Saç nakli, saçın başın arka bölgesinden alınıp saç kaybı olan bölgeye nakledilmesi operasyonudur.
Donor dominant (baskın verici) olarak adlandırılan başın yan ve arka bölgelerindeki saçlar hayat boyu uzamaya devam eder ve dökülmezler. Bu saçların saçsız bölgeye nakledilmesi uzama veya dökülmeme yeteneklerini değiştirmez. Diğer bir tanımlama ile saç köklerinin dökülmesi veya dökülmemesi bulunduğu yerin özelliğine bağlı değil tamamen kendi genetik özelliğine bağlıdır.
Donor dominansı veya baskın vericilik, saç naklindeki başarıyı sağlayan bilimsel temeldir. Saç nakli cerrahisine uygun adaylar, başının yan ve arka bölgelerinde yeterli miktarda saç olan kişilerdir. Modern tekniklerin saç nakli cerrahisini geliştirmesi ile birçok erkek geçmişte saç nakli cerrahisine uygun aday değilken bugün uygun aday haline gelmiştir. Geçtiğimiz on yıl içinde saç nakli cerrahisi önemli gelişmeler kaydetmiştir. Büyük graftların kullanımı ile oluşturulan doğal olmayan görüntüler yerlerini, küçük boyuttaki graftların kullanımı ile doğal görünümlere bıraktı. Değişebilen ölçülerdeki graftlar ile birlikte gelişen yeni aletlerin kullanımı, saç nakli uzmanlarına her kişiye uygun doğal saç görünümünü gerçekleştirme olanağını sağladı. Tek saç içeren graftlar en iyi ve en yumuşak görünüme sahiptir. Çok fazla yoğunluk sağlamamalarına rağmen inceden kalına doğru bir geçiş sağlarlar. Saçı dökülmemiş bir kişinin saçı incelenirse alnın en ön kısmında çok sayıda tek saç görülür.
Mikrograftlar 2-3 saç içeren küçük graftlardır ve saç çizgisinin arkasına yerleştirilerek yoğunluğu yavaşça arttırırlar. Minigraftlar 4 ya da daha fazla saç içerirler ve saç çizgisinin arkasına yerleştirilerek saç çizgisine yerleştirilen mikrograftlardan daha büyük graft olan minigraftlara doğru doğal bir yoğunlaşma elde edilir.
Foliküler ünite kavramı, daha önceden tanımlanmış bir kavram olmasına karşın son 5-6 yıldır saç naklinde elde edilen başarıda anahtar rol oynamıştır. Saç sınırlarındaki saçlar haricindeki saçlar, genellikle tek olarak bulunmayıp, foliküler ünite olarak adlandırılan gruplar halinde bulunurlar. Foliküler ünite olarak adlandırılan bu saç gruplarında 1 ila 4 adet terminal (normal erişkin) saç, 1-2 adet vellus (tüy) saç bulunur. Bu saçlar, perifolikulum adı verilen bir bağ doku bandı ile sarılmış olarak birarada foliküler üniteyi oluştururlar. Bu ünite içerisindeki 2-3 saç sıklıkla ortak bir kanal içerisinde uzanarak tek bir folikül deliğinden dışarı çıkarlar. Saç naklinde graftların foliküler üniteler halinde hazırlanarak nakledilmesi ile özellikle doğal görünüm açısından büyük bir başarı elde edilmiştir.
Foliküler ünite nakli ile diğer graftların nakli karşılaştırıldığında foliküler ünite nakli lehinde birçok avantaj vardır. Bunlardan bazıları; saçlı derinin doğal yapısının daha fazla korunması, iyileşme sürecindeki bağdoku oluşumunun daha az olması, cilt yüzeyinde şekil bozukluğu oluşmaması, iyileşme sürecinin daha kısa olması, kan dolaşımı ve oksijen dağılımının daha iyi olması ve de en önemlisi nakledilen saçların birbirine çok daha yakın ve çok fazla sayıda nakledilebilmesidir. Infeksiyon, kanama, saç büyümemesi, kist oluşumu ve yara izi gibi saç naklinin istenmeyen yan etkileri oldukça nadir görülür. Modern saç nakli cerrahisi rahat ve kolaydır, sonuçları ise mükemmeldir.
Ömür boyu devam edebilen bir süreç olan saç dökülmesi erkeklerin çoğunda (erkeklik hormonlarından dolayı) 40-45 yaşına kadar oluşur. Bu yaştan sonraki yaşlanma sürecinde kafada bulunan tüm saçlar incelir. Modern teknikler ile daha fazla sayıda saç nakli daha az sayıda işlem ile gerçekleştirilebilmektedir.