tarihinde yayınlandı 1 Yorum

PRP Tedavisi İle Saç Kökü Dokusu Yenileme

P.R.P tedavisi saç dökülmesini engelleyici, saç köklerinin canlandırılması ve yaş ilerlemesi ile oluşan kırışıklık, sivilce gibi izlerin tedavisinde uygulanan doku yenileme tedavisidir.

P.R.P. Tedavisi İle Saç Dökülmesi Tedavisi

P.R.P. tedavisi (Platelet Rich Plazma) kişinin kendi kanının özel işlemlerden geçirilip akyuvarlarının ve trombositlerinin ayrışması ile elde edilir. Saç sorunu yaşayan hastanın venöz kanından 10 cc / 1 çay bardağının 1/10 ‘u kadar alınır. Daha sonra kan beyaz ve kırmızı kan olarak iki kısıma ayrılır. Kırmızı kanda akyuvar, trombosit, pıhtılaşma faktörleri, PGF (Trombosit büyüme faktörü)’ler bulunur. Kırmızı kan özel bir işleme tutulduktan sonra seyrelmiş bölgeye napaj yöntemiyle enjekte edilir. Yapılan işlem ile doku yenilenmesi sağlanmıp saçlarda canlılık sağlanmaktadır.

P.R.P. tedavisi ile saç dökülmesi tedavisi işlemi 30 dakika kadar sürmektedir ve işlem sırasında acı hissedilmiyor ve herhangi bir ize sebep olmuyor. Enjekte sonrası kişi normal hayatına devam edebiliyor.

P.R.P. tedavisi (Platelet Rich Plazma) ayda bir defa olacak şekilde üç ay süreyle uyugulanması gerekiyor. Ve uygulamanın kalıcı olması için her yıl bir defa uygulanması tavsiye ediliyor.

PRP (Doku Yenileme) nin Cilt Üzerindeki Uygulaması

PRP ile kandan alınan büyüme faktörleri doku yenilenmesine destek olmaktadır ve lekelerin azalmasına, sivilcelerle kalan izlerin yok olmasına, cildin daha gergin, canlı ve parlak görünmesini sağlamaktadır.

 

[learn_more caption=”Cilt yüzeyinde hangi bölgelere uygulanmaktadır?” state=”open”]Prp yüz, boyun, dekolte ve el üstü gibi problemli olan herhangi bir bölgeye uygulanabilmektedir.[/learn_more]

[learn_more caption=”PRP’nin etkileri nasıldır?” state=”open”]

3 – 4 hafta sonra uygulama etkileri gözle görülür hale gelmektedir.[/learn_more]

[learn_more caption=”PRP nin Yan etkileri var mıdır?” state=”open”]

PRP tedavisinde elde edilen karışım hastadan kendi kanı ile hazırlandığı için kan yoluyla bulaşan bulaşıcı hastalıklara yakalanma veya alerji olma gibi risk olmamaktadır. İşlem sırasında kızarıklıklar oluşabilmekte birkaç saat sonra geçmektedir.[/learn_more]

[learn_more caption=”Tedavi süresi ne kadar zamanda tamamlanmaktadır?” state=”open”]

PRP tedavisi 3 seanstan oluşmakta,ayda 1 defa uygulanmaktadır. 6- 12 ay arasında da tekrarlanması gerekmektedir.[/learn_more]

[learn_more caption=”PRP uygulaması esnasında ağrı ya da acı var mı?” state=”open”]

Herhangi bir ağrı ya da acı hissi yaşanmamaktadır, krem ile uyuşturma işlemi sonrası uygulanmaktadır.[/learn_more]

[learn_more caption=”PRP tedavisi kimlere uygulanamaz?” state=”open”]

Aktif kanser hastaları hariç herkese PRP tedavisi uygulanabilmektedir.[/learn_more]

tarihinde yayınlandı Yorum yapın

Saç Mezoterapisi Hakkında

Saç Mezoterapisi:

  • Mezoterapi saç dökülmelerinde en etkili ve önemli tedavi yöntemlerinden biridir.
  • Mezoterapi: çok ince uçlu bir iğne ile saçlı derinin orta tabakasına (dermis / hipodermis) minimal dozlarda yapılan mikroenjeksiyon yöntemidir.
  • Dermis tabakası cildin fonksiyonel tabakasıdır. Buraya yapılan enjeksiyonla, saç kökünün beslenmek için gereksinim duyduğu vitamin, mineral, oligelement ve dolaşım düzenleyiciler hedef dokuya doğrudan verilmiş olur.
  • Yani mezoterapi alternatif bir tıp yöntemi değil FDA onaylı farmakolojik ürünlerin alternatif yolla verilmesi işlemidir.
  • Tamamen tıbbidir.
  • Amaç, tamamen lokal bir işlemle hücre metabolizmasını uyarıp doku canlılığını tekrar kazanmaktır.
  • Mezoterapi, yaş, cins ayrılığı gözetmeksizin yapılabilir.

Saç Mezoterapisinin Avantajları:

  • Lokal / bölgesel uygulanımı
  • Doğrudan hedef dokuya verilim
  • Dökülmenin durmasının yanısıra tüm saçların daha canlı ve parlak görünmesi
  • Sistemik yan etki azlığı
  • Kullanılan ilaçların ufak dozlarda verilmesi
  • İlacın aktif yararlanımı
  • İlacı bizzat hekimin uygulaması
  • Seans aralarının uzun, seans sayılarının az olması
  • Sonuç kalitesinin yüksek olması
  • Düşük maliyet

Saç mezoterapisi üç etkili bir yöntemdir.

  1. Mezoterapinin ilk etkisi saç dökülmesini durdurmaktır. Erkek veya kadın, hangi nedenle olursa olsun, meydana gelen bozuklukluk beslenme ve dolaşım bozukluğudur. Saç  mezoterapisi beslenme ve dolaşım bozukluğunu, doğrudan hedefe yönelik olarak düzelltiği için dökülmeyi çok yüksek oranda durdurur.
  2. Saç mezoterapisinin ikinci etkisi, saç kalitesini artırmaktır. Kafa derisinde ölmeyip dökülmeyip bebek saçı gibi duran tüycüklerin veya birbirine yapışan, uçuşan ince telli saçların kalın saça dönüşmesi mümkündür. Bu doğrultuda dökülme ve ya cansızlaşma olmadan saçın canlılık ve parlaklığını amaçlayan bir çok insan içinde, bu etki önemli bir referanstır.
  3. Üçüncü etki ise saç hücrelerini bitkisel hayattan çıkarmaktır. Canlılıklarını korumalarına rağmen saç üretemeyen saç hücrelerine uyarır. Bu işlevle saçsız gibi görünen alanların bile harekete geçmesi sağlanabilir.
  • Saç dökülmelerinde, saç kökünde küçülme, saçın yaşam döngüsünde hızlanma ve saçın büyüme evresinin (anajen evre) kısalması söz konusudur.
  • Saçlı deri mezoterapisi ile saç kökü güçlenir. Yenilenme süreci uzarken dökülme süreci ve miktarı azalır.
  • Saç mezoterapisi dökülmenin durmasında ve kontrolünde çok önemli bir yöntemdir.

Saç Mezoterapisinde Seanslar:

  • Tek seansta bile kişi yarar görür.
  • Seans sayıları haftada 1 yapılır.
  • Çok yoğun dökülmelerde seanslar haftada 2 kez yapılabilir.
  • Mezoterapi, dökülmesi olmayan sadece daha canlı ve parlak saçlar isteyen kişilerde ise 2-3 haftada bir yapılan birkaç seans yeterlidir.
  • İlk yoğun kür için 10 seans yeterlidir.
  • Daha sonraki mezoterapi seansları; özellikle erkekler için 1-2 ayda bir yapılan idame tedavileri ile saçlar korunur.
  • Kadınlarda ise dökülmeye neden olan hastalık varsa bunun tedavisiyle birlikte yapılan mezoterapi sonrası idame tedavileri yılda 3-4 kez olsa yeterlidir.

Mezoterapiye Destek Tedaviler:

  • Mezoterapi seanslarıyla beraber ek yöntemler (radyofrekans, saç lazeri gibi..) destek amaçlı uygulanabilir
  • Şampuan, tonik, yağ gibi dışardan yapılan uygulamalar ek olarak önerilebilir.
  • Gerekli görülen hastalarda reçete ilavesi yapılabilir.
  • Özellikle erkeklerdeki androgenetik dökülmede bir ilacın kullanımı gereklidir.
  • İlaç tedavileri saç dökülmeleri kısa zaman önce başlamış olanlarda (5 yıl), önden açılması ve tam kelliği bulunmayan erkeklerde daha etkilidir. İlaç tedavisi mutlaka doktor önerisiyle ve resmi makamların onayladığı ilaçlarla yapılmalıdır

Mezoterapi Fiyatları Ne Kadardır:

  • İlaç fiyatlarına bağlı olarak değişmektedir.
  • Seansı 100 TL ile 200 Tl arasındadır.
  • Fiyat farklılığı kullanılan ilaç ve kliniklerin maliyetleri yansıtma biçimleriyle alakalıdır.
tarihinde yayınlandı Yorum yapın

Saç Mezoterapisi Nedir?

Mezoterapi, cildin orta tabakasına uygulanan bir tedavi yöntemidir. Saç Mezoterapisi, saçın ihtiyacı olan vitaminlerin, minarellerin, proteinlerin, vs. saçlı deri içine çok ince iğnelerle enjekte edilmesidir.

Saç Mezoterapisi, kıl köklerini besleyen vitaminlerin, antioksidanların ve kan dolaşımını arttırıcı ilaçların 2 veya 4 mm’lik özel iğneler ve bir enjektör vasıtasıyla direkt kıl köklerine verilmesine dayanır.

Mezoterapi dökülmeyi iyileştirmek ve kontrol altına almak için ek bir yöntemdir. Sonuçlar yüz güldürücü ve kalıcıdır. Mezoterapi, yararlı ürünleri doğrudan ilgili dokuların etrafına veren bir tıbbi tekniktir. Ufak dozlar halinde deri içine enjeksiyonlar yapılır. Dermis içine yapılan bu enjeksiyon, hücresel metabolizmayı uyarır ve dokuları canlandırmak için uygun zemin hazırlar.
Kişinin kendi mevcut saçları daha sağlıklı bir görünüme kavuşmuş olur. Saçın ihtiyacına göre haftada bir veya iki seans uygulanabilir. 6 ila 10 seans sonrasında saçlardaki dökülme tamamen durmuş olur.
[box type=”bio”] Saç Mezoterapisi, hem kadına hem de erkeğe başarıyla uygulanabilmektedir.[/box]
Mezoterapiden fayda gören saç dökülmeleri;

  • strese bağlı,
  • mevsimsel,
  • metabolik nedenli saç dökülmeleri ve
  • gebelik sonrası ani saç dökülmeleri olarak sıralanabilir.

Özellikle kıl kökünde bir küçülmenin gözlendiği ve kılın oluşum ve büyüme evresi olan “anajen evresinde” kısalmanın saptandığı “androjenik alopesilerde (erkek tipi saç dökülmesi)” mezoterapi uygulanması faydalıdır.
Hormonal ve genetik saç dökülmelerinde ise bu yöntem destek tedavi olarak tercih edilebilir. Mezoterapi uygulamasında kullanılan karışım içeriği kişinin ihtiyaçlarına göre düzenlenebilmektedir.

Saç gelişimi için gerekli olan eksiklerin giderilmesiyle daha dolgun, hacimli ve parlak saçlara sahip olunur. Mezoterapide eksik olan maddeler küçük dozlarda ve direkt olarak saç köküne verildiği için yan etki riski oldukça az ve ihmal edilebilir olup, etki çok kısa sürede elde edilir.

tarihinde yayınlandı Yorum yapın

Siyah Üzüm İle Kepeksiz Saçlar

Saçlarınızda kepeklenme sorunundan kurtulmak için yapmanız gerekenler şunlar:

  • Bir salkım taze siyah üzümün suyunu çıkarın.
  • Bu suyu, iki çorba kaşığı keten tohumu yağı ve bir çay kaşığı deniz tuzuyla karıştırın.
  • Bu karışımı masaj yaparak saç derinize yayın.
  • İki saat beklettikten sonra, saç tipinize uygun bir şampuanla yıkanın.

Kepeğe karşı birebir olan bu formülden, haftada en az iki kez yararlanmanız durumundan kepeklemeden kurtulabilirsiniz.

tarihinde yayınlandı Yorum yapın

En sık görülen saç dökülme nedenleri

Saçlarımız, güzellik ve estetiğin sembolüdür. Hatta seçtiğimiz renk ve stiliyle kendi hakkımızda çok şeyi ifade eden saçlarımız kaybıyla da beraber bizi telaşlandırır. Saç kaybı doğal bir süreç olabileceği gibi, stres kökenli veya altta yatan başka bir hastalığın uyarıcısı olarakta karşımıza çıkabilir.

Saçlarımız büyüme, gerileme, dinlenme olarak üç fazdan oluşan bir döngüde ömrünü sürdürür. Dinlenme aşamasındaki saç dökülür ancak bu kalıcı bir kayıp değildir. Bu dökülen saç tekrar büyüme fazına girerek büyümeye devam eder ve bu döngü bu şekilde devam eder. 50-100 tele kadar dökülmeyi doğal karşılıyoruz. Daha yoğun kayıplar ise sorgulanmayı gerektir ve bir dizi analizle sebep bulunup sebebe yönelik tedavi yapılır.

Saç dökülmesi nedeniyle gelen bir hasataya önce çıplak göz ve elle rutin muayenesi yapılır.Bir sonraki aşamada ise eğer altta yatan bir hastalık düşünülüyorsa çeşitli kan laboratuar testleri, saçlı deri muayenesi ile gerek görülürse deri biyopsisi, saç çekme testi ile saç telinin yapısı mikroskop altında incelenerek kesin sebep tespit edilir.

En sık görülen saç dökülme nedenleri

Erkek tipi saç dökülmesi

En sık görülen saç kaybı nedenidir.Genetik özellikler ve erkeklik hormonu nedeniyle görülen doğal bir durumdur. Bir hastalık değildir.Çok sayıda uygulanabilecek topikal tedaviler ve ilaçlarla durdurulabilen ve bazı durumlarda tedavi edilebilen bu durum ;radikal olarak saç ekim yöntemi ile kesin olarak çözülebilir.

Saçkıran (Alopesi Areata)

Bu tip saç kayıplarında düzgün yüzeyli, para büyüklüğünde veya daha geniş yuvarlak yama tarzı kel alanlar oluşur. Nadiren tüm saç ve vücut kıllarında kayıp oluşabilir. Her yaşta görülebilr. Daha çok sıkıntılar ve stres sebebiyle oluşan bu durum çocukluk yaşında ortaya çıktığında otoimmün yani bağışıklık sistemini ilgilendiren hastalıklarlada ilişkili olabilir. Çeşitli topikal ve sistemik tedaviler ve yine psikolojik destekle tedavisi mümkün olan bir durumdur.

Kansızlık(Anemi)

En sık demir eksikliğine bağlı gelişen kansızlık nedeniyle saçlar dökülür. B12 ve Folik asit eksiklikleri nedeniyle oluşan anemilerde saç dökülmesi görülür. Tespit edilen eksiklik yerine konulunca saç dökülmeside düzelir.

Tiroid hastalıkları

Fazla (hipertroidi) ve az çalışan tiroid (hipotroidi) saç kaybına neden olabilir. Tiroid hastalıkları laboratuar testleri ile araştırılabilir. Hastalığın tedavisi ile saç dökülmesi de düzelir.

Saçlı deriyi tutan hastalıklar: Mantar hastalıkları ve likenpilanopilaris dediğimiz çeşitli saçlı deriyi tutan hastalıklar saçlarda dökülmelere yol açabilir.

Yüksek ateş, ağır enfeksiyon hastalıkları

Saçların dinlenme fazına girip dökülmesine neden olabilir.Kalıcı bir kayıp yoktur hastalık iyileştikten bir süre sonra saçlar eski haline dönecektir.

Doğum sonrası

Gebelik süresi boyunca saçlar büyüme aşamasındadır; dolayısıyla saçlarda dökülme durur, saçlar gürleşir.

Doğum sonrası saçlar dinlenme fazına girer ve bu aşamada saçlarda yoğun bir dökülme görülür. Bu durum doğum sonrası 8 ay ile 1 yıla kadar devam eder ve tamamen doğal bir süreçtir tekrar saçlar eski sağlığına kavuşacaktır. Bu dönem destek tedavilerle çok daha sağlıklı atlatılabilir.

Şok diyetler, hızlı kilo vermek, proteinden fakir beslenme

Saçlarımız köklerinden ve kan yoluyla beslenir. Esas besini ise proteindir. Özellikle yaz mevsimine girişte hızla kilo verdiren diyet programları tüm vücut sağlığımız gibi saç sağlığımızı da olumsuz yönde etkiler ve ciddi saç kayıplarına yol açabilir. Proteinden fakir beslenen veya anormal beslenme alışkanlığına sahip kişilerde de benzer şekilde saçlar dinlenme fazına takılır ve dökülmeler görülebilir. Beslenme alışkanlıkları değiştirilip proteinden zengin diyet uygulandığında dökülmeler duracaktır.

İlaçlar

Bazı ilaçlar geçici bir süre saç dökülmesine neden olabilir. Romatizmal, gut, depresyon, kalp hastalığı, yüksek tansiyon için reçete edilen ilaçlar ve yüksek doz A vitamini, sivilce ve sedef tedavisinde kullanılan bazı ilaçlar da saç dökülmesi yapabilir.

Kanser tedavileri

Bazı kanser tedavileri saç hücrelerinin bölünmesini durdurabilir. Saçlar deriden çıkınca zayıflar ve kırılır. Bu durum terapiden 1-3 hafta sonra gerçekleşir ve hastalar saçlarının %90”ını kaybeder, terapi sona erdikten sonra saçlar tekrar büyüme gösterir ve eski haline geri döner.

Doğum kontrol hapları

Genetik yatkınlıkla beraber doğum kontrol hapı kullanımında saç dökülmesi görülebilir. Saçlar dinlenme fazına takılır. İlaç kullanımı bırakıldığında dökülme durur.

Saç koparma alışkanlığı

(Trikotillomani: Tamamen ruh sağlığı ile ilgili bir durumdur. Tırnak yeme alışkanlığı gibi saçlar koparılır. Psikolojik destek tedavisi ile düzelebilir.

[box type=”warning”] Saçlarımızla ilgili yanlış inanışlar[/box]

  • Hergün saçların yıkanması saçların fazla dökülmesine yol açamaz.
  • Saçın kısa kesilmesinin kazıtılmasının saç dökülmesini önleyici veya saçı gürleştirici etkisi yok.
  • Zeytinyağı, badem yağı ve yumurta karışımlarının saça sürülmesinin saça bir faydası yotur.
  • Yıkama ve tarama esnasında saçın dökülmesi normaldir. Ancak durup dururken dökülüyor veya elinizi attığınızda tutam tutam geliyorsa doktora başvurulmalıdır.
  • Saç dökülmesinde hala ilk başvurular kuaför ve eczaneler. Oysa saç dökülmesi bazen bize bir hastalık tanısı koydurabilecek kadar önemli olabilir. Dolayısıyla bazı alışveriş merkezlerinde ve eczanelerde saç analizi yapılır ve saç dökülmesine son gibi ürün satışı için yapılan sloganlara kanmayıp eğer saç dökülme probleminiz varsa bir dermatoloğa başvurmak en doğru yol olacaktır.
tarihinde yayınlandı Yorum yapın

Güzel Saçlar Bakımlı Bir Vücutta Olur…

Güzel ve sağlıklı bir vücuda sahip olmak için yenilenlere özen göstermek ve bedenin ihtiyacını bilmek yeterli. Gözler için havuç, tırnaklar için yumurta, kulaklar için tavuk, kalp için balık ve cilt için portakal yenilmeli. Beslenme uzmanları, her organın ihtiyacının farklı farklı olduğunu ifade ederek beslenmenin bu organların ihtiyaçlarına göre yapılmasını istiyor. Güzel ve sağlıklı görünüm için uzmanlar şu önerilerde bulunuyor:

Saçlar

Saçlar amino asitlere ihtiyaç duyar. Saçlarının sağlıklı uzaması ve yıpranmaması için ihtiyacın olan en önemli şey amino asittir. Bunun için; hem protein hem de amino asit içeren besinleri tercih edilmelidir. Peynir, yumurta, tavuk, hindi ve fındık gibi besinler alınmalıdır.

Cilt

Cildin ihtiyacı C Vitaminidir. Eğer cildin pürüzsüz ve sağlıklı görünmesi isteniyorsa her gün en az 60 mg C vitamini alınmalıdır. C vitaminin vücudun savunma sistemini artırıcı etkisi vardır. Bu vitamin vücuttaki yara izlerinin ve çürüklerin kapanmasına yardımcı olur, cilde pürüzsüz bir görüntü kazanır. C vitamini; taze meyve, meyve suları ve sebzelerde bol miktarda bulunur. Özellikle, portakal, greyfurt, limon, kiraz ve siyah üzüm C vitaminin bol miktarda bulunduğu besinlerdir.

Gözler

Gözlerin A vitaminine ihtiyacı var. A vitamini vücudun sağlıklı olabilmek için ihtiyaç duyduğu en önemli vitaminlerden biri. Göz sağlığına da etkisi büyük. Bunun için; havuç, ıspanak, rezene, patates, brokoli, fındık ve mercimek yenmeli.

Tırnaklar

Tırnaklar Biyotin e ihtiyaç duyar. Güzellik vitamini olarak da bilinen biyotin, saçları ve tırnak uçlarını güçlendirir. Yumurta, balık, süt, peynir, lahana ve patates biyotin içerir.

Kulaklar

İç kulakta meydana gelen kulak çınlamalarının ve duyma bozukluklarının, çinko eksikliğinden kaynaklanabileceği belirtiliyor. Bu nedenle tavuk, kuzu veya sığır eti yenmesi tavsiye ediliyor.

Diş ve dişetleri

Dişlerin Kalsiyum a ihtiyacı vardır. Diş ve dişetlerinin sağlıklı görünmesini istiyorsanız günde en az 800 mg Kalsiyum almalısınız. Süt, ıspanak, kuru incir, kayısı, rezene ve lahana ile kalsiyum ihtiyacı karşılanabilir.

Kalp

Kalp sağlığı için OMEGA-3 Yağ asitleri faydalıdır. Kalbin sinsi düşmanı kolesteroldür. Kolesterol vücudun bütün hücrelerinde bulunan yağ benzeri bir maddedir. Kolesterol hücre zarının ve bazı hormonların yapımında kullanılır. Ancak kanda fazla bulunması zararlıdır. Kolesterol bir yanda karaciğer tarafından üretilirken, besinlerden de alınır. Et süt ve yumurta gibi hayvansal ürünlerde bol miktarda bulunurken, sebze ve tahıllarda bulunmaz. Omega-3 yağ asitleri içeren balık, kalp için çok faydalıdır.

tarihinde yayınlandı Yorum yapın

Bal ve Tarçın Saçınıza İyi Geliyor…

Bal ve Tarçın karışımı birçok hastalığa iyi gelmektedir. Eski Yunan tıbbında olduğu kadar Ayurvedik tıpta da Bal, asırlarca hayati ilaç olarak kullanılmıştır. Bugünün bilim adamları birçok hastalıkların tedavisinde Balı çok etkili bir ilaç olarak kabul etmişlerdir. Bal her türlü hastalıkta herhangi bir yan etkiye sebep olmaksızın kullanılabilmektedir. Bugünün tıp ilmi, balın tatlı olmasına karşın doğru dozlarda alındığında şeker hastaları için tehlikeli olmadığını kabul etmektedir. Kanada da yayımlanan ünlü Weekly World News dergisinin 17 Ocak 1995 tarihli sayısında batılı araştırmacılar tarafından bal ve tarçınla tedavi edilen hastalıkların listesini yayınlamıştır.

SAÇ DÖKÜLMESİ

Saçı dökülenlerle tepesi açılanlar sıcak zeytinyağı içerisine bir kaşık bal,bir tatlı kaşığı toz Tarçın ilacesiyle elde edilen krem banyodan önce başa sürülür ve taklaşık 15 dakika bekledikten sonra yıkanır. 5 dakikalık bir uygulama dahi etkili olabilir.

saç dökülmesi ve saç sağlığı dışında başka nelere iyi geldiğini de görelim…

SİVİLCELER VE DERİ

3 kısım bal, 1 kısım Tarçın ile bir krem yapılır. Bu krem uykudan önce sivilceler üzerine sürülür. Sabahleyin ılık su ile yıkanır.

Eğer 2 hafta süreyle her gün uygulanırsa sivilceleri kökünden çıkarır.

Egzama,mantar ve diğer deri enfeksiyonlarında eşit miktardaki Bal ve Tarçın karışımı uygulanır.

ARTRİT

Bir kısım Balı 2 kısım ılık su içerisine koyup üzerine bir çay kaşığı toz Tarçın ilave ederek bir krem elde edilir. Bununla vücudun ağrıyan yerlerine masaj yapılır. 1-2 dakika içerisinde ağrının azaldığını göreceksiniz.

Artritli hastalar,bir bardak sıcak su içerisinde 2 kaşık Bal ve bir çay kaşığı toz Tarçını eritip sabah ,akşam alabilirler. Eğer düzenli olarak alırlarsa Kronik Artriti olan hastalar bile tedavi olabilirler.

Kopenhag Üniversitesinde yapılan bir araştırmada ;kahvaltıdan önce bir yemek kaşığı bal ve ½ çay kaşığı toz tarçını alan 200 hastadan 73 ü bir hafta içerisinde şifa bulmuşlar, geri kalan yürüyemeyen ve hareket edemiyen hastalar da bir ay içerisinde şifa bulmuşlardır.

BAĞIŞIKLIK SİSTEMİ

Hergün kullanılan bal ve tarçın bağışıklık sistemini kuvvetlendirir ve vücudu bakteri ve virus saldırılarına karşı korur.

Araştırmacılara göre bal, birçok vitamin ve büyük miktarda demir içermektedir. Balın düzenli kullanılması, akyuvarlar içerisindeki, bakteriler ve viruslarla savaşan, korpuskülleri de kuvvetlendirir.

DİŞ AĞRISI

Bir kaşık toz tarçın ve 5 tatlı kaşığı bal karışımı ağrıyan dişe tatbil edilir. Ağrı kesilene kadar günde üç defa tatbik edilir.

HAZIMSIZLIK VE GRİP

Toz tarçın 2 kaşık bal üzerine serpilip yemekten önce alındığında asit oluşumunu ve hazımsızlığı önler. İspanya da yapılan bir araştırmada bal içerisindeki bir maddenin grip mikroplarını öldürdüğü ve hastaları gripten koruduğu saptanmıştır.

İDRAR KESESİ ENFEKSİYONLARI

İki kaşık toz tarçın, bir tatlı kaşığı bal, ılık su içerisinde eritilip içilir. İdrar kesesindeki mikroorganizmalar üzerinde etkilidir.

KANSER

Japonya ve Avustralya da yapılan bir araştırmada, mide ve kemik kanserleri üzerinde başarılı olunmuştur. Bu tür kanserlere yakalanan hastalar günde bir kaşık bal ve bir kaşık tarçını bir ay süreyle günde üç defa almalıdırlar.

KALP HASTALIKLARI

Bal ve tarçınla bir karışım yap ve bunu her sabah kahvaltıda reçel veya marmelat yerine ekmek üzerine sür. Bu uygulama arterlerdeki kolesterolleri eriterek hastaları kalp krizinden korur. Bu uygulama ile, daha önce kalp krizi geçirmiş kişiler, ikinci krizden kilometrelerce uzakta olacaklardır.

Bu uygulamayı düzenli olarak yapan kişilerde solunum güçlüğü ortadan kalkacak ve kalp atışları kuvvetlenecektir.

KISIRLIK

Eski Yunan ve Ayurvedikler Balı, yıllardır, erkeklerin spermalarını kuvvetlendirmek için kullanmışlardır.

Eğer kudretsiz bir erkek düzenli olarak uyumadan önce 2 kaşık bal yerse problemleri çözülecektir.

Çin,Japon ve uzakdoğu ülkelerinde ,gebe kalamıyan ve uterusunu kuvvetlendirmek isteyen kadınlar asırlardır toz Tarçın kullanmaktadırlar

Gebe kalamayan kadınlar bir tutam toz Tarçın ve yarım tatlı kaşığı balı gün boyunca bir bir sakız üzerine koyup çiğnediklerinde tükürükle karışarak yavaş yavaş emilerek etkili olmaktadır.

KOLESTEROL

İki kaşık bal, üç tatlı kaşığı toz tarçın,450 gr. demlenmiş çay içerisinde eritilerek içildiğinde kan kolesterol seviyesi 2 saat içerisinde % 10 düşecektir. Artrit hastalarına tavsiye edilen kür de günde 3 defa kolesterol hastaları i,çin uygulanabilir.

Adı geçen dergideki bilgilere göre günlük gıda ile alınan bal bile kolesterolün düşmesine yardımcı olabilir.

MİDE AĞRILARI

Bal ve tarçın kürlerinin, mide ağrıları için olduğu kadar mide ülserleri için de yararlı olduğu saptanmıştır.

GAZ

Hindistan ve Japonyada yapılan araştırmalar Bal ve Tarçının midedeki gazı giderdiğini göstermiştir.

SOĞUK ALGINLIĞI

Bir kaşık ılıtılmış Bal,1/4 tatlı kaşığı toz tarçın günde üç defa yenir.

Bu uygulama birçok kronik öksürük,soğuk algınlığı ve sinüslerin temizlenmesi için de geçerlidir.

YAŞLILIK

Bal ve tarçınla hazırlanan çay,düzenli alındığında yaşlılık harabiyetini önler.

4 kaşık bal,1 kaşık toz Tarçın , 3 bardak su içerisinde kaynatılarak bir içecek hazırlanır. Günde 3-4 defa ¼ bardak miktarında içilir. Deriyi diri,taze ve yumşak tutar, yıpranmasını durdurur.

YORGUNLUK

Araştırmayı yapan Dr.Milton, bir bardak su içerisinde ½ kaşık bal ve biraz toz tarçının hergün kuşluk vakti ve vücut direncinin düşmeye başladığı takriben saat 15.00 te alındığında bir hafta içerisinde canlılığın arttığını tesbit etmiştir.

ZAYIFLAMA

Bir bardak su içerisine eşit miktarda bal ve tarçın konup kaynatılır. Hergün kahvaltıdan yarım saat önce aç karnına ve yatmadan önce içilir.

Düzenli uygulanırsa kilo verilir.

Ayrıca bu karışım düzenli olarak içildiğinde, yüksek kalorili diyet alınsa bile, vücutta yağın birikmesine engel olur.

tarihinde yayınlandı Yorum yapın

Saç Dökülmesinde Botoxoterapi Uygulaması

Uzun yıllardır zayıflama ve saç sağlığı tedavisinde kullanılan mezoterapi artık botoxla birleşerek daha etkili bir yönteme dönüştü.

Saç mezoterapisi

Saçın bileşiminde bulunan vitamin, mineral ve bir takım keratolitik ajanların özel bir cihaz yardımıyla saçlı deriye enjekte edilmesi esasına dayanır. Saç mezoterapisi son yıllarda etkinliğini arttıran başka bir yöntemle beraber kullanılmaktadır. Saç termoterapisi denen bu yöntemde öncelikle saçlı deri ozonlanmış özel bir sıvı yardımıyla buhara tutulur ve gözenekleri açık hale getirilir.

Yumuşamış, kanlanması artmış olan saçlı deri bu işlem sayesinde mezoterapi ilaçlarını almaya daha hazır haldedir. 15 dakika süren bu işlemden hemen sonra saç mezoterapisi yapılır ki bu da yaklaşık 15 dakika sürer. Normalde bir sonraki saç mezoterapisinin bir hafta veya iki hafta sonra tekrarlanması lazımdır. Çünkü ilaçların sebep olduğu damar genişlemesi bir süre sonra ektisini kaybedecek ve damarlar eski haline dönecektir. Damar genişlemesi o bölgede kanlanmanın artması anlamına gelir.

Damarlar ne kadar genişler ve o şekilde kalırsa kanlanma o kadar uzun sürecek bu sebeple saç köklerinin daha fazla vitamin, mineral alması mümkün olmuş olacaktır. Ancak normal mezoterapide sağlanan bu etki kısa sürelidir ve kısa sürelerle tekrarlanması gerekmektedir. İşte botoxla bu işlemin yapılması demek olan Botoxoterapi tam da bu sorunu çözme aşamasında devreye girmektedir.

Saç dökülme sorunu yaşayan hastaların bu hastalık için kullandıkları ilaçlara uzun süre devam etme zarureti vardır. Çoğunlukla 18 yaşında iken başlayan ve 35 yaşlarına kadar riskin devam ettiği bu sorun uzun süreli tedaviler veya saç ekimi ile durdurulabilmektedir. Saç dökülmesini durdurmak için kullanılan ilaçlar uzun yıllar ve hemen hemen her gün kullanılması gerektiğinden bir süre sonra hastalarda bıkkınlığa, yılgınlığa sebep olmakta ve hasta tedavisini yarım bırakmaktadır.

Dönemsel olarak tekrar başlanan tedaviler birkaç ay sonra yine aynı akibetle karşılaşmakta, binbir umutla başlanan tedaviler tekrar kesintiye uğramaktadır. Her saç dökülmesi sorunu yaşayan hastanın geçmişi yukarda bahsettiğim yarım bırakılmış tedavi öyküleriyle doludur. Şampuan ve haftada bir veya iki kez kullanılacak ev bakım kürleri hariç hemen hemen bütün tedavi protokollerini yukarıdaki akibet beklemektedir.

Botoxoterapi

Botoxoterapide iki işlem arasındaki süre bir hayli uzundur ve bu süre içinde hastanın uygun bir medikal şampuan kullanması gereğinin haricinde bir mecburiyeti yoktur. Botoxoterapi de bir saç mezoterapisi yöntemidir ancak bu uygulamanın oluşturduğu damar genişlemesi yaklaşık 6 ay sürmektedir. Uygulama materyalinin içinde kasları felç eden bir toksin olan botilismus olduğundan ötürü burada oluşan damar genişlemesi kaslar kendini toparlayıp eski haline gelinceye kadar yani yaklaşık 6-10 ay devam etmektedir.

Saç dökülmesi tedavisinde en önemli hususun o bölgenin kanlanması olduğunu yukarda söylemiştim. Saçın dökülmesi beslenmesinin bozulması ile provake olduğundan işlemin tam tersine döndürülmesi mevcut sorunu ortadan kaldıracaktır. Yine aynı şekilde bir cihaz yardımıyla uygulanan botox, saçlara başka bir tedaviye ihtiyaç duymadan 6-10 ay bol vitamin ve mineralle beslenmesi imkanı sunmuş olacaktır. Yine de bu dönemde uygun bir şampuanla saçların yıkanması gerektiğini bir kere daha tekrarlamış olalım.

Dünyada henüz çok yeni olan bu yöntem yakın bir zamanda saç dökülmesi sorunu yaşayan özellikle bayan hastalar için bir çığır açacağı düşünülmektedir.

Botoxoterapinin uzman doktorlar tarafından uygulanması zaruretine rağmen kolay ve acısız bir işlem olması, uygulama süresinin kısa olması, etkinliğinin uzun sürmesi, başka bir tedaviye ihtiyaç duyulmaması gibi bir çok faktör dolayısıyla hem hekim arkadaşlarım hem de hastalar tarafından hızlı bir şekilde benimsenece beklenmektedir.

tarihinde yayınlandı Yorum yapın

Cildinizin Sağlığı İçin Nasıl Beslenmemelisiniz?

Yediğiniz besinler, cildinize sürdüğünüz kremlerden daha etkilidir. Sütteki biotin ile parlak bir cilde sahip olabilir, C vitamini ile kırışıklıklara savaş açabilirsiniz.

Sağlıklı bir cilt, sağlıklı bedenin yansımasıdır. Vücut vitamin, mineral ve önemli elementleri cilt altında depolar, iç organlar ihtiyaçlarını buradan karşılar. Hava kirliliği, mevsimsel ve hormonal değişiklikler, aşırı stres, yaşam tarzı (bilgisayarlı ortamlar, televizyon, elektrikli aletler) gibi faktörler nedeniyle vücut belli bir stres ortamına girer.

Vücut bu stresi minimum zararla telafi etmek için ana rezervi olan ciltten tüm ihtiyacını karşılar. Buna bağlı olarak rezerv azalır ve cilt savunmasız kalır. Yaş ilerledikçe bu kayıplar cildi kurutmaya başlar. Sağlıklı ve güzel bir cilt için yedikleriniz, sürdüklerinizden daha büyük önem taşır.

[box type=”bio”] A Vitamini ve Türevleri[/box]

Cilt sağlığında en önemli vitamin biri A vitamini ve türevleridir. Çok geniş olarak konuşulmasa da C vitamini, selenyum, dengeli beslenme, spor ve su cilt sağlığı ve kırışıklıkların giderilmesi veya oluşumunun engellenmesinde önemlidir. Yapılan bazı çalışmalar kollajen yapımı üzerine etkileri nedeni ile C vitaminini de gündeme getirmiştir. Bazı çalışmalar C vitamininin, vücudumuzdaki bağ doku denen, koruyucu doku katmanının korunmasında anahtar rolü oynadığını göstermiştir. Kollajen de bu dokunun bir elemanıdır. Kollajen sentezi için gereken sinyali C vitamininin oluşturduğu düşünülmektedir.

Genç ciltlerde daha çok kan akımı ve damarsal oluşumlar varken, yaşlılıkta azalan kan akımı ve daha çok ultraviyoleye tabii kalmış, yıpranmış, daha çok serbest radikallerin oluştuğu ciltte, daha çok C vitamini gereklidir. Hücreler ihtiyaçları kadar C vitaminini kandan alırlar ve fazla alınmış miktar ise vücuttan idrar yolu ile atılır. Sıklıkla yediğimiz, taze sebze ve meyveler C vitamini için iyi bir kaynaktır.

[box type=”bio”]Kirişikliklara Karşi E Vitamini[/box]

Ciltte kırışıklıkların oluşumuna engel olan bir diğer mekanizma da E vitaminidir. Antioksidan özelliği ile serbest radikalleri ortadan kaldırır. Bu tip ürünlerin güneşe çıkmadan değil de, güneşe maruz kaldıktan sonra uygulanması önerilmektedir. Vitamin E’nin kendisinin de ultraviyole karşısında, serbest radikaller oluşturduğu bilinmektedir. Güneşlenmeden 8 saat sonra uygulanan E vitamini yağının, ciltteki zarardan cildi koruduğu ve şişme oluşumunu engellediği söylenmektedir. Ağız yolu ile alınan E vitamininin, cilt kırışıklıkları üzerine olan etkisi yeni çalışılan bir konudur, ancak bu tip uygulamanın cildin daha sağlıklı olmasına ve ultraviyole zararlarından korunmada etkili olduğu bildirilmiştir.

Vitamin E gibi etki gösteren bir başka mineral de selenyumdur. Toprakta bulunan bu mineral besinlerimiz yolu ile alınırlar. Topraktaki selenyum içeriği doğrultusunda bazı bölgelerde alım eksikliği olur. Özellikle soğan, sarımsak gibi yemeklerimizde sıklıkla kullanılan sebzeler yüksek miktarlarda selenyum içerir. En çok ton balığında vardır.

[box type=”bio”]İçki ve Sigaradan Uzak Durun![/box]

Cilt kırışıklıkları konusunda içki ve sigaranın da çok etkisi vardır. Sigara içerdiği maddeler nedeni ile damarların büzülmesine ve kan akımının azalmasına neden olur. Ciltte tahrişlere ve kurumalara neden olur.

Vücuda su alımı da çok önemli bir faktördür, ciltte bulunan hücrelerin su içeriklerinin tam olması, yağ ve ter bezlerinin normal fonksiyonları için su çok önemlidir. Doğal olarak cildi nemlendirir. Bir kişinin günde 3 litreye yakın miktarda sıvı alması gerekir. Bol bol su içilmesi, tüm sağlık problemlerinde önerilen bir unsur olduğu gibi cildin her türlü sorununda da çok önemlidir ve etkindir. Dolaşım sisteminin, sağlıklı çalışması cildin de beslenmesi konusunda çok önemlidir. Dolaşımın artması ve düzenli olması, hücrelere daha düzenli besin ve oksijen taşınması demektir.

Daha sağlıklı bir vücut için sporda çok önemli bir faktördür. Spor, dolaşım sisteminin sağlıklı fonksiyon görmesini sağlar.

Dengeli bir beslenme, güneşten korunma, spor yapmak ve bol bol su içmek, cilt sağlığı için yapılması gereken en temel davranışlardır.

Sağlıklı Saçlar İçin de Doğru Beslenme

Saçlarımızın sağlığı da beslenmemizden etkilenir. Özellikle de saç dökülmesi önemli bir saç sağlığı sorunudur. Daha sağlıklı saçlar için beslenmemizde B vitaminleri özellikle B6, biotin, inositol, folik asit, magnezyum, kükürt ve çinko alımına yer vermeliyiz. Saçların uzaması için özellikle B vitaminlerinin önemi vardır.

B6 vitamin eksikliği ve folik asit özellikle erkeklerde saç dökülmesine neden olur. A vitaminini uzun süre yüksek dozlarda almak da saç kaybını arttırabilir. Esansiyel yağ asidi keten tohumu yağı , somon yağı saç kuruluğuna iyi gelmektedir.

Akneler Nasil Giderilir?

Dengeli beslenme cilt hücrelerini güçlü ve nemli tutar. Omega 3 ve Omega 6, elzem yağlar cilt hücrelerini saran zarı güçlendirir. Cildin daha genç görünmesini sağlar, kırışıklıkları önler. Cilt üzerindeki yaraların enfeksiyon kapmasını engeller, cildin çabuk iyileşmesine yardımcı olur. Elzem yağların eksikliği, cildin kurumasına ve çabuk yaşlanmasına neden olur.

Ayrıca, Omega yağlarının ideal dengesiyle gelen düzenli kan dolaşımı sayesinde cilde daha fazla oksijen taşınır.

Omega 3 ve Omega 6 yağlarının ideal dengesi, akne, siyah nokta gibi cilt sorunlarının giderilmesinde de etkilidir. Bu gibi cilt problemleri, A, D ve E vitaminleri eksikliğinin yanı sıra elzem Omega yağlarının eksikliğinden de kaynaklanır.

[box type=”bio”]Sıkı Bir Cildin Sırrı[/box]

Lipoik asit: Vücudumuz için bir antioksidan olarak görülmektedir. Hem suda hem de yağda eriyebilme yeteneğine sahip olan lipoik asit vücudumuzun her bölgesinde etkin bir koruyuculuk yapmaktadır. Serbest radikal denilen vücudumuza zarar veren maddelerin vücudumuzda yarattığı tahribata karşı koruyucu etkisiyle, cilt hücrelerinin yenilenmesini sağladığı ve böylelikle daha dinç, canlı ve genç görünmesinde etkili olduğu bilinmektedir.

Vücudumuz tarafından üretilmekle birlikte besinler yoluyla da alınabilmektedir. Özellikle mayalı ürünlerde, tahıl ürünlerinde ve az yağlı ve yağsız kırmızı ette bulunmaktadır. Ancak burada önemli olan tüketilen besin miktarıdır ve bunun yanı sıra kolesterol probleminizin olup olmamasıdır. Bu durumda bir uzman gözetiminde ağız yoluyla alımını gerçekleştirebilirsiniz.

[box type=”bio”]Biotin:[/box]

Sağlıklı ve parlak cilt ve saçlar için ayrıca sinir sağlığı için de önemli rol oynamaktadır. Özellikle; süt, yumurta, domates, greyfurt, badem, marul ve karnabaharda bulunmaktadır.

Magnezyum ve kalsiyum gibi mineraller de pürüzsüz bir cilt sağlığını vücudumuza sağlamaktadır.

[box type=”bio”]Koenzim Q10:[/box]

Enerji üretiminde ve antioksidan olarak görev almaktadır. Antioksidan özelliğiyle yaşlanmanın etkilerini azaltıcı rolü üstlenmektedir ve bu etkisiyle cilt ve saç sağlığı yönünde de olumlu etkilerde bulunmaktadır.

tarihinde yayınlandı Yorum yapın

Saçları Güçlendiren İlaç

Strese karşı bir maddeyi fareler üzerinde test eden bilim adamları, tesadüfen bu maddenin kılları uzattığını gördü.

Bilim adamları kronik strese girmesi için farelerin genlerini değiştirdi. Stres hormonu kortikotrobun fazla salgılanmasını sağlayan bilim adamları stresin mide ve bağırsaklara etkisini araştırdıkları sırada, yaşlandıkça farelerin sırtındaki kılların döküldüğünü ve ”kelleştiğini” belirledi.

California’daki Salk Enstitüsü’nden araştırmacılar, stres hormonunun salgılanmasını durduran “astressin-B” adı verilen bir kimyasal madde geliştirdi ve bu maddeyi ”kel farelere” enjekte etti. Kel fareleri, kontrol grubundaki sağlıklı farelerle aynı kafese koyan bilim adamları, 3 ay sonra kimyasal maddenin mide ve bağırsaklara etkisini araştırmak için kafese baktıklarında, kılları yeniden çıkan ”kel fareleri” diğerlerinden ayırmakta zorlandı.

Araştırma sonuçlarının insanların stres ve yaşlılık nedeniyle saç kaybetmesini ya da saçın ağarmasını engellemek için yeni ”tedavilerin” uygulanmasının yolunu açabileceğini belirten bilim adamlarının çalışması Amerikan ”Plos” dergisinde yayımlandı.