tarihinde yayınlandı Yorum yapın

Saçlarınızın Sağlıklı Parlaması

Saçları parlatmanın en eski yolu çay ve birayla yıkamaktır. Kaynatılmış çay yapraklarını bir miktar suya ekleyip saçlarınızın son durulama suyunda kullanabilirsiniz.

Suyla karıştırılmış limon suyu ya da sirke de saçlarınızın havalı ve parlak görünmesine yardımcı olacaktır.

saç diplerinin nemini korumak için bal kullanabilirsiniz. 3 çay kaşığı limonu biraz suyla karıştırın ve saç diplerinize uygulayın.

Kına saçı koruyan doğal bir üründür. Çevresel etmenler nedeniyle yıpranmış saçları kına sayesinde eski haline döndürebilirsiniz.

Şampuanınıza ekleyeceğiniz ufak bir miktar yemek sodası da saçınızdaki yağ ve kirden kurtulmada yardımcı olacaktır.

Pırıl pırıl parlayan saçlar için espressoyu deneyin! Soğuk espressoyu kuru saçınıza sürün ve 20 dakika kadar bekletin. Ardından bol su ile durulayın

tarihinde yayınlandı Yorum yapın

Sağlıklı Saçların Formülü

‘Ah nerede o eski güzel saçlarım’ dememek için şimdiden önlem almanızda fayda var! Üstelik işe, saçınızı çok sık yıkamayarak ve doğru saç bakım ürünleri alarak başlayabilirsiniz!

Sağlıklı saçlar için alınması gereken önlemlerle ve saç dökülmesinin çözüm yolları şunlar:

Saçlar; güzelliğimizin tamamlayıcısıdır, insanın dış görünümünü etkiler. Saçın yapısını oluşturan ana elementler keratin, su, pigment, yağlar ve eser elementlerdir.

Sağlıklı saçlar; parlak, görünümü düzgün ve kolay taranabilir özellikleri taşır. Saçın bu özellikleri, sistemik hastalıklar ve çevresel etmenlerin etkisiyle bozularak; saçlarda kırılma, mat, sağlıksız görüntü ve dökülme şikayetleri ortaya çıkmaktadır. Dermatoloji hekimlerine bu sebeple çok sayıda hasta başvurmaktadır.

Saçlı deride ortalama 100 bin saç folikülü bulunur. Bu sayı bazı kişilerde 150 bini bulabilir. Yağ bezlerinde üretilen yağ salgısı, derimizden kıl köklerine ulaşmaktadır. Saç derimizde bulunan yağ hücreleri saçımızın yağından sorumludur. Yağ salgısı ergenlik döneminde artış gösterir. Saçlar yağ salgısına göre yağlı ya da kuru olabilir. Saçın yağlanması çoğu kişi için bir sorun oluşturur. Saçlı deride salgılanan yağlar fırçalama ve tarama gibi işlemlerle kolayca saçlara yayılır.

Aşırı Yıkamak Kurutur

Saçları aşırı yıkamak kurumasına, elektriklenmesine ve parlaklığını kaybetmesine neden olur. Kuru saç; yapısal olabileceği gibi, saçların gereğinden fazla yıkanması, kuru çevrede bulunulması, saçların sık kurutulması ve bazı sistemik hastalıkların sonucunda da gelişir.

Saç yıkama sıklığı kişiye göre değişkenlik gösterir. Saç günde en fazla bir, en az haftada bir defa yıkanmalıdır. Saçlar yıkanırken kişinin saç tipine uygun şampuanı tercih etmesi önemlidir.

Düzleştirme Saçı Zayıflatır

Saçları güzelleştirmek amacıyla uygulanan kozmetik ürünler; saçların görünümünü değiştirmenin yanında saçlara zarar verebilmekte, saçlarda kırılma ve dökülmelere neden olabilmektedir. Saça uygulanan ürünler; sabitleştirici, renklendirici, renk açıcı ve düzleştirici olarak sınıflandırılabilir. Saç şekillendiriciler, saç temizliğinin ardından saça son şeklini vermek için kullanılırlar. Amaçları kuruma esnasında saçın herhangi bir kısmını belli bir yerde tutmak ve saça hacim kazandırmaktır. Saç jöleleri, saç spreyleri ve saç köpükleri bu işlevi görmektedir.

Saç düzleştirme daha çok kıvırcık saçlarda başvurulan bir yöntemdir. Saçta bulunan disülfit bağlarının kırılıp saçın denatüre olmasına neden olur. Bu şekilde saçlar düz bir görünüm kazanıp yeni bağlar oluşur. İnce ve hasarlı saçlarda bu uygulamada dikkatli olunmazsa saçlar çabuk kırılgan olur, saçı zayıflatır. Bu saç yapısına sahip kişiler saç düzleştirme işlemine mümkün olduğu kadar az başvurmalıdırlar.

Bitkisel Boya Tercih Edin

Saç boyaları doğal ve sentetik olmak üzere iki çeşittir. Kına en iyi bilinen doğal boya çeşididir. Sentetik boyalar; geçici ve kalıcı özellik taşıyanlar olmak üzere iki çeşittir. Piyasada satılan boyaların çoğunluğu kalıcı özelliktedir. Saç boyalarının içeriğinde bulunan bazı maddeler alerjik bünyeye sahip kişilerde kontakt dermatit (alerjik egzama) bulgularına neden olabilir. Alerjik egzama saçlı deride kaşıntı, sulantı ve yaralarla kendini belli eder. Boyalarda bulunan en sık alerjiye neden olan madde parafenilendimandir. Alerjik bünyeli kişilerde, bitkisel saç boyaları tercih edilmelidir. Sık saç boyanması, saç yapısının incelmesine, kıl şaftının delikli bir hal almasına neden olur. Saçlar çok sık boyatılmamalı, sık saç rengi değiştirilmemeli ve kaliteli boya kullanılmalıdır.

Kaşıntı Varsa Egzama Olabilir!

Saçta sık görülen hastalıklar kepeklenme, egzama ve saç dökülmesidir. Kepeklenme en sık görülen saç sorunudur. Saçta küçük beyaz renkli döküntülerle kendini belli ederler. En sık ve şiddetlisi 20 yaş civarında görülür. Derinin çeşitli uyarılara karşı verdiği bir cevaptır. Medikal şampuanlarla kontrol altına alınır. Başlangıçta sadece medikal şampuanlarla yıkanılmalı, sonrası medikal şampuan sıklığı azaltılmalıdır. Saç spreylerinin aşırı kullanılması, saç boyalarının uygunsuz kullanımı, soğuk hava, kuru ısıtıcılar, stres ve gerginlik kepeklenmenin artmasına neden olur.

Sinirsel egzama ya da bilimsel adıyla nörodermit, sık görülen bir cilt sorunudur. Boyun, ense, saçlı deri, omuzlar ve topuk bölgelerinde sürekli kaşıntı ve bunun sonucunda deride kızarıklık görünür. Hastalığın oluşmasında stres en önemli etmendir. Tedavisinde steroidli kremler, antihistaminik ilaçlar ve nemlendiriciler kullanılır. Ciddi vakalarda hastalar psikiyatri uzmanları ile birlikte takip edilir.

Dökülen Saçlara Mezoterapi

Saç dökülmesi sık karşılaşılan bir diğer saç hastalığıdır. Tedavide amaç dökülmeyi durdurmaktır, öncelikle saç dökülmesi durumunun nedeni araştırılır. Gerekli laboratuar testleri yapılır ve hastanın tedavisi düzenlenir. Tedavinin uzun süreli olacağı konusunda hastalar bilgilendirilmelidir. Neden bulunamadığı zaman saçı güçlendirici ürünlere ve tedavilere başvurulur.

Dökülmeyi iyileştirmek ve kontrol altına almak için uygulanan en etkili yöntem olan saç mezoterapisi; saçın ihtiyacı olan vitamin, mineral ve kan dolaşımını arttırıcı ilaçların direkt saç diplerine enjekte edilmesi prensibine dayanır. Kullanılan ilaçlar güvenilirdir. Anestezi gerektirmeden uygulama yapılır. Belirli aralıklarla yapılan bir uygulamadır. Emin ellerde yapılması gerekir. Tedavi tamamlandığında dökülmede azalma, saçlarda dolgunluk elde edilmiş olur.

İyi Şampuanın Özellikleri

  • Bir şampuanda aranılan özellik, saçtaki yağı dengeye sokmak, saçın parlak ve hacimli görünmesini sağlamaktır.
  • Şampuan seçimi, kişinin saç yapısına göre yapılmalıdır.  Saça ve göze zarar vermemelidir.
  • Yağlı, kuru,normal ve hasarlı saçlara özel şampuanların yanı sıra, bebekler için ve medikal özellik taşıyan  şampuan çeşitleri de bulunmaktadır.

Saçınızın Yağlanmaması İçin Bu Önlemleri Alın

  • Saçların çok sık taranmamasına ve fırçalanmamasına dikkat edin. Bu şekilde deride bulunan yağlar saça ulaşamaz.
  • Aşırı sıcak ve nem, yağ salgısını arttırdığından bu ortamlardan kaçının.
  • Saç kurutmayı sıcak havayla yapmayın.
  • Yağlı saçlar için olan şampuanlar tercih edin.
  • Yağlanmayı azaltmak için şampuanla yıkama sıklığını abartmayın.
  • Kuru Saçlar İçin Bakım Önerileri
  • Saçlarınızı az şampuanla yıkayın ve Saç kremi kullanın
  • Kurutma makinesini mümkün olduğunca az kullanın
  • Nemlendirme özelliği fazla olduğundan kuru saç şampuanlarını tercih edin.
  • Saç kremini şampuandan sonra kullanın. Kremler saçların parlak hale gelmesini ve yumuşak olmasını sağlar.
tarihinde yayınlandı Yorum yapın

Bitki Banyosu İle Sağlıklı Saçlar

Şifalı bitki banyoları

Deriniz yağlıysa 150g mayıs papatyası veya civanperçemi, deriniz sivilceliyse 150g kuru nane veya atkuyruğu kullanın. Bitkiler 1 litre kaynar suyla haşlanır ve soğuyana kadar demlendikten sonra süzülür ve banyo suyuna eklenir.

Ebegümeci banyosu, iltihaplı, sivilceli deri için

50g kurutulmuş veya 100g taze ebegümeci çiçeği ve yaprağı ince kıyılmış olarak, kaynar derecedeki 2 litre suyla haşlanır, soğuyana kadar demlenmeye bırakılır, süzülür ve banyo suyuna eklenir. Kan dolaşımını hızlandırmak için banyodan sonra beden, orta sertlikte bir fırça ile fırçalanır.

Elma sirkesi banyosu, yağlı cilt için

¼ litre elma sirkesi banyo suyuna eklenir. Banyodan sonra duş alınmaz, sirkeli su derinin üstünde kurumalıdır. Daha sonra, yağlı olmayan bir nemlendirici beden losyonu uygulanır. Banyo suyuna eklenen 8 damla lavanta yağı, antiseptik etkiyi arttırır ve ruhsal açıdan dengeleyici ve yatıştırıcı etki yapar.

Lavanta yağı banyosu

¼ litre elma sirkesi(yağlı deriye karşı) veya ¼ litre krema(normal, kuru veya karışık deri için), 8 damla lavanta yağı ile iyice karıştırılır, banyo suyuna eklenir ve su da iyice karıştırılır. Krema-lavanta banyosundan sonra ılık duş alınır. Elma sirkesi-lavanta banyosundan sonra duş alınmaz ve kurulanılmaz.

Yağsız süt banyosu, kuru ve duyarlı deri için

Yağı alınmış 2 litre süt banyo suyuna eklenirken, su iyice karıştırılır. Banyodan sonra ılık bir duş alınır ve hafifçe kurulanılır. Eğer deriye banyodan önce 2 yemek kaşığı dolusu zeytinyağı yedirilirse, süt banyosu kuru deri için çok daha etkili olur. Banyo suyuna eklenen 1 bardak aynısafa çayı da deriyi ayrıca yatıştırır.

Yağ-süt banyosu, kuru deri için

1 bardak ılık süt ve bir yemek kaşığı zeytinyağı, kapalı bir kavanozda iyice çalkalandıktan sonra banyo suyuna eklenir. Banyodan sonra sıcak duş alınır ve hafifçe kurulanılır.

Yağ banyosu, kuru deri için

50 ml bademyağı veya zeytinyağı sıcak banyo suyuna eklenir ve iyice karıştırılır. Banyodan sonra, cildin üstünde kalan su elle sıyrılır ve kalan hafif yağ filmi masajla yedirilir.

Süt-bal banyosu, kırışıklara karşı

2 bardak ılık sütte 2 yemek kaşığı dolusu bal iyice eritilir, 1 tatlı kaşığı badem yağı eklenir ve kapalı bir kavanozda iyice çalkalandıktan sonra banyo suyuna eklenir ve banyo suyu da karıştırılır. Banyodan sonra sıcak duş alınır ve hafifçe kurulanılır.

Bal-süt-tuz banyosu, kuru ve olgun deri için

Banyo küveti doldurulurken 100g deniz tuzu serpiştirilir. Bu arada 1 litre sıcak sütte 250g çiçek balı eritilir ve banyo suyuna eklenir. Banyo suyu iyice karıştırılır. Banyodan sonra sıcak duş alınır ve hafifçe kurulanılır

tarihinde yayınlandı Yorum yapın

Saçlarınızı Kaybetmeden Önlem Alın

Güzelliğin tamamlayıcısı saçlar, yanlış bakım uygulamaları ve doğru seçilmeyen kozmetik ürünler nedeniyle çoğu zaman canlılığını ve parlaklığını kaybedebiliyor.

  • Saçın yapısını oluşturan ana elementler keratin, su, pigment, yağlar ve eser elementlerdir. Sağlıklı saçlar; parlak, görünümü düzgün ve kolay taranabilir özellikleri taşır. Saçın bu özellikleri, sistemik hastalıklar ve çevresel etmenlerin etkisiyle bozularak; saçlarda kırılma, mat, sağlıksız görüntü ve dökülme şikâyetleri ortaya çıkmaktadır. Dermatoloji hekimlerine bu sebeple çok sayıda hasta başvurmaktadır.
  • Saçlı deride ortalama 100 bin saç folikülü bulunur. Bu sayı bazı kişilerde 150 bini bulabilir. Yağ bezlerinde üretilen yağ salgısı, derimizden kıl köklerine ulaşmaktadır. Saç derimizde bulunan yağ hücreleri saçımızın yağından sorumludur. Yağ salgısı ergenlik döneminde artış gösterir. Saçlar yağ salgısına göre yağlı ya da kuru olabilir. Saçın yağlanması çoğu kişi için bir sorun oluşturur. Saçlı deride salgılanan yağlar fırçalama ve tarama gibi işlemlerle kolayca saçlara yayılır.

Saçları Aşırı Yıkamak Kuruluğa Neden Olur

  • Saçları aşırı yıkamak kurumasına, elektriklenmesine ve parlaklığını kaybetmesine neden olur. Kuru saç; yapısal olabileceği gibi, saçların gereğinden fazla yıkanması, kuru çevrede bulunulması, saçların sık kurutulması ve bazı sistemik hastalıkların sonucunda da gelişir.
  • Saç yıkama sıklığı kişiye göre değişkenlik gösterir. Saç günde en fazla bir, en az haftada bir defa yıkanmalıdır. Saçlar yıkanırken kişinin saç tipine uygun şampuanı tercih etmesi önemlidir.

Düzleştirme Sık Yapıldığında Saçları Zayıflatır

  • Saçları güzelleştirmek amacıyla uygulanan kozmetik ürünler; saçların görünümünü değiştirmenin yanında saçlara zarar verebilmekte, saçlarda kırılma ve dökülmelere neden olabilmektedir. Saça uygulanan ürünler; sabitleştirici, renklendirici, renk açıcı ve düzleştirici olarak sınıflandırılabilir. Saç şekillendiriciler, saç temizliğinin ardından saça son şeklini vermek için kullanılırlar. Amaçları kuruma esnasında saçın herhangi bir kısmını belli bir yerde tutmak ve saça hacim kazandırmaktır. Saç jöleleri, saç spreyleri ve saç köpükleri bu işlevi görmektedir.
  • Saç düzleştirme daha çok kıvırcık saçlarda başvurulan bir yöntemdir. Saçta bulunan disülfit bağlarının kırılıp saçın denatüre olmasına neden olur. Bu şekilde saçlar düz bir görünüm kazanıp yeni bağlar oluşur. İnce ve hasarlı saçlarda bu uygulamada dikkatli olunmazsa saçlar çabuk kırılgan olur, saçı zayıflatır. Bu saç yapısına sahip kişiler saç düzleştirme işlemine mümkün olduğu kadar az başvurmalıdırlar.

Saçlarınızı Boyamak İçin Bitkisel Boyaları Tercih Edin

  • Saç boyaları doğal ve sentetik olmak üzere iki çeşittir. Kına en iyi bilinen doğal boya çeşididir. Sentetik boyalar; geçici ve kalıcı özellik taşıyanlar olmak üzere iki çeşittir. Piyasada satılan boyaların çoğunluğu kalıcı özelliktedir. Saç boyalarının içeriğinde bulunan bazı maddeler alerjik bünyeye sahip kişilerde kontakt dermatit (alerjik egzama) bulgularına neden olabilir. Alerjik egzama saçlı deride kaşıntı, sulantı ve yaralarla kendini belli eder. Alerjik bünyeli kişilerde, bitkisel saç boyaları tercih edilmelidir. Sık saç boyanması, saç yapısının incelmesine, kıl şaftının delikli bir hal almasına neden olur. Saçlar çok sık boyatılmamalı, sık saç rengi değiştirilmemeli ve kaliteli boya kullanılmalıdır.

Saç Köklerinizde Kaşıntı Varsa Egzema Olabilir

  • Saçta sık görülen hastalıklar kepeklenme, egzama ve saç dökülmesidir. Kepeklenme en sık görülen saç sorunudur. Saçta küçük beyaz renkli döküntülerle kendini belli ederler. En sık ve şiddetlisi 20 yaş civarında görülür. Derinin çeşitli uyarılara karşı verdiği bir cevaptır. Medikal şampuanlarla kontrol altına alınır. Başlangıçta sadece medikal şampuanlarla yıkanılmalı, sonrası medikal şampuan sıklığı azaltılmalıdır. Saç spreylerinin aşırı kullanılması, saç boyalarının uygunsuz kullanımı, soğuk hava, kuru ısıtıcılar, stres ve gerginlik kepeklenmenin artmasına neden olur.
  • Sinirsel egzama ya da bilimsel adıyla nörodermit, sık görülen bir cilt sorunudur. Boyun, ense, saçlı deri, omuzlar ve topuk bölgelerinde sürekli kaşıntı ve bunun sonucunda deride kızarıklık görünür. Hastalığın oluşmasında stres en önemli etmendir. Tedavisinde steroidli kremler, antihistaminik ilaçlar ve nemlendiriciler kullanılır. Ciddi vakalarda hastalar psikiyatri uzmanları ile birlikte takip edilir.

Saç Dökülmesini Önlemek İçin Mezoterapi Uygulayın

  • Saç dökülmesi sık karşılaşılan bir diğer saç hastalığıdır. Tedavide amaç dökülmeyi durdurmaktır, öncelikle saç dökülmesi durumunun nedeni araştırılır. Gerekli laboratuar testleri yapılır ve hastanın tedavisi düzenlenir. Tedavinin uzun süreli olacağı konusunda hastalar bilgilendirilmelidir. Neden bulunamadığı zaman saçı güçlendirici ürünlere ve tedavilere başvurulur.
  • Dökülmeyi iyileştirmek ve kontrol altına almak için uygulanan en etkili yöntem olan saç mezoterapisi; saçın ihtiyacı olan vitamin, mineral ve kan dolaşımını arttırıcı ilaçların direkt saç diplerine enjekte edilmesi prensibine dayanır. Kullanılan ilaçlar güvenilirdir. Anestezi gerektirmeden uygulama yapılır. Belirli aralıklarla yapılan bir uygulamadır. Emin ellerde yapılması gerekir. Tedavi tamamlandığında dökülmede azalma, saçlarda dolgunluk elde edilmiş olur.

[box type=”bio”] Saçlarınız İçin Doğru Şampuan Nasıl Olmalıdır?[/box]

  • Bir şampuanda aranılan özellik, saçtaki yağı dengeye sokmak, saçın parlak ve hacimli görünmesini sağlamaktır.
  • Şampuan seçimi, kişinin saç yapısına göre yapılmalıdır.
  • Saça ve göze zarar vermemelidir.
  • Yağlı, kuru, normal ve hasarlı saçlara özel şampuanların yanı sıra, bebekler için ve medikal özellik taşıyan şampuan çeşitleri de bulunmaktadır.

[box type=”bio”]Saçlarınızın Yağlanmamasını Sağlamak İçin Neler Yapabilirsiniz?[/box]

  • Saçların çok sık taranmamasına ve fırçalanmamasına dikkat edin. Bu şekilde deride bulunan yağlar saça ulaşamaz.
  • Aşırı sıcak ve nem, yağ salgısını arttırdığından bu ortamlardan kaçının.
  • Saç kurutmayı sıcak havayla yapmayın.
  • Yağlı saçlar için olan şampuanlar tercih edin.
  • Yağlanmayı azaltmak için şampuanla yıkama sıklığını abartmayın.

[box type=”bio”]Kuruyan Saçlarınız İçin Canlılığını Tekrar Nasıl Sağlayabiliriniz?[/box]

  • Saçlarınızı az şampuanla yıkayın
  • Saç kremi kullanın
  • Kurutma makinesini mümkün olduğunca az kullanın
  • Nemlendirme özelliği fazla olduğundan kuru saç şampuanlarını tercih edin.
  • Saç kremini şampuandan sonra kullanın. Kremler saçların parlak hale gelmesini ve yumuşak olmasını sağlar.
tarihinde yayınlandı Yorum yapın

PRP Tedavisi: Kendi Kanınla Gençleş

Tüm dünyada ‘Vampir’ trendi olarak adlandırılan “PRP” yöntemi Hollwood yıldızları kadar artık Türkiye’de de büyük bir rağbet görüyor.

Kişinin kendi kanı ayrıştırılırak elde edilen tromboşitler, sorunlu bölgelere enjekte edilerek, kötü görüntü ve kırışıklıklardan kurtulmak mümkün oluyor.
Genç kalmak, daha parlak bir cilde kavuşmak isteyenlerin tercih ettiği PRP uygulamasına talep her geçen gün artyor. ‘Platelet Rich Plazma’, bilinen adıyla ‘PRP’ tedavisi’yle kırışıklıklarda, sivilce izlerinde, güneş lekelerinde ve saç dökülmesini durdurmada yüz güldüren sonuçlar alınıyor. Vampir Trendi olarak gündeme gelen PRP yönteminde kişinin kendi kanı alınarak belli işlemlerden geçiriliyor. Ayrıştılan kandaki tromboşitler ise kişinin sorunlu bölgelerine enjekte ediliyor. Estetik ve Plastik Cerrahi

PRP yönteminde, vücuda yabancı herhangi bir madde enjekte edilmediği için hastalar tarafından çok tercih ediliyor. PRP uygulamasının ağrısız ve herhangi bir yan etkisi de yoktur.

PRP Nedir?

PRP, ‘Tromboşitten zengin plazma’ anlamına geliyor. Tromboşitler, doku iyileşmesinde ve kanın pıhtılaşmasında önemli rolü bulunan kan hücreleridir. Önemli protein ürünleri ve bağ dokusu faktörleri içerir. Yaralanmış bir bölgeye enjekte edildiğinde, hızla iyileşme sürecini başlatarak doku yenilenmesini uyardıkları görülmüştür. Bu tedavi sayesinde cilt lekelerinin hafifletilmesi, sivilcelerle izlerinin giderilmesi, cildin daha gergin, canlı ve parlak görünmesi sağlanabiliyor.

Nasıl Uygulanıyor?

Hastanın kendi kanı steril bir ortamda alınıyor. Özel bir santrifuj cihazında yüksek hızda ve belli sürelerde donduruluyor. Santrifuj edilen kan, bazı ayraçlar sayesinde ayrıştırılıyor. Kanın alyuvarlar ve akyuvarlar gibi şekilli elemanları dibe çökerken, Tromboşitten zengin bölümü ayrıştırılıyor. Tromboşitten zengin bu plazma özel bir işlemle alınıyor ve tedavi edilecek bölgeye mikroenjeksiyonlar yoluyla enjekte ediliyor. İşlem yaklaşık 30 dakika sürüyor ve hasta evine gidiyor. Sorunlu olan herhangi bir bölgeye uygulanabiliyor. Uygulamadan yaklaşık üç – dört hafta sonra ilk etkileri fark edilmeye başlanıyor. Enjekte edilen karışım, hastanın kendi kanıyla hazırlandığı için alerji riski yok. Sadece işlem sırasında kızarıklık meydana gelebiliyor ve bu da birkaç saat sonra tamamen geçiyor.

Tedavi ne kadar zamanda tamamlanıyor, hangi alanlarda uygulanabilir ?

Kişinin ihtiyacına göre ayda bir kez olmak üzere üç – dört seansda tamamlanıyor. Altı ile 12 ay sonra tekrarlanması gerekiyor. Spor hekimliğinde, yumuşak doku yaralanmalarında, kaş kopmalarında ya da ortopedi ve travmatolojideki kırıklarda, hasarin beklenen doğal süreçlerden daha erken giderilmesinde uygulanabilir. PRP bunların dışında dökülmesinin durdurulmasında ve zayıflamış saç köklerinin canlandırılmasında uygulanmaktadır.

Cilt yenileme, kırışıklık, yara ve sivilce izleri tedavisinde kullanılan PRP tedavi yöntemi yüz, boyun, dekolte bölgesi, eller, sırt, saç, bacak içleri, kol bölgelerine uygulanabilmektedir. Bu tedavi yöntemini diğer yöntemlerden farklı kılan hastanın kendi kanından elde edilmesi nedeniyle kan yoluyla bulaşabilecek hastalık ve alerji riskini ortadan kaldırmasıdır. Genellikle 35- 40 yasin üzerindeki kişilerin tercih ettiği bir yöntemdir. İşlemin acısız gerçekleştirilmesi ve işlem sonrasında herhangi bir iz kalmaması PRP tedavi yöntemini cazip kılan bir başka özelliktir.

Bu tedavi yönteminin diğer özellikleri şunlar:

  • Uzun süreli etkilidir
  • Yeniden canlandırıcı ve yapıcıdır
  • Kolay ve güvenli bir biçimde uygulanır
  • Sadece yeni kolajen oluşumunu değil, derinin tüm yaşamsal işlevlerini destekler
  • Kırışıklıkların ve çizgilerin giderilmesini deriyi “doldurarak” değil “gençleştirerek” sağlar”.
tarihinde yayınlandı 1 Yorum

PRP Tedavisi İle Saç Kökü Dokusu Yenileme

P.R.P tedavisi saç dökülmesini engelleyici, saç köklerinin canlandırılması ve yaş ilerlemesi ile oluşan kırışıklık, sivilce gibi izlerin tedavisinde uygulanan doku yenileme tedavisidir.

P.R.P. Tedavisi İle Saç Dökülmesi Tedavisi

P.R.P. tedavisi (Platelet Rich Plazma) kişinin kendi kanının özel işlemlerden geçirilip akyuvarlarının ve trombositlerinin ayrışması ile elde edilir. Saç sorunu yaşayan hastanın venöz kanından 10 cc / 1 çay bardağının 1/10 ‘u kadar alınır. Daha sonra kan beyaz ve kırmızı kan olarak iki kısıma ayrılır. Kırmızı kanda akyuvar, trombosit, pıhtılaşma faktörleri, PGF (Trombosit büyüme faktörü)’ler bulunur. Kırmızı kan özel bir işleme tutulduktan sonra seyrelmiş bölgeye napaj yöntemiyle enjekte edilir. Yapılan işlem ile doku yenilenmesi sağlanmıp saçlarda canlılık sağlanmaktadır.

P.R.P. tedavisi ile saç dökülmesi tedavisi işlemi 30 dakika kadar sürmektedir ve işlem sırasında acı hissedilmiyor ve herhangi bir ize sebep olmuyor. Enjekte sonrası kişi normal hayatına devam edebiliyor.

P.R.P. tedavisi (Platelet Rich Plazma) ayda bir defa olacak şekilde üç ay süreyle uyugulanması gerekiyor. Ve uygulamanın kalıcı olması için her yıl bir defa uygulanması tavsiye ediliyor.

PRP (Doku Yenileme) nin Cilt Üzerindeki Uygulaması

PRP ile kandan alınan büyüme faktörleri doku yenilenmesine destek olmaktadır ve lekelerin azalmasına, sivilcelerle kalan izlerin yok olmasına, cildin daha gergin, canlı ve parlak görünmesini sağlamaktadır.

 

[learn_more caption=”Cilt yüzeyinde hangi bölgelere uygulanmaktadır?” state=”open”]Prp yüz, boyun, dekolte ve el üstü gibi problemli olan herhangi bir bölgeye uygulanabilmektedir.[/learn_more]

[learn_more caption=”PRP’nin etkileri nasıldır?” state=”open”]

3 – 4 hafta sonra uygulama etkileri gözle görülür hale gelmektedir.[/learn_more]

[learn_more caption=”PRP nin Yan etkileri var mıdır?” state=”open”]

PRP tedavisinde elde edilen karışım hastadan kendi kanı ile hazırlandığı için kan yoluyla bulaşan bulaşıcı hastalıklara yakalanma veya alerji olma gibi risk olmamaktadır. İşlem sırasında kızarıklıklar oluşabilmekte birkaç saat sonra geçmektedir.[/learn_more]

[learn_more caption=”Tedavi süresi ne kadar zamanda tamamlanmaktadır?” state=”open”]

PRP tedavisi 3 seanstan oluşmakta,ayda 1 defa uygulanmaktadır. 6- 12 ay arasında da tekrarlanması gerekmektedir.[/learn_more]

[learn_more caption=”PRP uygulaması esnasında ağrı ya da acı var mı?” state=”open”]

Herhangi bir ağrı ya da acı hissi yaşanmamaktadır, krem ile uyuşturma işlemi sonrası uygulanmaktadır.[/learn_more]

[learn_more caption=”PRP tedavisi kimlere uygulanamaz?” state=”open”]

Aktif kanser hastaları hariç herkese PRP tedavisi uygulanabilmektedir.[/learn_more]

tarihinde yayınlandı Yorum yapın

Saç Mezoterapisi Hakkında

Saç Mezoterapisi:

  • Mezoterapi saç dökülmelerinde en etkili ve önemli tedavi yöntemlerinden biridir.
  • Mezoterapi: çok ince uçlu bir iğne ile saçlı derinin orta tabakasına (dermis / hipodermis) minimal dozlarda yapılan mikroenjeksiyon yöntemidir.
  • Dermis tabakası cildin fonksiyonel tabakasıdır. Buraya yapılan enjeksiyonla, saç kökünün beslenmek için gereksinim duyduğu vitamin, mineral, oligelement ve dolaşım düzenleyiciler hedef dokuya doğrudan verilmiş olur.
  • Yani mezoterapi alternatif bir tıp yöntemi değil FDA onaylı farmakolojik ürünlerin alternatif yolla verilmesi işlemidir.
  • Tamamen tıbbidir.
  • Amaç, tamamen lokal bir işlemle hücre metabolizmasını uyarıp doku canlılığını tekrar kazanmaktır.
  • Mezoterapi, yaş, cins ayrılığı gözetmeksizin yapılabilir.

Saç Mezoterapisinin Avantajları:

  • Lokal / bölgesel uygulanımı
  • Doğrudan hedef dokuya verilim
  • Dökülmenin durmasının yanısıra tüm saçların daha canlı ve parlak görünmesi
  • Sistemik yan etki azlığı
  • Kullanılan ilaçların ufak dozlarda verilmesi
  • İlacın aktif yararlanımı
  • İlacı bizzat hekimin uygulaması
  • Seans aralarının uzun, seans sayılarının az olması
  • Sonuç kalitesinin yüksek olması
  • Düşük maliyet

Saç mezoterapisi üç etkili bir yöntemdir.

  1. Mezoterapinin ilk etkisi saç dökülmesini durdurmaktır. Erkek veya kadın, hangi nedenle olursa olsun, meydana gelen bozuklukluk beslenme ve dolaşım bozukluğudur. Saç  mezoterapisi beslenme ve dolaşım bozukluğunu, doğrudan hedefe yönelik olarak düzelltiği için dökülmeyi çok yüksek oranda durdurur.
  2. Saç mezoterapisinin ikinci etkisi, saç kalitesini artırmaktır. Kafa derisinde ölmeyip dökülmeyip bebek saçı gibi duran tüycüklerin veya birbirine yapışan, uçuşan ince telli saçların kalın saça dönüşmesi mümkündür. Bu doğrultuda dökülme ve ya cansızlaşma olmadan saçın canlılık ve parlaklığını amaçlayan bir çok insan içinde, bu etki önemli bir referanstır.
  3. Üçüncü etki ise saç hücrelerini bitkisel hayattan çıkarmaktır. Canlılıklarını korumalarına rağmen saç üretemeyen saç hücrelerine uyarır. Bu işlevle saçsız gibi görünen alanların bile harekete geçmesi sağlanabilir.
  • Saç dökülmelerinde, saç kökünde küçülme, saçın yaşam döngüsünde hızlanma ve saçın büyüme evresinin (anajen evre) kısalması söz konusudur.
  • Saçlı deri mezoterapisi ile saç kökü güçlenir. Yenilenme süreci uzarken dökülme süreci ve miktarı azalır.
  • Saç mezoterapisi dökülmenin durmasında ve kontrolünde çok önemli bir yöntemdir.

Saç Mezoterapisinde Seanslar:

  • Tek seansta bile kişi yarar görür.
  • Seans sayıları haftada 1 yapılır.
  • Çok yoğun dökülmelerde seanslar haftada 2 kez yapılabilir.
  • Mezoterapi, dökülmesi olmayan sadece daha canlı ve parlak saçlar isteyen kişilerde ise 2-3 haftada bir yapılan birkaç seans yeterlidir.
  • İlk yoğun kür için 10 seans yeterlidir.
  • Daha sonraki mezoterapi seansları; özellikle erkekler için 1-2 ayda bir yapılan idame tedavileri ile saçlar korunur.
  • Kadınlarda ise dökülmeye neden olan hastalık varsa bunun tedavisiyle birlikte yapılan mezoterapi sonrası idame tedavileri yılda 3-4 kez olsa yeterlidir.

Mezoterapiye Destek Tedaviler:

  • Mezoterapi seanslarıyla beraber ek yöntemler (radyofrekans, saç lazeri gibi..) destek amaçlı uygulanabilir
  • Şampuan, tonik, yağ gibi dışardan yapılan uygulamalar ek olarak önerilebilir.
  • Gerekli görülen hastalarda reçete ilavesi yapılabilir.
  • Özellikle erkeklerdeki androgenetik dökülmede bir ilacın kullanımı gereklidir.
  • İlaç tedavileri saç dökülmeleri kısa zaman önce başlamış olanlarda (5 yıl), önden açılması ve tam kelliği bulunmayan erkeklerde daha etkilidir. İlaç tedavisi mutlaka doktor önerisiyle ve resmi makamların onayladığı ilaçlarla yapılmalıdır

Mezoterapi Fiyatları Ne Kadardır:

  • İlaç fiyatlarına bağlı olarak değişmektedir.
  • Seansı 100 TL ile 200 Tl arasındadır.
  • Fiyat farklılığı kullanılan ilaç ve kliniklerin maliyetleri yansıtma biçimleriyle alakalıdır.
tarihinde yayınlandı Yorum yapın

Bakımlı Saçlar İçin Kurallar

Muhteşem saçlar için önemli kurallar

Güzel ve parlak saçlara nasıl sahip olunur?

[box type=”bio”] KURAL 1 [/box]
Saç sadece kökünden beslenir. Bu kural hiç unutulmamalıdır. Dışarıdan lokal olarak uygulanan preparatlar, saçlarımıza sağlık getirmez. Bu tür uygulamalar, saçların yıpranmış görüntüsüne, kısa süreli değişmeler dışında yarar sağlamaz. Saçlarımız için gerekli olan

[box type=”bio”] KURAL 2 [/box]

Saç boyası, renk açıcılar, jöle ve köpük gibi kimyasal maddelerin günümüzde çok sık kullanılıyor. Bu maddeler doğru kullanıldığında, nadiren saçlara zarar verir. Cosmotürk’ün haberine göre, çok sık ve uzun süreli uygulamalar, saçların zaman içinde zayıflamasına ve kırılmalara sebep olur. Sık şampuanlama saçların yıpranmasına sebep olur. Gün aşırı yıkama, saç sağlığı açısından uygun gözükmektedir.

[box type=”bio”] KURAL 3 [/box]

Saçlar ıslak iken daha kırılgandır. Islak saçlar yumuşak havlularla ve düşük ayarlı kurutma makineleriyle kurutulmalıdır.

[box type=”bio”] KURAL 4 [/box]

Aynı şekilde kaba ve sert fırçalama, saçların çabuk yıpranmasına ve mat görünmelerine neden olmaktadır.

[box type=”bio”] KURAL 5 [/box]

Kimyasal içeriği az olan bakım ürünleri kullanmalıyız. Örneğin ammoniyum lauryl sülfat ya da silikon içeren ürünler, saçlarımızı aşırı kurutarak daha kolay kırılmalarına yol açmaktadır.

[box type=”bio”] KURAL 6 [/box]

Sıkı toplanmış saçlar, atkuyrukları, topuzlar ve örgüler saçların köklerini zayıflatır. Özellikle alnın yan kısmındaki saç dökülmelerinin sebebi saçların sıkı ve gergin toplanmasıdır.

[box type=”bio”] KURAL 7 [/box]

Saç sağlığı için en önemli olan diyetin içeriğidir. Protein açısından yetersiz diyetler, saç köklerini dinlenme dönemine sokarak, proteinden tasarruf etme yoluna gider. Bu ağır diyetleri takiben 2–3 ay içinde yaygın saç dökülmesi görülebilir.

tarihinde yayınlandı Yorum yapın

Saçlarınız Yaşınızı Belli Eder

Yaşlanmak doğal bir süreçtir ama yavaşlatabilir. “Yaş 35 yolun yarısı” demek yerine doğru beslenme ve yaşam değişikliği uygulamalarını deneyebilirsiniz. Artan yaşla birlikte vücudumuzun yapıtaşları olan hücrelerimizin kendini yenileyebilme özelliklerinde azalmalar meydana gelmektedir.

Hücre yaşlanmasında pek çok faktör rol almaktadır; çevresel ve içsel kirlenmenin yarattığı olumsuz etkiler, güneşin zararlı ultraviyole ışınlan, bilinçsiz beslenme ile alınan serbest radikallerin neden olduğu hücre ölümleri, hareketsiz yaşam, stres, alkol ve sigara en belirgin olanlardır.

Sağlık alanındaki son gelişmeler ışığında ise artık yaşlanmak ama ihtiyarlamamak mümkün. İşte anti-aging’in mantığında bu süreçleri yavaşlatmak, hücrelerin sağlıklı fonksiyonlarını korumalarını sağlamak yatar. Anti-aging alanında önemli destek ürünlerden önemli üç tanesi alfa lipoik asit, hyaluronik asit ve silikon’dur.

Yorgunluğa karşı öneriler

Anti-aging’de önemli bir antioksidan olan alfa lipoik asit aynı zamanda çok etkili bir cilt koruyucudur.
En çok kırmızı et, maya ve karaciğerde bulunmaktadır. Ancak diyet destek ürünü dediğimiz doğal ek besinlerle de yararlanmak mümkündür. Alfa lipoik asit cildi hücrelere zarar veren serbest radikallere karşı koruyarak antioksidan etki gösterir ve hücre ölümlerini yavaşlatır veya önler.

Kırışıklıkları engelleyip cildin daha genç, parlak ve duru görünmesini sağlar. Hafif-orta derinlikteki kınşıkhkları neredeyse yüzde 50 oranında azalttığı görülmüştür. Yorgunluk hissedenler tarafından da kullanılabilir.

Ciltteki kuruluğa, sarkıklığa son

Hyaluronik asit ise kırışıklık tedavisindeki etkileri kesinleşince son beş yıldır yaygın uygulama alanı bulan bir maddedir. Dokuların arasını doldurur ve derinin nemli kalmasını sağlar. Ayrıca derinin  yenilenmesine yardım eder. Aslında doğal olarak deride bulunmasına rağmen, yaşla birlikte azalır.
Ağız yoluyla alınan ve bölgesel olarak uygulanan kombine hyaluronik asit kullanımı sonucu alın bölgesindeki kırışıklıkların önemli derecede düzeldiği ve deri elastikiyetinin arttığı gözlenmiştir.

Aynca hyaluronik asit kullananların ciltlerinde görülen kuruluk, şişkinlik ve sarkıklıklar da düzelir. Bu nedenle yüzdeki tüm bölgelerde; alın, kaş arası, göz kenarları, burun ve ağız kenarlarında oluşmuş tüm çizgilerin yok edilmesinde kullanılmaktadır.

Tırnaklar ve kemikler için birebir

Silikonun normal büyüme ve gelişmenin sağlanması, kemiklerin bütünlüğü, saç, cilt, tırnak, kalp damarlannın ve hücre mukus membranlannın sağlığının korunması ve devamlılığı gibi işlevleri vardır.

Son çalışmalarda ortaya çıkan sonuçlara bakarsak silikon;

Yaşlanmış cildi, saç ve tırnakları onarır. Güneş ışığı yüzünden zarar görmüş ciltlerde yüzde 30 iyileşme olduğu gözlemlenmiştir.
Kemikler için de önemlidir. Kemiklerde kalsiyumun depolanmasında işlevi vardır.Kalp ve kalp damarlarının sağlığı için de çok önemli bir antioksidandır.

tarihinde yayınlandı Yorum yapın

Saç Dökülmesinin Somut Nedenleri

Bakımlı saçlar, yüzyıllardır özellikle kadınlar için güzelliğin en önemli unsurlarından birisi. Öyle ki saçlarda meydana gelen her patolojik durum, kişide derin psikolojik sorunlara neden olabiliyor. Dolayısıyla saç problemleri kişiler için önemli bir stres kaynağı oluşturuyor.

Kadınlarda; “yaygın” ve “erkek tipi” olmak üzere iki tip saç dökülmesi görülüyor. Erkek tipi saç dökülmesinde, özellikle saç üst kısımlarında seyrelme ve bu bölge saçlarında incelme gerçekleşiyor. Erkek tipi saç dökülmesi genellikle yumurtalık kistleri, hormonal bozukluklar ve böbrek üstü bezi büyümeleri sonucu oluşuyor.

[box type=”bio”] Hızlı kilo kaybı saçların dökülmesine neden oluyor[/box]

Kullanılan ilaçlardan beslenme alışkanlıklarına kadar pek çok faktörün saç dökülmesi üzerinde etkili olabilmektdir.

“Saç, vücut sağlığının spesifik bir barometresidir. Saç dökülmesinin yaygın nedenleri arasında tansiyon düşürücü, kan sulandırıcı, lipid düşürücü ve guatr ilaçlarının da araların da bulunduğu ilaçların yanı sıra radyasyon ve kemoterapi gibi kimyasal maddelere maruz kalınması yer alıyor. Hormonal nedenler ile sıkı diyetler ve hızlı kilo kaybı gibi beslenme faktörleri, anemi, gebelik, ateşli hastalıklar da saç dökülmelerinde etkili oluyor. Vitamin ve özellikle çinko ve selenyum gibi mineral eksiklikleri, yaşlılık, tiroid ve bağışıklık sistemi hastalıkları, yaygın veya bölgesel deri hastalıkları, psikolojik veya fiziksel stres gibi nedenler de saç dökülmelerine yol açıyor.”

[box type=”warning”] Saçın her gün yıkanması doğru değil[/box]

Saç dökülmesini önlemek için önce buna neden olan hastalıkların tedavi edilmesi gerekir.

“Saç dökülmesini önlemek için öncelikle altta yatan hastalıkların tedavi edilmesi gerekiyor. Bunun dışında beslenme alışkanlıklarına, özellikle proteinden zengin, karbonhidrattan fakir beslenmeye, yeşil sebze, süt, yumurta, baklagiller tüketimine dikkat edilmeli. Saça mümkün olduğu kadar boya, jöle, fön gibi fiziksel ve kimyasal uygulamalar yapılmamalı. Kışın soğuğa, yazın güneş ve deniz suyunun oluşturduğu kuruluğa karşı gerekli önlemler alınmalı. Saçı her gün yıkamak doğru değil. İki üç günde bir PH değeri 5,5 olan şampuanlar ile yıkamak yeterli. Saçı sık yıkamak saçın yağ dengesini bozar. Eğer bu hususlara dikkat edilirse zaten saç dökülmesi de en aza indirilir.”

[box type=”warning”] Sonbaharda saçlar daha çok dökülüyor![/box]

Mahmure’deki habere göre, sonbaharda saç dökülmesi diğer mevsimlere göre daha fazla oluyor. Bunun nedeni bu mevsimde sebze ve meyvenin az olması nedeniyle vitamin alımının azalmasıdır. Ayrıca havaların soğumaya başlamasıyla saçı besleyen kısım olan ve saç soğanı olarak adlandırılan bölgedeki kanlanmanın azalması, soğan kısmının boyutlarında küçülmeye neden oluyor. Bu da saçta dökülmeye yol açıyor. Fakat bir süre sonra bu dökülme kendiliğinden geçiyor. Devam etmesi durumunda bir doktora başvurmakta yarar var.

Gebelik döneminde saçların tümü büyüme evresine girerken, doğumdan üç dört ay sonra saçların hepsi dökülme evresine giriyor ve dökülüyor. Fakat bu, mevsimsel saç dökülmesi gibi geçici bir durum. Doğumdan sonra başlayan bu saç dökülmesi 6 ay ila 1 yıla kadar uzayabiliyor. Gebelik döneminde ek çinko kullanımıyla doğum sonrası meydana gelen saç dökülmesinin şiddeti azaltılabiliyor. Ayrıca gebelik döneminde demir eksikliğinin giderilmesi de bu dökülmenin azaltılması açısından önem taşıyor.

[box type=”info”] Sağlıklı saçlar için deniz mahsulleri tüketin.[/box]

Saç dökülmesinin en önemli nedenlerinden birisi dengesiz beslenmedir. Sağlıklı saçlar için öncelikle;

  • Yeterli protein ve çinko (özellikle yumurta, deniz ürünleri, fasulye, ceviz ve süt),
  • B12 vitamini (karaciğer, börek gibi sakatatlar, deniz ürünleri ve süt),
  • Folik asit (yeşil yapraklı sebzeler, mısır ve mercimek),
  • Bakır (lahana, karnabahar ve diğer yeşil yapraklı sezeler)
  • Selenyum (deniz ürünleri, soğan, sarımsak) gibi vitamin ve minerallerin yeterli düzeyde alınmasına dikkat edilmesi gerekiyor.

[box type=”info”]Ayrıca sigaradan uzak durmak saç sağlığı için önem taşıyor.[/box]

Bilinenin aksine saçları kısa kestirmekle saçların gürleşmesi arasında doğrudan bir bağlantı bulunmuyor. Sadece saçların uzaması ile saç telleri daha kırılgan bir hale geliyor. Saç bu kırılmaların temizlenmesi ile daha kolay uzuyor ve daha canlı hale gelebiliyor.