda da çizginin doğal görünmesi gerektiğini unutmamalıdırlar. Saç çizgisi, gençlik yıllarının başlarındaki kadar aşağıda tutulmamalıdır.

Alnın iki yanında (temporal bölge) çizginin daha geride olduğu yüksek bir saç çizgisi hayat boyu süren mükemmel bir sonuç sağlayacaktır. Bu şekilde; düşük ve oval bir saç çizgisi ile karşılaştırıldığında, daha fazla yoğunluğa ve daha doğal görünüme ulaşılacaktır.

Operasyon sonrasında nelere dikkat etmek gerekir?

Operasyon sonrasında ekim yapılan bölgeye hiçbir şey kapatılmaz. Ekim dikiş atılarak yapılmışsa, dikiş üzerine bandaj kapatılır. Bunun nedeni, bölgeyi dış etkenlerden korumaktır. Bandaj en az 12 saat, en fazla 72 saat sonra çıkarılır. Bandaj çıkarıldıktan sonra, dışardan bakıldığında operasyon izi görülmez.

Hasta operasyon sonrası hemen evine gidebilir. Enfeksiyon riskini önlemek için, operasyon sonrası 5 gün antibiyotik tablet kullanılır. İşlem sonrasında birkaç gün ekim yapılan alan yara kabuğu ile kaplı kalır.2. günde yıkanmanın başlaması ile kabuklar düşer.

Bu süreçte hastaya şapka kullanması önerilir. Saç ekimi dikiş atılarak yapılmış ise, dikişler 15 gün sonra alınır. Ekilen saçlar operasyonu takiben 2-4 hafta içinde dökülürler. Saç kökleri yeni yerlerine uyum sağladıkça (bunun için 2.5 – 3 ay gereklidir) , saçlar çıkmaya başlarlar ve ayda ortalama 1 cm. hızla uzarlar. Saç ekimi operasyonunun ilerde kişinin sağlığını bozacak herhangi bir yan tesiri ve komplikasyonu yoktur.

tarihinde yayınlandı Yorum yapın

Saç Ekiminde nelere dikkat edilmeli?

Hastanın yaşı, dikkatli aile öyküsü, fizik muayenesi bu değerlendirmeyi yapmak için önemli faktörlerdir.

Saç ekiminden önce bölgenin tamamen kelleşmesini beklemek gerekli de değildir; avantajlı da değildir.

Göreceli olarak erken androgenetik alopesili bir kişinin var olan saçları, operasyon sonrasında daha iyi kamuflaj sağlar.

İkinci bir operasyon gerekli olursa, iki operasyon arasındaki sürenin daha uzun olmasını sağlar.

Tüm planlama androgenetik alopesinin son halinin doğru tespit edilmesine ve donör alanın büyüklük ve özelliklerine göre yapılmalıdır.

Saç taşıyan bölgelere ekim yapmak saç kaybını hızlandırmaz.

Bölgenin saçlı olması daha fazla dikkat gerektirir. Kanal açmak için yapılan kesiler bölgedeki mevcut saçlarla aynı yönde ve açıda olmalıdır.

Ayrıca kişinin mevcut saçlarını korumak için oldukça etkili medikal tedaviler kullanılmaktadır.

Bu tedaviler başarılı sonuç verdiğinde, kişinin mevcut saçlarını kaybederek ikinci bir operasyon geçirmesi söz konusu olmayacaktır.

İşlem için doğru yaş üzerine kesin kural yoktur. Ancak 20 yaş öncesi ve 80 yaş sonrası işlem için çok uygun değildir.

Son 10 yıldaki gelişmelerden dolayı, kadınlar saç ekimi için kabul edilebilir adaylar haline gelmişlerdir. Kadınlar şu anda saç ektiren hastalarda daha fazla orana ulaşmışlardır.

Saç ekiminde, başarılı sonuçlar başka hangi faktörlere bağlıdır?

Saç ekiminde sonuç sadece dökülme şekline değil; saçın rengi, telin kalınlığı, telin yapısı gibi faktörlere de bağlıdır.

Saçın rengi ile alttaki derinin rengi arasındaki kontrast ne kadar az olursa, saçların seyrekliği o kadar az fark edilir ve saç ekimi daha başarılı sonuç verir.

Bu bakımdan en şanslı hastalar sırasıyla saç renkleri sarı, beyaz ve gri olanlardır. Kural olarak; sarı-beyaz-gri saçlar daha az yoğunluk ile, koyu renkli saçlara oranla sık görülürler.

Kahverengi ve siyah saçlı hastalarda daha fazla greft ekimi gerekmektedir. Kalın saç telleri daha fazla alanı kapatırlar. Saç kalınlığı 80 mikron civarındaki kişiler ince saç teli olanlara göre daha şanslıdırlar.

Kıl çapında 0,01 mm´ lik artış, kıl hacminde % 36’lık şok edici şekilde artış sağlamaktadır. Kural olarak; ince telli saçlarda daha yoğun ekim gereklidir.

Ayrıca dalgalı-kıvırcık saçlar daha dolgun ve hacimli göründüklerinden dolayı, saç ekiminde düz saçlı olanlara göre daha avantaj sağlar. Kural olarak; dalgalı-kıvırcık saçlar daha az yoğunluk ile düz saçlara oranla daha sık görünürler.

Saç ekimi operasyonları hangi vakalarda uygulanabilir?

Saç ekimi operasyonları sadece androgenetik alopeside uygulanmaz.

Yanık, yara, infeksiyon sonrası iz gibi sikatris bırakan saç dökülmelerinde ve alopesi areata (pelad – saç kıran) hastalığında da başarıyla uygulanmaktadır.

Saçlı deri dışında sakal ve kaşlı deriye de ekim operasyonları yapılabilmektedir.

tarihinde yayınlandı Yorum yapın

Saç Ekimi öncesi dikkat edilmesi gerekenler?

  • Kişinin önceki sağlık sorunları açısından sorgulaması (şeker hastalığı, hipertansiyon, epilepsi gibi hastalıkların varlığı açısından) yapılmalıdır.
  • Kişinin kan tetkikleri istenmelidir.
  • Operasyonda kullanılacak lokal anesteziklere ve diğer ilaçlara karşı alerji olup olmadığı değerlendirilmelidir.
  • Kişinin psikiyatrik bir rahatsızlığının varlığı ve psikiyatrik bir ilaç kullanıp kullanmadığı sorgulanmalıdır.
  • Kişi operasyon günü yorgun olmamalıdır.
  • Bir hafta önce sigara kullanımının kesilmesi veya azaltılması tavsiye edilmelidir.
  • Yaklaşık bir hafta önce alkol ve uyuşturucu madde kullanımı kesilmelidir.
  • Yine bir hafta önce aspirin başta olmak üzere antiagregan özellikli ilaçların kullanımı bırakılmalıdır.
  • Operasyondan yaklaşık 2 saat önce yemek yenmesi hatırlatılmalıdır
tarihinde yayınlandı Yorum yapın

Saç Ekimi sonrası dikkat edilmesi gerekenler?

  • İlk 72 saat minör travmalardan dahi (takılan şapkanın temas etmesi, uyurken yastığın temas etmesi gibi) korunmak için çok dikkatli olunmalıdır.
  • İlk 72 saat mümkün olduğunca istirahat edilmeli ve fiziksel efordan kaçınılmalıdır.
  • İlk günlerde şişlik gelişmesi olasılığına karşı, fırsat buldukça soğuk kompres-buz uygulaması yapılmalıdır.
  • 5 gün süreyle antibiyotik kullanılmalıdır.
  • 15 gün süreyle ağır işlerden kaçınılmalıdır.
  • 2. günde ekim alanını (varsa dikiş alanını) yıkamaya başlamalıdır.
  • Yaklaşık 15 gün süreyle pH’ ı 5.5 olan şampuan kullanılmalıdır.
  • Yara iyileşmesi esnasında saçlı deri kaşınmamalıdır.
  • İlk 15 gün sıcak ve basınçlı su kullanılmamalıdır.
  • Durulama sonrası ılık hava ile saçlar kurutulmalıdır.
  • Yaklaşık 1 ay boyunca havlu kullanılmamalıdır.
  • Saçlı deride oluşan minik kabuklara, yara iyileşmesini hızlandıran epitelizan solüsyonlar yıkama öncesi uygulanmalıdır.
  • Yaklaşık 1 ay süreyle güneşten kaçınılmalıdır.
  • Yaklaşık 1,5 ay süreyle havuz ve denize girilmemelidir.
  • 1-1.5 ay süreyle fitnes, futbol gibi sporlardan kaçınılmalıdır.
  • 3-4 ay süreyle saç boyası, jöle, sprey, köpük gibi maddelerden kaçınılmalıdır.
tarihinde yayınlandı 1 Yorum

Saç Fototerapisinin Faydaları Nelerdir?

Electrotrichogenesis ( ETG ): elektrostimülasyonla saç dökülmesini engelleme , dökülen saçların geri kazanımı anlamında kullanılan bir terimdir.

Pulse’li ( atımlı ) elektrostatik alan: AB , EFTA , Amerika kıtası ve dünyanın diğer bölgelerinde tıbbi olarak onaylanmış olup erkek ve kadın androgenetik alopesisinde ve genel anlamda kellik tedavisinde kullanılmaktadır.

British Columbia Üniveritesinde yapılan ilk klinik uygulamada ; 36 haftalık bir çalışmada % 96.7 oranda dökülmenin durması ve % 66.1 inde yeniden saç oluşumunun başladığı görülmüştür.

İşlevi şudur: vücuttaki kemiklerin gelişim ve onarımında etkin olan büyüme faktörünün salgılanmasını sağlayan bu enerji , benzer bir mekanizma ile saçtaki kıl folküllerindeki büyüme faktörünü de harekete geçirmektedir.

Bu yöntem: saçlı deride büyüme faktörlerini arttırıcı hücreler arası ve hücre içi kalsiyum ve magnezyum gibi maddelerin geçişini kolaylaştırarak saç metabolizmasını etkiler ve bu sayede saç dökülmesini önler ve hatta saçı geri kazandırır.

Tedavinin güvenirliliği ise son derece üst düzeydedir. Öyle ki ; 1 dakikalık cep telefonu ile konuştuğumuzda maruz kaldığımız enerjinin 50.000’de 1’inden daha az bir manyetik alan etkisinde kalınmakta, dolayısıyla hiç yan etkisi bulunmamaktadır. Tedavinin en önemli avantajlarından biri ağrısız olmasıdır.

ENDİKASYONLARI

  • Androgenetik alopesi
  • Alopesia areata ( saçkıran )
  • Anagen eflivum ( kanser kemoterapisi )
  • Saç ekimi sonrası
  • Saç sağlığını güçlendirme

KONTRENDİKASYONLARI

  • Hamilelik
  • Kalp pili kullanımı
  • Kafatasında metal protezi olanlar
  • Tedavi haftada 1 seans olarak uygulanır. Seans süresi 12 dakikadır.
  • 6 ila 12 hafta içinde hasta tedaviye olumlu cevap verir
tarihinde yayınlandı 1 Yorum

Saç Tedaviniz İçin Ne Tür Yöntemler Uygulayabilirsiniz?

Oral Tedavi yöntemleri.

Hastanın genel durumu, özelikle saç dökülmesinin evresine göre, hekim kontrolünde dökülmeyi azaltıcı, ilaç tedavisi uygulanabilir. Gerek saç ekim operasyonları öncesi, gerekse saç ekim operasyonları sonrası destekleyici farklı özeliklerde yararlı ilaçlar bulunmaktadır.

Tüm ilaçlar hekim kontrolünde alınmalıdır.

Topikal Tedaviler Hangileridir?

Bu ilaçlar, saçların inceldiği alanlarda saçlı derideki kan akımını arttırarak saç dökülmesini azaltır. Uzun yıllardır dünyada erkekler ve kadınlar tarafından yaygın olarak kullanılmaktadır. Saç ekimi sonrasında ilk yeni saçların büyümesini hızlandırmak için de kullanılır. Özellikle verteks( tepe bölgesinde) etkilidirler.

Saçlı Deri Mezoterapisi nedir?

Mezoterapi potansiyel olarak saç ekimine gerekliliği azaltan bir tedavidir.

Saç dökülmesi için uygulanan mezoterapi teknikleri mezoterapinin kendisinden geliştirilmiştir. Mezoplasti veya Mezohair gibi yaklaşımlar şeklinde adlandırılabilir. Hem bayanlar hem erkeklerde yeniden saç gelişimi üzerine olumlu etkileri gözlenmiştir.

Mezoterapi ne tamamlayıcı tıp ne de alternatif tıptır. Bu uygulama farmakolojik ilaçların intradermal veya subkutan enjeksiyonu olduğuna göre klasik tıbbın bir tekniğidir.

Amacı hastalığın yerleştiği alanla, tedavi uygulama alanının birbirine yaklaştırılmasıdır.

Seçilen ilaç karışımları, bölgesel olarak küçük dozlarda özel iğneler ve özel tekniklerle cilt içine verilir. Dermis veya hipodermis, mikrosirkülasyon yoluyla aktif maddenin ulaşması gereken yere doğru yavaşça salındığı rezervuar bölge haline gelir. Dolayısıyla bu bir bölgeselyerel tedavi yöntemidir.

Saçlı deri mezoterapisi; saç dökülmesini durdurmak, var olan saçın kalitesini arttırmak ve yeni saç çıkışlarını aktif hale getirmek için belli periyodlarla saçlı deriye uygulanabilen bir tedavi şeklidir.

Özel kokteyler ile saçlı deriye özellikle vitamin takviyeleri yapılır ve bu bölgeye olan kan dolaşımı geliştirilir. Kıl foliküllerinin kanlanmasının arttırılmasına ve daha iyi beslenip, gelişmelerine yardım eder.

Bu yöntemin diğer klasik ilaç tedavilerine göre üstünlüğü ilaçların küçük dozlarda bölgesel kullanılmasıdır. Yan etki riskinin önemsiz sayılabilecek kadar az olması ve sonuçlarının etkili olmasıdır.

Saç gelişimine yönelik mezoterapi değişik nütrientleri (biotin, hyalüronik asit ve silika gibi), vazodilatörleri ve androjen blokerleri kullanır. İlk uygulamadan haftalar sonrasında saçların tekrar geliştiği gözlenir, yaklaşık altı ay sonrasında dökülen bölgeler yeniden canlanır ve normal yapıda saçlarla yer değiştirir. Uygulamaların belirli aralıklarla devamlılığı gereklidir.

Uygulamalar Genel Olarak Mezoterapide

I ) İntraepidermal uygulama

II ) Yüzeyel intradermal uygulama

a Enjeksiyonsuz ( Nappaj – sıvama )

b Enjeksiyonlu ( Nokta tarzı,nappaj)

III ) Derin intradermal enjeksiyon ( Nokta tarzı PPP 14 mm )

IV) Hipodermal enjeksiyon ( Nokta tarzı – PPP 410 mm ) şeklinde yapılabilir.

Kullanılan İlaçlar ve Özellikleri

Saçlı deri mezoterapisinin temelini uygulamada kullanılan ajanlar oluşturur. Saçlı deri mezoterapisinde sabit bir ilaç tedavisi yoktur. Her hastadaki varolan patolojiye göre farklı etki mekanizmaları olan maddeler tek başlarına veya kombinasyonlar halinde verilir. Genel prensip ; uygulanacak olan formulasyonlarda çok sayıda ajanın kombinasyonundan kaçınmak ve en az madde ile hastalık patolojisine faydalı olabilecek terkibi hazırlamaktır.

Mezoterapi ile kullanılabilecek maddeler şu şekilde sınıflandırılabilir :

Lokal anestetikler : prokain, ksilokain

Vasküler etkililer : buflomedil, melilatrutin, pentoksifilin, gingko biloba, minoksidil

paridil heparin.

Saç folikülünün uyarılması ve saçın onarılmasına etkililer: XADN , aminoasitler,

organik silisyum.

Antiandrojen etkililer: finasteride, dutasterid, bitkisel ekstreler.

Antiseboreikantiinflamatuar etkililer : çinko, selenyum, salisilat.

Keratin biyosentezi için etkililer: biotin, bepanthene, vitamin A , vitamin B grubu (pantotenik asit, vitamin B5 gibi), aminoasitler, oligoelementler, çinko, bakır,

magnezyum.

Bu ajanları içeren standart ampül ve vial tarzında preparatlar artık mevcuttur. Minoksidil, finasterid, dutasterid, biotin, xadn, organik silisyum, dpantenol gibi ajanlar kendi isimlerinde bulunabilmekle beraber değişik aminoasitler, vitaminler ve oligoelementleri kombine halinde bulunduran standart ürünler ( keractive, haircare gibi) de mevcuttur. Bunlar tek başlarına veya kombinasyonlar tarzında uygulanabilir.

Enjekte edilen bileşimin içeriği:deri nekrozu yapabilen alkol bazlı solventler olmamalıdır. Bileşim izotonik olmalı, pH nötr olmalı, hipoallerjik olmalı ve yerel olarak iyi tolere edilebilmelidir. En önemli nokta tedaviye başlamadan önce kesin bir tanı koyup enjekte edilecek karışımı doğru seçmelidir.

Etki Mekanizmaları ve Tedavi Amacı

Bu maddeler ile yapılan kokteyler dermal papilla düzeyinde etki ederek saçların gelişimini, yenilenmesini uyararak keratin üretimini düzenlerler.

Kokteyldeki vazodilatör (damar genişletici) maddeler fonksiyonel bir mikrosirkülasyon sağlayarak,

saç foliküllerinin kanlanmasını arttırırlar. Böylece saçın canlanmasını ve kalınlaşıp parlamasını sağlarlar.

Sinir uçlarından salınan mediatörleri kontrol altına alırlar.

Mezoderm aralığında bağışıklık sisteminin (immun sistem) kan hücrelerinin % 40 oranında varlığı göz önüne alındığında, immun üniteyi etkileyerek immun saç dökülmesini önlemeye çalışırlar.

Kokteyldeki vitaminler ve elementler saç dökülmesini engellerler; yağ sekresyonunu düzenlerler ve kepek oluşumunu azaltırlar; antioksidan özellikleri ile katkı sağlarlar.

Sonuç olarak ulaşılan nokta; ilaçların küçük dozlarda bölgesel kullanılmasıdır. Yan etki riskinin önemsiz sayılabilecek kadar az olması ve tedavinin daha çok etkili olmasıdır.

Saçlı Deri Mezoterapi Endikasyonları

Erkek tipi saç dökülmesinde ( androgenetik alopesi )

Alında traksiyon ( çekmeye bağlı) dökülmelerde

Alopesi areatada ( saçkıran )

Doğum sonrası dökülmelerde

Daha çok kadınlarda görülen diffuz (genel) dökülmelerde

Bazı saçlı deri hastalıklarında ( sedef hast. , liken , seboreik dermatit gibi ) uygulanır.

Erkeklerde erken evrede yapılan tedavi daha etkilidir.

Kontrendikasyonları

Hamileler; emzirenler; immunolojik hastalığı olanlar; kanser hastaları; diabetikler; antikoagülan tedavi görenler uygun hasta değildirler.

Uygulama Öncesi ve Sonrası Dikkat Edilecek Hususlar

Mezoterapi Öncesi

  1. Klinik muayene ile dökülmenin seviyesi belirlenmelidir.
  2. Trikogram incelemesi yapılmalıdır.
  3. Hasta yatar pozisyonda olmalıdır.
  4. Uygulamadan önce eldiven giyilmeli ve bölge antiseptik solüsyonla dezenfekte edilmelidir. Alkol , eter , klorheksidin , betadin deri dezenfeksiyonunda tercih edilir.
  5. 48 saat önce analjezik ve antiiflamatuar uygulamaları kesilmelidir.

Mezoterapi Sonrası

  1. Tedavi sonrası derinin % 70 lik etil alkol ile temizlenmesi önerilir.
  2. Kural olarak , allerji riskini arttırmamak için seans sonrası sıcak duştan kaçınılmalıdır.
  3. Ekimozu önlemek için seans sonrası hemostaz elle veya hastanın ağırlığı ile yapılmalıdır.
  4. Seanslar çok sık aralıklarla tekrarlanmamalıdır.Bir önceki seansın yararlı etkilerini ortadan kaldırabilir.

Saç Fototerapisi Nedir ? ( ETG )

Electrotrichogenesis ( ETG ) ; elektrostimülasyonla saç dökülmesini engelleme , dökülen saçların geri kazanımı anlamında kullanılan bir terimdir.

Pulse’li ( atımlı ) elektrostatik alan ; AB , EFTA , Amerika kıtası ve dünyanın diğer bölgelerinde tıbbi olarak onaylanmış olup erkek ve kadın androgenetik alopesisinde ve genel anlamda kellik tedavisinde kullanılmaktadır.

British Columbia Üniveritesinde yapılan ilk klinik uygulamada; 36 haftalık bir çalışmada % 96.7 oranda dökülmenin durması ve % 66.1 inde yeniden saç oluşumunun başladığı görülmüştür.

İşlevi şudur; vücuttaki kemiklerin gelişim ve onarımında etkin olan büyüme faktörünün salgılanmasını sağlayan bu enerji , benzer bir mekanizma ile saçtaki kıl folküllerindeki büyüme faktörünü de harekete geçirmektedir.

Bu yöntem ; saçlı deride büyüme faktörlerini arttırıcı hücreler arası ve hücre içi kalsiyum ve magnezyum gibi maddelerin geçişini kolaylaştırarak saç metabolizmasını etkiler ve bu sayede saç dökülmesini önler ve hatta saçı geri kazandırır.

Tedavinin güvenirliliği ise son derece üst düzeydedir. Öyle ki; 1 dakikalık cep telefonu ile konuştuğumuzda maruz kaldığımız enerjinin 50.000’de 1’inden daha az bir manyetik alan etkisinde kalınmakta, dolayısıyla hiç yan etkisi bulunmamaktadır.

Tedavinin en önemli avantajlarından biri ağrısız olmasıdır.

ENDİKASYONLARI

Androgenetik alopesi

Alopesia areata ( saçkıran )

Anagen eflivum ( kanser kemoterapisi )

Saç ekimi sonrası

Saç sağlığını güçlendirme

KONTRENDİKASYONLARI

Hamilelik

Kalp pili kullanımı

Kafatasında metal protezi olanlar

Tedavi haftada 1 seans olarak uygulanır. Seans süresi 12 dakikadır.

6 ila 12 hafta içinde hasta tedaviye olumlu cevap verir.

*yukarıda yazan tüm bilgiler tıp literatüründeki kaynaklardan alınmıştır  ve sadece bilgilendirme amaçlıdır.

tarihinde yayınlandı 1 Yorum

Saç Ekimi Hakkında Bilgiler

Operasyonun ilk işlemi hastanın saçlı derisinin lokal anestezi uygulanarak uyuşturulmasıdır.

Bu sayede hasta operasyon süresince uyanık kalır; TV seyredebilir; yemek yiyebilir, gazete-kitap okuyabilir; ancak acı duymaz. Saçsız alanlara nakledilecek saç kökleri iki şekilde elde edilir.

Birincisi; güvenli donör alan olan enseden bir şerit çıkarılır. Şerit, saç köklerine ayrılır. Şeridin ayrılmasıyla elde edilen küçük saçlı deri parçacıklarına greft adı verilir. Her greft bir veya daha fazla sayıda saç teli(folikül) içerir.

Başın arka kısmındaki şeridin çıkarıldığı boşluğun kenarındaki deriler birbirlerine dikilerek kapatılır. Şeridin boş bıraktığı alanın basit bir dikişle kapanabilmesi… Devamını Oku

tarihinde yayınlandı Yorum yapın

FUE ve FUT Yöntemlerinin Karşılaştırılması

FUE Mi FUT MU ?
FUE TEKNİĞİNİN OLUMLU VE OLUMSUZ YANLARI
Saç ekimi yaptırmayı düşünenler ve özellikle FUE ve FUT tekniği arasındaki farkları merak edenlerin aşağıdaki konuları bilmeleri gerekmektedir.

FUE yönteminin olumlu yanları

  • FUE yönteminden sonra donor bölgenizde belirgin bir iz kalmayacaktır. Tabiî ki her deri kesisinden (insizyon) sonra skar olacaktır, fakat bu skar (iz) çok küçük olduğundan ve geniş bir alandan alındığından, izler sıfır numara saç tıraşında bile belirgin değildir.
  • FUE tekniğinde dikiş yoktur. Kafanın arka kısmında küçük yaralar oluşur ve bunlar herhangi bir dikiş ya da bandaj gerektirmeden kendi kendine iyileşir.
  • Fue tekniğinde greftler alındıktan sonra, donor bölgesinde herhangi bir ağrı olmaz.

FUE Tekniğinin olumsuz yanları

  • Sac ekiminde herkes FUE tekniği için uygun aday değildir. Operasyondan önce, hastaların farklı methodlar ile birçok testten geçirilir ve saç foliküllerine bir zarar vermeden saç köklerinin alınıp alınamayacağını görmek için greftler mikroskop altında incelenir. Eğer hastanın zarar görmüş greftleri varsa, FUE tekniği ile bu operasyonu gerçekleştirilmez.
  • Fue tekniği daha pahalı bir operasyondur. ( FUT yöntemi ile karşılaştırıldığında 2 katı fiyatındadır.) FUT yöntemiyle bir seansta nakledilen sac miktarına FUE yöntemiyle 2 seansta ulaşılır. FUE yöntemi hasta için sıkıcıdır, kafanın arka kısmından derinin alınıp daha sonra saçların mikroskop altında ayrıştırılıdığı FUT yönteminin aksine FUE yönteminde saç kökleri tek tek alınır.
  • FUT yöntemi ile kıyaslandığı zaman FUE yöntemi daha uzun sürer. 1000 greft ekilecek bir işlem 6-8 saat sürer.
  • Kafanın büyük bir bölümünün traş edilmesi gerekir. Çoğu hastalar bu durumu kabul etmez.
  • Ayrıca bilinmesi gereken önemli birkaç nokta daha vardır. Bir kök içindeki saçlar yanlış ekim sonucu ölebilirler. Bu durum FUT tekniğinde de Fue tekniğinde de oluşabilir.
  • Kalın greftler (foliküler ünitenin etrafında yağ olan) ince greftlerden( açık havada hemen kuruyan) daha uzun süre açık havada kalabilirler. Fakat 10-20 dakikadan fazla greftlerin havaya maruz kalması saç foliküllerinin ölebileceğini, ayrıca ekibin yeterli kalitede donanıma sahip olmadıklarını göstermektedir. Önemli olan başarıyla kaç saç ekildiğini bilmek değildir. ‘ekilen saçlar uzayacak mı?’ konusu sorulması gereken en önemli sorudur. Fakat FUT yönteminde deneyimli bir ekip ile daha yüksek bir verim sağlanır. Oluşacak skarın ( 1-3 mm büyüklüğünde) belirgin olması %5, ikinci operasyonda %10, üçüncü bir operasyonda daha yüksektir. Oluşabilecek skar ve bir iki günlük iyileşme dönemi hariç, FUT yöntemi daha etkili bir yöntemdir.

[box type=”warning”] Fue Yönteminde Saç Ekimi Sonrası Kalan İzler[/box]

FUE yöntemi ile yapılan sac ekiminden sonra iz kalıyor mu? İleride donor bölgesinde saç çıkıyor mu? Bu operasyondan sonra bir kişinin saçlarını ne kadar kısa kestirebilir?

FUE yönteminden sonra oluşacak iz benek şeklindedir. Saçlar operasyondan sonra çok kısa kestirilebilir fakat tamamen tıraş edilemez. Saç komple tıraş edilirse minik benekler belli olur.
Fut yönteminde oluşabilecek kontrendikasyon nelerdir?
Ayrıca FUE ve FUT yöntemi arasında sonuç bakımından herhangi bir fark var mıdır? Örneğin; her iki yöntemde ekilen saç yoğunluğunda bir fark var mıdır? Son olarak, ben FUE yöntemi ile saç ekimi yaptırırsam, saçlarımı sıfıra vurdurduğumuzda herhangi bir iz belli olacak mı? Bir yerde, FUE’ den sonra oluşan beneklerin daha büyük bir skar oluşturduğunu okudum. Bu konuya açıklık getirirmisiniz?
FUE etkisiz bir saç ekim yöntemi mi? sorusuna bakınız. Aslında saç kökleri ne kadar başarılı çıkarılırsa, FUT yönteminde de FUE yönteminde de sonuçlar aynıdır. FUE de alınan greftler en iyi olmadığından, bir fark oluşabilir. Oluşan küçük noktalar saçlarınızı sıfıra vurdurduğunuzda ya belli olur ya da olmaz. Eğer iyileşme çok iyi ise ve delgi büyüklüğü çok küçük ise çok yakından bakmadığınız sürece bu noktalar belli olmaz. Kısa saç kesimlerinde (1/4 uzunluğunda) oluşan noktalar belli olmaz.
FUE BAŞARISIZ( ETKİSİZ) BİR SAÇ EKİMİ YÖNTEMİ MİDİR?
FUE ile saç ekimi tek bir oturumda ya da iki gün üst üste yapılabilir diyorsunuz. FUE ile ekilen saçların hepsinin yaşayacağı anlamına gelmiyor mu? Bu durum FUE tekniğinin çok başarılı bir yöntem olmadığının göstergesi midir?
Herkes bu operasyonda iyi olduğunu iddaa eder, fakat bunun güvencesi nerede? İyi ellerde FUE yönteminin sonuçları FUT yöntemi kadar iyi olabilir, fakat FUE yöntemi ile alınan greftlerin hiçbiri eşit değildir. Günümüzde uygun olmayan grup sayısı oldukça sınırlı, fakat alınacak greftlerin niteliği daha önemli bir konu olabilir.

Özet olarak, FUE yöntemi ile saç foliküllerinin kesilirken ya da greftler ayrıştırılırken zarar verebilirsiniz. %10 zarar oluşabilir fakat FUE yöntemi FUT yöntemi ile kıyaslandığında mikroskop altında alınan ve ayrıştırılan saç folikülleri mükemmeldir. Ayrıca FUE yöntemi FUT yöntemine göre çok daha uzun süren bir işlemdir. Oluşabilecek hasarlar;

  • Doktorun yeteneğine
  • Kullandığı teknik ve aletlere
  • Hastanın doku özelliğine göre değişmektedir.

Çoğu doktor her bir FUE greftin kalitesine göre sınıflandırmıyor ve ayrıca transeksiyon oranını hesaplamıyor, bu yüzden bu değerlendirmeyi yaparken doktorun dürüstlüğü en az sahip olduğu yeteneği kadar önemlidir. Şunu unutmayalım ki, hiçbirşey %100 garantili değildir. Bu yüzden sakın size bir şeyi %100 garanti eden, sizi FUE tekniğine ikna etmeye çalışan ya da kendi aldıkları greftlerin hiç zarar görmediğini iddaa eden kişilere inanmayın ve mutlaka bunu nereden bildiğini sorun.

FUE HAKKINDA DOKTORUNUZ NEYİ BİLMENİZİ İSTEMİYOR?
Son zamanlarda FUE tekniği saç cerrahisinde oldukça popüler bir konumda. Fue yönteminde saç kökleri teker teker donor bölgesinden alınmaktadır. Operasyondan sonra herhangi bir belirgin (linear) iz kalmamaktadır. FUE yönteminde saçları almak için 0.7 -1mm çapında bir alet kullanılmaktadır. Bütün cerrahi kesiler mutlaka iz bırakır, fakat FUE yönteminde oluşan iz çıplak gözle görülemez, çünkü yaklaşık 0.5 mm büyüklüğündedir.
FUE yönteminin daha birçok olumlu ve olumsuz yönü vardır. Örneğin, biri saçların tek tek alınıp ekilmesini veya donör bölgenin sıfıra vurulmasını çok sıkıcı bulabilir.
Ayrıca;

  • Saç kalınlığı ve rengi
  • Derinin hidrasyon seviyesi, esnekliği, yağ dokusu gibi deri özellikleri
  • İdyopatik (nedeni bilinmeyen) değişiklikler gibi hastanın kontrolü dışında olan durumlarda vardır.

Yukarıda bahsedilen durumların hepsi transeksiyon oranına katkıda bulunur. Bir saç folikülünün transeksiyon oranı; bütün saç folikülü vücuttan alınır ve zarar görerek canlılığını yitirebilir anlamına gelmektedir.
Fue yöntemi ile bir saç folikülünü başarılı bir şekilde çıkarma göreceli bir kavramdır. Bu durumu daha açık anlatabilmek için öncelikle bir saç folikülünün transeksiyon oranı ile birlikte anotomik yapısını bilmek gerekir. Bir saç folikülü birli, ikili, ya da üçlü saç gruplardan oluşur. Bir hasta ikili saç foliküllerine sahipken, bir diğeri 4′lü saç foliküllerine sahiptir. Örneğin, bir doktor FUE yöntemi ile 4′lü saç folikülü çıkarabilir ve bu grubun sadece yarısını keser, böylece sadece iki saç büyür ve geriye kalan ikisi ölür. Bazı doktorlar bunlarıda hesaplar ve bu başarılı bir FUE operasyonu olarak nitelendirilir(Gerçekte öyle değil), Çünkü bu saçl
arın %50 sinin ekildiği ve %50 sinin öldüğü anlamına gelmektedir. Bu durumun daha da kötüsü hastalar ekilmeyen ve ölen saç folikülleri içinde ücret ödemek zorunda kalır.

FUE yönteminde kabul edilir transeksiyon oranı %10 dur, fakat bu durum hiçbir zaman ilan edilmemiş ve çoğu hasta bu gerçek hakkında tam bir bilgiye sahip değildir. Gerçek hayatta hiçbir şeyin %100 garantisi yoktur. Hatta FUT yönteminde bile transeksiyon oranı %2-5′dir. Kayıp oranlarını düşürmek için FLEX adlı a prototype computerized video aleti geliştirildi, fakat bu alet bile %10 luk transeksiyon oranını düşürmeye yardımcı olamamıştır.
Günümüz teknolojisi ile birlikte, doktorlar FUE tekniklerini geliştirmektedir fakat bu durumda bile oluşan transeksiyon oranı FUT yönteminde oluşandan hala çok yüksektir. Bir hasta operasyondan önce operasyondan sonra oluşabiecek riskleri ve bu operasyonun sağladığı faydaları bilmek durumundadır. FUE tekniği ile saç ekiminde herhangi bir iz kalmadığından etkili bir yöntemdir, ayrıca kapatılacak alan küçük ise FUE yöntemi tercih edilir, çünkü açık alan büyük değildir, fakat oluşan transeksiyon oranı açık alanı daha fazla olan kişiler için caydırıcı bir nedendir ve tercih edilmemelidir.

Hangisi daha iyi bir saç ekimi yöntemi? Fue mi Fut mu?

Fue (saç kökleri tek tek alınır) yöntemi ile mi FUT(saçlar bir şerit halinde alındıktan sonra ayrıştırılır) yöntemi ile mi daha iyi greftler elde edilir? Deneyimlerinize dayanarak bu yöntemlerden hangisi saça daha az zarar verir?
Her iki teknikte de gerçek saç folikülleri elde eldir, fakat birçok doktorun elinde FUE yöntemi ile iyi saç folikülleri elde edilememektedir, çünkü foliküller çıkarılır çıkarılmaz ekildiğinden ( tüm bir foliküler ünite, ya da yarısı) FUT yöntemi birçok hastada daha iyi sonuçlar vermektedir, çünkü FUT yöntemi ile oluşabilecek zarar önlenebilir. FUE yönteminde elde edilen greftler Fut yönteminde elde edilenler kadar kaliteli değildir. Bunun nedeni hastanın derisinin karakteristik özelliklerine ve uygulanan methodlara göre değişmektedir.

Uzun süren FUE seansları Riskli midir?

Sayın Doktor,
3 aydır saç ekimi için araştırma yapıyorum. FUE tekniği ile ilgileniyorum, yazın saçlarımı kısa kestiriyor, kışın uzatıyorum. Bir seansta FUE yöntemi ile 2500 greft ekebileceklerini söylediler, Dr bana böyle uzun FUE seanslarını gerçekleştirdiğini iddia etse de, ben bu konu hakkında böyle bir bilgiye rastlamadım.
Böyle FUE seasları güvenli midir, yoksa herhangi bir risk teşkil eder mi?
FUE tekniği ile tek oturumda 2500 greft ekmek gerçekten ustalık gerektiren bir durumdur. Böyle bir şeyi iddaa eden bir doktor bu operasyonları gerçekleştirdiği hastaları ile bu durumu kanıtlamalıdır. 6-8 seansta maksimum 1000 graft nakil gerçekleşebiliyor. Donör bölgeden alınan graftler özel solüsyonlar içinde ancak 6 saat yaşayabiliyor. Teknik olarak bu sayıları nakletmek mümkün olsa bile ekilenlerin %50 si yaşamayacağı için sonuçları başarısız olacaktır. Gerçekçi olalım, doktorlar istedikleri herşeyi iddaa ederler, fakat geleceğinizi bir doktorun iddasına göre çizmek ne kadar akıllıcadır. Bir doktor bana FUE tekniği ile her seansta 2000 greft ektiğini söyledi, benim değerlendirmeme göre bubüyük bir felaket. Bence güvenirlilik ve güven bir doktorun iddası ile örtüşmelidir.

Ayrıca kaybedecekleriniz;
1- Para
2- Eğer %90 oranında verim sağlanmaz ise donor bölgenizin hasarı
3- Bölünen ya da gömülen greftlerden folikülütler
4- İz

Eminim ki bu soru üzerinde daha fazla düşünürsem, aklıma daha çok şey gelir. 2500 grefti tek oturumda FUE yöntemi ile güvenle gerçekleştirebilir. Fakat şu konumda doktoruna sorman gereken bir günde böyle bir operasyonu gerçekleştirdiği hastaları var mı? daha sonra sonuçlara bakarak değerlendirmeyi kendin yapabilisin.

FUE – FIT hangi yöntemi tavsiye edersiniz?
Bu iki yöntem arasındaki tek fark adlarının farklı oluşudur. Bana göre, FIT tekniğinin yaratıcısı çok büyük bir buluş gerçekleştirmemiş sadece FUE tekniğinin ismini değiştirmiştir. FIT tekniği uygulayan doktorlar kullandıkları aletlerin farklı olduğunu iddaa ederler(ucu keskin delici). Fakat bir avantajı bulunmamaktadır. Çünkü bu keskin delici ile greftlerin çoğuna zarar veriliyor ve greftlerin çoğu ölüyor. Yapılan biyopsilerde saça bir zarar vermeyeceğinin görüldüğü durumlar haricinde bu aleti kullanılmamalıdır. Her kişinin dokusu birbirinden farklıdır, bu yüzden ince ayar aleti tehlikelidir.

FUE de Skar Oluşumu
Ya kalıtımsal olarak ya da kullandığım ilaçlardan dolayı saçlarım dökülüyor. Bilmek istediğim şey fue yöntemi ile saç ekimi yaptırdığımızda herhangi bir iz kalıyor mu(saçların alındığı bölgede)? Ayrıca saçların ekildiği bölgede herhangi bir iz kalıyor mu? Bu konuda beni bilgilendirirseniz sevinirim.
Foliküler ünitelerin alındığı bölgede minik noktalar halinde iz oluşabilir, fakat böyle bir durum alıcı bölgede oluşmaz, çünkü greftler alınır alınmaz deriye ekilir.