tarihinde yayınlandı Yorum yapın

FUE ve FUT Yöntemlerinin Karşılaştırılması

FUE Mi FUT MU ?
FUE TEKNİĞİNİN OLUMLU VE OLUMSUZ YANLARI
Saç ekimi yaptırmayı düşünenler ve özellikle FUE ve FUT tekniği arasındaki farkları merak edenlerin aşağıdaki konuları bilmeleri gerekmektedir.

FUE yönteminin olumlu yanları

  • FUE yönteminden sonra donor bölgenizde belirgin bir iz kalmayacaktır. Tabiî ki her deri kesisinden (insizyon) sonra skar olacaktır, fakat bu skar (iz) çok küçük olduğundan ve geniş bir alandan alındığından, izler sıfır numara saç tıraşında bile belirgin değildir.
  • FUE tekniğinde dikiş yoktur. Kafanın arka kısmında küçük yaralar oluşur ve bunlar herhangi bir dikiş ya da bandaj gerektirmeden kendi kendine iyileşir.
  • Fue tekniğinde greftler alındıktan sonra, donor bölgesinde herhangi bir ağrı olmaz.

FUE Tekniğinin olumsuz yanları

  • Sac ekiminde herkes FUE tekniği için uygun aday değildir. Operasyondan önce, hastaların farklı methodlar ile birçok testten geçirilir ve saç foliküllerine bir zarar vermeden saç köklerinin alınıp alınamayacağını görmek için greftler mikroskop altında incelenir. Eğer hastanın zarar görmüş greftleri varsa, FUE tekniği ile bu operasyonu gerçekleştirilmez.
  • Fue tekniği daha pahalı bir operasyondur. ( FUT yöntemi ile karşılaştırıldığında 2 katı fiyatındadır.) FUT yöntemiyle bir seansta nakledilen sac miktarına FUE yöntemiyle 2 seansta ulaşılır. FUE yöntemi hasta için sıkıcıdır, kafanın arka kısmından derinin alınıp daha sonra saçların mikroskop altında ayrıştırılıdığı FUT yönteminin aksine FUE yönteminde saç kökleri tek tek alınır.
  • FUT yöntemi ile kıyaslandığı zaman FUE yöntemi daha uzun sürer. 1000 greft ekilecek bir işlem 6-8 saat sürer.
  • Kafanın büyük bir bölümünün traş edilmesi gerekir. Çoğu hastalar bu durumu kabul etmez.
  • Ayrıca bilinmesi gereken önemli birkaç nokta daha vardır. Bir kök içindeki saçlar yanlış ekim sonucu ölebilirler. Bu durum FUT tekniğinde de Fue tekniğinde de oluşabilir.
  • Kalın greftler (foliküler ünitenin etrafında yağ olan) ince greftlerden( açık havada hemen kuruyan) daha uzun süre açık havada kalabilirler. Fakat 10-20 dakikadan fazla greftlerin havaya maruz kalması saç foliküllerinin ölebileceğini, ayrıca ekibin yeterli kalitede donanıma sahip olmadıklarını göstermektedir. Önemli olan başarıyla kaç saç ekildiğini bilmek değildir. ‘ekilen saçlar uzayacak mı?’ konusu sorulması gereken en önemli sorudur. Fakat FUT yönteminde deneyimli bir ekip ile daha yüksek bir verim sağlanır. Oluşacak skarın ( 1-3 mm büyüklüğünde) belirgin olması %5, ikinci operasyonda %10, üçüncü bir operasyonda daha yüksektir. Oluşabilecek skar ve bir iki günlük iyileşme dönemi hariç, FUT yöntemi daha etkili bir yöntemdir.

[box type=”warning”] Fue Yönteminde Saç Ekimi Sonrası Kalan İzler[/box]

FUE yöntemi ile yapılan sac ekiminden sonra iz kalıyor mu? İleride donor bölgesinde saç çıkıyor mu? Bu operasyondan sonra bir kişinin saçlarını ne kadar kısa kestirebilir?

FUE yönteminden sonra oluşacak iz benek şeklindedir. Saçlar operasyondan sonra çok kısa kestirilebilir fakat tamamen tıraş edilemez. Saç komple tıraş edilirse minik benekler belli olur.
Fut yönteminde oluşabilecek kontrendikasyon nelerdir?
Ayrıca FUE ve FUT yöntemi arasında sonuç bakımından herhangi bir fark var mıdır? Örneğin; her iki yöntemde ekilen saç yoğunluğunda bir fark var mıdır? Son olarak, ben FUE yöntemi ile saç ekimi yaptırırsam, saçlarımı sıfıra vurdurduğumuzda herhangi bir iz belli olacak mı? Bir yerde, FUE’ den sonra oluşan beneklerin daha büyük bir skar oluşturduğunu okudum. Bu konuya açıklık getirirmisiniz?
FUE etkisiz bir saç ekim yöntemi mi? sorusuna bakınız. Aslında saç kökleri ne kadar başarılı çıkarılırsa, FUT yönteminde de FUE yönteminde de sonuçlar aynıdır. FUE de alınan greftler en iyi olmadığından, bir fark oluşabilir. Oluşan küçük noktalar saçlarınızı sıfıra vurdurduğunuzda ya belli olur ya da olmaz. Eğer iyileşme çok iyi ise ve delgi büyüklüğü çok küçük ise çok yakından bakmadığınız sürece bu noktalar belli olmaz. Kısa saç kesimlerinde (1/4 uzunluğunda) oluşan noktalar belli olmaz.
FUE BAŞARISIZ( ETKİSİZ) BİR SAÇ EKİMİ YÖNTEMİ MİDİR?
FUE ile saç ekimi tek bir oturumda ya da iki gün üst üste yapılabilir diyorsunuz. FUE ile ekilen saçların hepsinin yaşayacağı anlamına gelmiyor mu? Bu durum FUE tekniğinin çok başarılı bir yöntem olmadığının göstergesi midir?
Herkes bu operasyonda iyi olduğunu iddaa eder, fakat bunun güvencesi nerede? İyi ellerde FUE yönteminin sonuçları FUT yöntemi kadar iyi olabilir, fakat FUE yöntemi ile alınan greftlerin hiçbiri eşit değildir. Günümüzde uygun olmayan grup sayısı oldukça sınırlı, fakat alınacak greftlerin niteliği daha önemli bir konu olabilir.

Özet olarak, FUE yöntemi ile saç foliküllerinin kesilirken ya da greftler ayrıştırılırken zarar verebilirsiniz. %10 zarar oluşabilir fakat FUE yöntemi FUT yöntemi ile kıyaslandığında mikroskop altında alınan ve ayrıştırılan saç folikülleri mükemmeldir. Ayrıca FUE yöntemi FUT yöntemine göre çok daha uzun süren bir işlemdir. Oluşabilecek hasarlar;

  • Doktorun yeteneğine
  • Kullandığı teknik ve aletlere
  • Hastanın doku özelliğine göre değişmektedir.

Çoğu doktor her bir FUE greftin kalitesine göre sınıflandırmıyor ve ayrıca transeksiyon oranını hesaplamıyor, bu yüzden bu değerlendirmeyi yaparken doktorun dürüstlüğü en az sahip olduğu yeteneği kadar önemlidir. Şunu unutmayalım ki, hiçbirşey %100 garantili değildir. Bu yüzden sakın size bir şeyi %100 garanti eden, sizi FUE tekniğine ikna etmeye çalışan ya da kendi aldıkları greftlerin hiç zarar görmediğini iddaa eden kişilere inanmayın ve mutlaka bunu nereden bildiğini sorun.

FUE HAKKINDA DOKTORUNUZ NEYİ BİLMENİZİ İSTEMİYOR?
Son zamanlarda FUE tekniği saç cerrahisinde oldukça popüler bir konumda. Fue yönteminde saç kökleri teker teker donor bölgesinden alınmaktadır. Operasyondan sonra herhangi bir belirgin (linear) iz kalmamaktadır. FUE yönteminde saçları almak için 0.7 -1mm çapında bir alet kullanılmaktadır. Bütün cerrahi kesiler mutlaka iz bırakır, fakat FUE yönteminde oluşan iz çıplak gözle görülemez, çünkü yaklaşık 0.5 mm büyüklüğündedir.
FUE yönteminin daha birçok olumlu ve olumsuz yönü vardır. Örneğin, biri saçların tek tek alınıp ekilmesini veya donör bölgenin sıfıra vurulmasını çok sıkıcı bulabilir.
Ayrıca;

  • Saç kalınlığı ve rengi
  • Derinin hidrasyon seviyesi, esnekliği, yağ dokusu gibi deri özellikleri
  • İdyopatik (nedeni bilinmeyen) değişiklikler gibi hastanın kontrolü dışında olan durumlarda vardır.

Yukarıda bahsedilen durumların hepsi transeksiyon oranına katkıda bulunur. Bir saç folikülünün transeksiyon oranı; bütün saç folikülü vücuttan alınır ve zarar görerek canlılığını yitirebilir anlamına gelmektedir.
Fue yöntemi ile bir saç folikülünü başarılı bir şekilde çıkarma göreceli bir kavramdır. Bu durumu daha açık anlatabilmek için öncelikle bir saç folikülünün transeksiyon oranı ile birlikte anotomik yapısını bilmek gerekir. Bir saç folikülü birli, ikili, ya da üçlü saç gruplardan oluşur. Bir hasta ikili saç foliküllerine sahipken, bir diğeri 4′lü saç foliküllerine sahiptir. Örneğin, bir doktor FUE yöntemi ile 4′lü saç folikülü çıkarabilir ve bu grubun sadece yarısını keser, böylece sadece iki saç büyür ve geriye kalan ikisi ölür. Bazı doktorlar bunlarıda hesaplar ve bu başarılı bir FUE operasyonu olarak nitelendirilir(Gerçekte öyle değil), Çünkü bu saçl
arın %50 sinin ekildiği ve %50 sinin öldüğü anlamına gelmektedir. Bu durumun daha da kötüsü hastalar ekilmeyen ve ölen saç folikülleri içinde ücret ödemek zorunda kalır.

FUE yönteminde kabul edilir transeksiyon oranı %10 dur, fakat bu durum hiçbir zaman ilan edilmemiş ve çoğu hasta bu gerçek hakkında tam bir bilgiye sahip değildir. Gerçek hayatta hiçbir şeyin %100 garantisi yoktur. Hatta FUT yönteminde bile transeksiyon oranı %2-5′dir. Kayıp oranlarını düşürmek için FLEX adlı a prototype computerized video aleti geliştirildi, fakat bu alet bile %10 luk transeksiyon oranını düşürmeye yardımcı olamamıştır.
Günümüz teknolojisi ile birlikte, doktorlar FUE tekniklerini geliştirmektedir fakat bu durumda bile oluşan transeksiyon oranı FUT yönteminde oluşandan hala çok yüksektir. Bir hasta operasyondan önce operasyondan sonra oluşabiecek riskleri ve bu operasyonun sağladığı faydaları bilmek durumundadır. FUE tekniği ile saç ekiminde herhangi bir iz kalmadığından etkili bir yöntemdir, ayrıca kapatılacak alan küçük ise FUE yöntemi tercih edilir, çünkü açık alan büyük değildir, fakat oluşan transeksiyon oranı açık alanı daha fazla olan kişiler için caydırıcı bir nedendir ve tercih edilmemelidir.

Hangisi daha iyi bir saç ekimi yöntemi? Fue mi Fut mu?

Fue (saç kökleri tek tek alınır) yöntemi ile mi FUT(saçlar bir şerit halinde alındıktan sonra ayrıştırılır) yöntemi ile mi daha iyi greftler elde edilir? Deneyimlerinize dayanarak bu yöntemlerden hangisi saça daha az zarar verir?
Her iki teknikte de gerçek saç folikülleri elde eldir, fakat birçok doktorun elinde FUE yöntemi ile iyi saç folikülleri elde edilememektedir, çünkü foliküller çıkarılır çıkarılmaz ekildiğinden ( tüm bir foliküler ünite, ya da yarısı) FUT yöntemi birçok hastada daha iyi sonuçlar vermektedir, çünkü FUT yöntemi ile oluşabilecek zarar önlenebilir. FUE yönteminde elde edilen greftler Fut yönteminde elde edilenler kadar kaliteli değildir. Bunun nedeni hastanın derisinin karakteristik özelliklerine ve uygulanan methodlara göre değişmektedir.

Uzun süren FUE seansları Riskli midir?

Sayın Doktor,
3 aydır saç ekimi için araştırma yapıyorum. FUE tekniği ile ilgileniyorum, yazın saçlarımı kısa kestiriyor, kışın uzatıyorum. Bir seansta FUE yöntemi ile 2500 greft ekebileceklerini söylediler, Dr bana böyle uzun FUE seanslarını gerçekleştirdiğini iddia etse de, ben bu konu hakkında böyle bir bilgiye rastlamadım.
Böyle FUE seasları güvenli midir, yoksa herhangi bir risk teşkil eder mi?
FUE tekniği ile tek oturumda 2500 greft ekmek gerçekten ustalık gerektiren bir durumdur. Böyle bir şeyi iddaa eden bir doktor bu operasyonları gerçekleştirdiği hastaları ile bu durumu kanıtlamalıdır. 6-8 seansta maksimum 1000 graft nakil gerçekleşebiliyor. Donör bölgeden alınan graftler özel solüsyonlar içinde ancak 6 saat yaşayabiliyor. Teknik olarak bu sayıları nakletmek mümkün olsa bile ekilenlerin %50 si yaşamayacağı için sonuçları başarısız olacaktır. Gerçekçi olalım, doktorlar istedikleri herşeyi iddaa ederler, fakat geleceğinizi bir doktorun iddasına göre çizmek ne kadar akıllıcadır. Bir doktor bana FUE tekniği ile her seansta 2000 greft ektiğini söyledi, benim değerlendirmeme göre bubüyük bir felaket. Bence güvenirlilik ve güven bir doktorun iddası ile örtüşmelidir.

Ayrıca kaybedecekleriniz;
1- Para
2- Eğer %90 oranında verim sağlanmaz ise donor bölgenizin hasarı
3- Bölünen ya da gömülen greftlerden folikülütler
4- İz

Eminim ki bu soru üzerinde daha fazla düşünürsem, aklıma daha çok şey gelir. 2500 grefti tek oturumda FUE yöntemi ile güvenle gerçekleştirebilir. Fakat şu konumda doktoruna sorman gereken bir günde böyle bir operasyonu gerçekleştirdiği hastaları var mı? daha sonra sonuçlara bakarak değerlendirmeyi kendin yapabilisin.

FUE – FIT hangi yöntemi tavsiye edersiniz?
Bu iki yöntem arasındaki tek fark adlarının farklı oluşudur. Bana göre, FIT tekniğinin yaratıcısı çok büyük bir buluş gerçekleştirmemiş sadece FUE tekniğinin ismini değiştirmiştir. FIT tekniği uygulayan doktorlar kullandıkları aletlerin farklı olduğunu iddaa ederler(ucu keskin delici). Fakat bir avantajı bulunmamaktadır. Çünkü bu keskin delici ile greftlerin çoğuna zarar veriliyor ve greftlerin çoğu ölüyor. Yapılan biyopsilerde saça bir zarar vermeyeceğinin görüldüğü durumlar haricinde bu aleti kullanılmamalıdır. Her kişinin dokusu birbirinden farklıdır, bu yüzden ince ayar aleti tehlikelidir.

FUE de Skar Oluşumu
Ya kalıtımsal olarak ya da kullandığım ilaçlardan dolayı saçlarım dökülüyor. Bilmek istediğim şey fue yöntemi ile saç ekimi yaptırdığımızda herhangi bir iz kalıyor mu(saçların alındığı bölgede)? Ayrıca saçların ekildiği bölgede herhangi bir iz kalıyor mu? Bu konuda beni bilgilendirirseniz sevinirim.
Foliküler ünitelerin alındığı bölgede minik noktalar halinde iz oluşabilir, fakat böyle bir durum alıcı bölgede oluşmaz, çünkü greftler alınır alınmaz deriye ekilir.

tarihinde yayınlandı Yorum yapın

Saçlar Neden Dökülür?

Saçlarımız, güzellik ve estetiğin sembolüdür. Hatta seçtiğimiz renk ve stiliyle kendi hakkımızda çok şeyi ifade eden saçlarımız kaybıyla da beraber bizi telaşlandırır. Saç kaybı doğal bir süreç olabileceği gibi, stres kökenli veya altta yatan başka bir hastalığın uyarıcısı olarakta karşımıza çıkabilir.

Saçlarımız büyüme, gerileme, dinlenme olarak üç fazdan oluşan bir döngüde ömrünü sürdürür. Dinlenme aşamasındaki saç dökülür ancak bu kalıcı bir kayıp değildir. Bu dökülen saç tekrar büyüme fazına girerek büyümeye devam eder ve bu döngü bu şekilde devam eder. 50-100 tele kadar dökülmeyi doğal karşılıyoruz. Daha yoğun kayıplar ise sorgulanmayı gerektir ve bir dizi analizle sebep bulunup sebebe yönelik tedavi yapılır.

Saç dökülmesi nedeniyle gelen bir hasataya önce çıplak göz ve elle rutin muayenesi yapılır.Bir sonraki aşamada ise eğer altta yatan bir hastalık düşünülüyorsa çeşitli kan laboratuar testleri, saçlı deri muayenesi ile gerek görülürse deri biyopsisi, saç çekme testi ile saç telinin yapısı mikroskop altında incelenerek kesin sebep tespit edilir.

En sık görülen saç dökülme nedenleri

Erkek tipi saç dökülmesi: En sık görülen saç kaybı nedenidir.Genetik özellikler ve erkeklik hormonu nedeniyle görülen doğal bir durumdur. Bir hastalık değildir.Çok sayıda uygulanabilecek topikal tedaviler ve ilaçlarla durdurulabilen ve bazı durumlarda tedavi edilebilen bu durum ;radikal olarak saç ekim yöntemi ile kesin olarak çözülebilir.

Saçkıran (Alopesi Areata): Bu tip saç kayıplarında düzgün yüzeyli, para büyüklüğünde veya daha geniş yuvarlak yama tarzı kel alanlar oluşur. Nadiren tüm saç ve vücut kıllarında kayıp oluşabilir. Her yaşta görülebilr. Daha çok sıkıntılar ve stres sebebiyle oluşan bu durum çocukluk yaşında ortaya çıktığında otoimmün yani bağışıklık sistemini ilgilendiren hastalıklarlada ilişkili olabilir. Çeşitli topikal ve sistemik tedaviler ve yine psikolojik destekle tedavisi mümkün olan bir durumdur.

Kansızlık(Anemi): En sık demir eksikliğine bağlı gelişen kansızlık nedeniyle saçlar dökülür. B12 ve Folik asit eksiklikleri nedeniyle oluşan anemilerde saç dökülmesi görülür. Tespit edilen eksiklik yerine konulunca saç dökülmeside düzelir.

Tiroid hastalıkları: Fazla (hipertroidi) ve az çalışan tiroid (hipotroidi) saç kaybına neden olabilir. Tiroid hastalıkları laboratuar testleri ile araştırılabilir. Hastalığın tedavisi ile saç dökülmesi de düzelir.

Saçlı deriyi tutan hastalıklar: Mantar hastalıkları ve likenpilanopilaris dediğimiz çeşitli saçlı deriyi tutan hastalıklar saçlarda dökülmelere yol açabilir.

Yüksek ateş, ağır enfeksiyon hastalıkları: Saçların dinlenme fazına girip dökülmesine neden olabilir.Kalıcı bir kayıp yoktur hastalık iyileştikten bir süre sonra saçlar eski haline dönecektir.

Doğum sonrası: Gebelik süresi boyunca saçlar büyüme aşamasındadır; dolayısıyla saçlarda dökülme durur, saçlar gürleşir.

Doğum sonrası saçlar dinlenme fazına girer ve bu aşamada saçlarda yoğun bir dökülme görülür. Bu durum doğum sonrası 8 ay ile 1 yıla kadar devam eder ve tamamen doğal bir süreçtir tekrar saçlar eski sağlığına kavuşacaktır. Bu dönem destek tedavilerle çok daha sağlıklı atlatılabilir.

Şok diyetler, hızlı kilo vermek, proteinden fakir beslenme: Saçlarımız köklerinden ve kan yoluyla beslenir. Esas besini ise proteindir. Özellikle yaz mevsimine girişte hızla kilo verdiren diyet programları tüm vücut sağlığımız gibi saç sağlığımızı da olumsuz yönde etkiler ve ciddi saç kayıplarına yol açabilir. Proteinden fakir beslenen veya anormal beslenme alışkanlığına sahip kişilerde de benzer şekilde saçlar dinlenme fazına takılır ve dökülmeler görülebilir. Beslenme alışkanlıkları değiştirilip proteinden zengin diyet uygulandığında dökülmeler duracaktır.

İlaçlar: Bazı ilaçlar geçici bir süre saç dökülmesine neden olabilir. Romatizmal, gut, depresyon, kalp hastalığı, yüksek tansiyon için reçete edilen ilaçlar ve yüksek doz A vitamini, sivilce ve sedef tedavisinde kullanılan bazı ilaçlar da saç dökülmesi yapabilir.

Kanser tedavileri: Bazı kanser tedavileri saç hücrelerinin bölünmesini durdurabilir. Saçlar deriden çıkınca zayıflar ve kırılır. Bu durum terapiden 1-3 hafta sonra gerçekleşir ve hastalar saçlarının %90’ını kaybeder, terapi sona erdikten sonra saçlar tekrar büyüme gösterir ve eski haline geri döner.

Doğum kontrol hapları: Genetik yatkınlıkla beraber doğum kontrol hapı kullanımında saç dökülmesi görülebilir. Saçlar dinlenme fazına takılır. İlaç kullanımı bırakıldığında dökülme durur.

Saç koparma alışkanlığı (Trikotillomani: Tamamen ruh sağlığı ile ilgili bir durumdur. Tırnak yeme alışkanlığı gibi saçlar koparılır. Psikolojik destek tedavisi ile düzelebilir.

Saçlarımızla ilgili yanlış inanışlar

• Hergün saçların yıkanması saçların fazla dökülmesine yol açamaz.

• Saçın kısa kesilmesinin kazıtılmasının saç dökülmesini önleyici veya saçı gürleştirici etkisi yok.

Zeytinyağı, badem yağı ve yumurta karışımlarının saça sürülmesinin saça bir faydası yotur.

• Yıkama ve tarama esnasında saçın dökülmesi normaldir. Ancak durup dururken dökülüyor veya elinizi attığınızda tutam tutam geliyorsa doktora başvurulmalıdır.

• Saç dökülmesinde hala ilk başvurular kuaför ve eczaneler. Oysa saç dökülmesi bazen bize bir hastalık tanısı koydurabilecek kadar önemli olabilir. Dolayısıyla bazı alışveriş merkezlerinde ve eczanelerde saç analizi yapılır ve saç dökülmesine son gibi ürün satışı için yapılan sloganlara kanmayıp eğer saç dökülme probleminiz varsa bir dermatoloğa başvurmak en doğru yol olacaktır.

tarihinde yayınlandı Yorum yapın

Saç Ekimi Hakkında Sorular

İlaçlar yetersiz kalırsa saç nakli sorunu kökünden çözüyor.

Yeterince balık, et ve yumurta tüketmeyenler, stres altında çalışanlar ve tiroit beziyle ilgili sorun yaşayanlar saç dökülmesinin yanı sıra kellik riskiyle de karşı karşıya. Ancak, saçsız kalmaktan korkanlara tıp dünyası pek çok seçenek sunuyor. Özel ürünler ve ilaç tedavileri kadar, bunların yetersiz kaldığı durumlarda uygulanan saç nakli yöntemleri de etkili sonuçlar veriyor.

[learn_more caption=”Aşırı saç dökülmesi ile kast edilen nedir ve normal saç dökülmesinden nasıl ayırt edilir?”]

Başımızda bulunan ortalama 100 bin saç teli her ay bir santim uzuyor. Her gün ortalama 100 saçımız dökülür. Bundan daha fazla olan miktarlarda, aşırı saç dökülmesinden bahsedilir. İnsanların yarısı yaşamlarının bir döneminde saçlarının dökülmesinden şikâyet eder. Saç dökülmesinin tıp dilindeki karşılığı ”Alopesi”dir. 30”lu yaşlarda bu şikayet yüzde 30”larda iken, 50”li yaşlarda oran yüzde 50”lere yükselir.[/learn_more]

[learn_more caption=”Mevsimsel saç dökülmesi ve strese bağlı saç dökülmesi var mıdır?”]

Poliklinik hastalarında en sık gördüğümüz saç dökülme nedenlerinin arasında mevsimsel ve strese bağlı dökülmeler gelmektedir. Her ikisinde de, etken ortadan kalkınca saçlar normale döner. Saç dökülmesinin olduğu dönemlerde biotin desteği iyileşmeyi çabuklaştırır.[/learn_more]

[learn_more caption=”Erkeklerin saçları neden dökülür?”]

Erkeklik hormonu seviyesinin vücuttaki normal seviyesinden yükselmesi ya da saç hücrelerinin genetik olarak bu hormona aşırı duyarlı olması, erkeklerde kelliğe neden olur. Yale Üniversitesi”nde kellik üzerine araştırma yapan Dr. Ivan Cohen”e göre, kelliğin temel nedeni hormonlardan kaynaklanıyor. Cohen, “Erkeklik hormonu seviyesi yükselince saç lar, kadınlık hormonu etkisiyle kısalır ve zayıflar. Bazen saçların hepsi birden uzamadan yenilenmeden durur. Bu da saçların dökülmesine neden olur”[/learn_more]

[learn_more caption=”Saçların dökülmesini engellemek için neler yapmalı?”]

Saçların dökülmesini durduran ve bazen de yavaşlatan ilaçlar var. Hatta, bazıları saçların yeniden çıkmasını sağlıyor. Fakat yine de bu tip ilaçları almadan önce mutlaka bir uzmana danışın. Yapılan araştırmalarda çok fazla alkol alanların saçlarının dökülmediği belirlenmiş. Bu araştırmayı yapan Dr. Hugh Ruston olayı şöyle açıklıyor. “Vücuda fazla alınan alkol, testosteron seviyesinin düşmesine ve kadınlık hormonu (östrojen) seviyesinin artmasına yol açıyor. Bu da erkeklerin saçlarının dökülmesini engelliyor. Fakat östrojen seviyesinin yükselmesi seks hayatını olumsuz etkiler. Yani kısaca, yatak mı tarak mı?[/learn_more]

[learn_more caption=”38 yaşına kadar saçları dökülmeyen birinin ileriki yaşlarda dökülme ihtimali var mı?”]

Erkeklerin sadece yüzde 12′’si 25 yaşında kel olurken, yüzde 37′’si 35”ten sonra ve yüzde 45”i ise daha ileriki yaşlarda kel olur. Ama özellikle erkeklerin üçte ikisi emeklilikten sonra kel olur.[/learn_more]

[learn_more caption=”Babası kel olan erkeklerin saçlarının dökülme olasılığı daha mı yüksek?”]

Evet. Fakat erkekler testosteron seviyelerinin yüzde 90”ını anneden alır. Bu nedenle, annenin ailesindeki erkeklerin saç durumu babanın saçlarından daha fazla önem taşır.[/learn_more]

[learn_more caption=”Saç ekimi ne zaman yapılmalı?”]

25-26 yaşından sonra saç ekimine başlanmalıdır. Çünkü, bu yaşlardan sonra dökülecek saçın oranı ve bölgesi belli olur. Örneğin, saçları 20 yaşında dökülmeye başlayan bir gence yapılan saç ekimi çok yanlıştır. Çünkü bu kişinin dökülen saçlarının yerine yapılan ekleme, bir süre sonra diğer saçlarının dökülmesiyle ortada kalır ve komik bir görüntü oluşur. Dökülecek saç sınırının belirlenmesi gerekir. Bu sınır belirlenince kişinin özellikle ensesindeki saçlar alınıp, istenilen bölgeye yerleştirilir.[/learn_more]

[learn_more caption=”Piyasada bulunan kellik ilaçları etkili mi?”]

Piyasada saçları çıkartan ilaçlar bulunuyor. Dışardan sürülerek saçları besleyen, saç kalitesini artıran ampuller, kremler var. Ancak bunlar saçı tekrar çıkarmaya yaramıyor. Bunlar mevcut olan saçı koruyup dökülmeyi geciktiriyor. Bunun yanında, saçın tekrar çıkmasını sağlayan başka ilaçlar da bulunuyor. Fakat bu ilaçların erkek hastaları cinsel yönden olumsuz etkileyen yan etkileri bulunuyor.[/learn_more]

[learn_more caption=”Saçı daha az yıkayıp, daha az fırçalamak saç dökülmesini yavaşlatır mı?”]

Hayır. Saçınızı yıkayıp, sık sık fırçalamanız onun daha dolgun ve sağlıklı görünmesini sağlar. Saçlarınızı yıkayarak saçınızdaki yağın ve kepeğin gitmesini sağlarsınız. Saçınıza gerekmedikçe yumuşatıcı ve besleyici krem kullanmayın.[/learn_more]

[learn_more caption=”Hangi hastalıklar saçları döküyor?”]

Stres, hastalık ve sağlıksız beslenme saçlarınızın dökülmesine neden olur. Stres ve diğer psikolojik sorunlar vücut işlevlerini sekteye uğratır. Bu durum saçlara da yansır; saçlar daha hızlı dökülmeye ve daha yavaş uzamaya başlar. Tiroid bezinin az ya da aşırı çalışması da saç dökülmesine yol açan önemli bir faktördür. Bu durumda doktor kontrolünde hormon ya da iyot tabletleri kullanmak gerekebilir. Vücudunuzun saç uzatabilmesi için proteine ihtiyacı var. Bu yüzden düşük proteinli yiyecekler de zararlı. Yeterince balık, et ve yumurta yediğinizden emin olun. Çinkodan, sebzelerden, tahıldan ve kırmızı etten alınan demir saç için önemlidir.[/learn_more]

[learn_more caption=”Kel erkekler cinsel açıdan daha mı güçlüdür?”]

Hayır. Yüksek testosteron seviyesine sahip olmak cinsel gücün de daha fazla olacağı anlamına gelmez. Saç dökülmesine neden olan yüksek testosteron genellikle aileden geçen genetik bir özelliktir.[/learn_more]

[learn_more caption=”Saç sağlığı için hangi vitaminlerden ek destek alınabilir?”]

Bilinçsiz beslenme ve diyetler saçı olumsuz etkiler. Vitamin mineral ve protein eksikliği saçı cansızlaştırarak dökülmesine yol açar. Sağlıklı saçlar için B6, B12, C, E ve biyotin vitaminleri, kalsiyum, magnezyum, çinko, bakır ve demir gibi elementler de çok önemlidir.[/learn_more]

[box type=”info”] Dengeli beslenen saç sağlığını koruyor![/box]

Kepekten şikâyet ediyorsanız:

  1. B12 vitamini: Karaciğer, sığır eti,yumurta, süt ve süt ürünleri
  2. F vitamini: Sebze yağları, yer fıstığı,ay çekirdeği, ceviz
  3. B 6 vitamini: Kurutulmuş besinlermaya, karaciğer, baklagiller, tamtahıllı ürünler, balık
  4. Selenyum: Kepek,hububat tohumları,brokoli, soğan,domates ve tonbalığı tüketin.

Saçlarınız çok kuru, mat ve kırılgansa:

  1. A vitamini kompleks: Maya, bira mayası, kurutulmuş lima fasulyesi, kuru üzüm
  2. F vitamini: Bitkisel yağlar, yer fıstığı, ay çekirdeği, ceviz
  3. İyot: Deniz mahsulleri, iyotlu tuz, süt ürünleri tüketin.

Saçınız dökülüyorsa:

  1. Biotin: Bira mayası, yemiş, sığır ciğeri, börek, pirinç
  2. İnsitol: Rafine edilmemiş pekmez vekaraciğer, lesitin, işlenmemiş tamtahıllar, turunçgiller, biramayası
  3. Klor: Sofra tuzu
  4. C vitamini: Maya, biramayası, kuru üzüm
  5. B kompleks: Turunçgiller, yeşilbiber, patates, taze yeşil yapraklısebzeler, meyve, karaciğer tüketin.
tarihinde yayınlandı Yorum yapın

Saç Ekiminde Sağlık

Saç kaybı yaşlanma, hormonal değişiklikler ve genetik nedenler sonucu ortaya çıkar. İster bayan ister erkek olsun, saç kaybı ve saç dökülmesi çok önemli bir sağlık sorunudur. Son zamanlarda geliştirilen yöntemler bu probleme kesin çözüm olac…

ÖNEMLİ BİR SAĞLIK SORUNU

Saç kaybı yaşlanma, hormonal değişiklikler ve genetik nedenler sonucu ortaya çıkar. İster bayan ister erkek olsun, saç kaybı ve saç dökülmesi çok önemli bir sağlık sorunudur. Son zamanlarda geliştirilen yöntemler bu probleme kesin çözüm olacak nitelikte. Esteworld Başhekimi Uzm Dr.Servet Terziler, saç ekimi ile ilgili merak edilen sorulara cevap verdi:

[box type=”info”] Saç ekimi nedir?[/box]

Saç ekimi, çeşitli nedenlerle saç açıklığı ya da seyrekliği oluşmuş alanlara, kişinin kendi saç köklerinin nakledilerek saçsız alanların restorasyonunun sağlanması; tamamen doğal, dökülmeyen saçların elde edilmesi işlemidir.

[box type=”info”] Kimler saç ektirebilir?[/box]

Saç ekimi cerrahisine uygun adaylar, başının yan ve arka bölgelerinde yeterli miktarda saç olan kişilerdir. Bu kişilerde FUT ve FUE yöntemlerinin her ikisi de kullanılabilir. Saç ekimi operasyonun uygun bir diğer aday grubu ise göğüs, bacak vb. bölgelerde yeterli miktarda sağlıklı kıl olanlardır. Bu kişilerde kullanılan saç ekimi yöntemi FUE dir.

[box type=”info”] Peki kimler saç ektiremez?[/box]

Ameliyat yoluyla uygulanan saç nakli, şeker hastalığı, hiper tansiyon hastalığı, diyaliz gerektiren böbrek rahatsızlığı, karaciğer ya da ağır kalp hastalığı olan kişilere uygulanamaz.

[box type=”info”] Bunun için bir yaş sınırı var mı?[/box]

Saç nakli her yaşa uygulanabilir.

[box type=”info”] Saç ekimi ne kadar sürer?[/box]

Operasyon lokal anestezi altında yapılmakta ve ortalama 4-5 saat devam etmektedir. İşlemden hemen sonra hasta rahatlıkla evine dönebilir.

[box type=”info”] Saç ekim operasyonu hastaya ağrı hissi verir mi?[/box]

Operasyonun tamamı lokal anestezi altında gerçekleştiği için, hasta televizyon izleyip operasyon ekibi ile keyifli bir ortamda sohbet ederken saçalarının ekimi tamamlanır. Operasyon boyunca herhangi bir ağrı acı duyulmaz. Lokal anastezinin etkisi bir gün sonra geçtiğinde ağrı kesici kullanmaya gerek yoktur.

[box type=”info”] Yeni saçlara ne zaman kavuşuruz?[/box]

Nakledilen saçlar yaklaşık bir ay sonra dökülürler ve 3. ayda yeniden çıkmaya başlarlar. Yeni çıkan, ekilmiş saçlar 6 ay sonunda doğal görünümüne kavuşur.

[box type=”info”] Yan etkileri var mı?[/box]

Sağlığımıza zarar vermez. Hiçbir yan etkisi yoktur.

[box type=”info”] Saç ekimi sonrasında nasıl bir bakım uygulamamız gerekir saçlarımıza?[/box]

Saç ekimi sonrasında ilk 10 gün saçlar özel bir şampuan ve losyonla yıkanır. Daha sonraki yıkamalar kişinin ekim öncesinde olduğu gibi devam eder. Bunun dışında özel bir bakım gerektirmez.

[box type=”info”] Doğal bir görünüm sağlanabilir mi ?[/box]

Büyük graftların (kıl kökleri) kullanımı ile oluşturulan doğal olmayan görüntüler yerlerini, küçük boyuttaki graftların kullanımı ile doğal görünümlere bırakmış ve gelişen yeni aletler ile birlikte her kişiye uygun doğal saç görünümünü gerçekleştirme olanağını sağlanmıştır.

[box type=”info”] Kaç kez tekrarlanması gerekir?[/box]

Bir seansta ekilebilecek maksimum saç teli sayısı bu faktörlere bağlı olmak şartı ile 4000-7000 civarındadır. Bu yöntemde, gerekli ise, ikinci seans 6 ay sonra gerçekleştirilebilir.

tarihinde yayınlandı Yorum yapın

Saç Ektirme – F.U.E. (Göğüs kılından)

Artık ameliyata gerek kalmadan ve iz bırakmadan saç ekimi yapmak mümkün. Üstelik yeni saç için göğüs, sırt, koltuk altı hatta el ve ayak kıllarından bile yararlanılıyor.

Erkeklerin müzmin sorunlarından biri olan saçsız kalmaya karşı kullanılan saç ekme tekniklerinde önemli gelişmeler var. Artık yeni tekniklerde saç ekimi, kesmeden, ameliyatsız, yara izsiz yapılabiliyor. En önemlisi yeni saç materyaliolarak göğüs, sırt, koltuk altı hatta el ve ayak kıllarından bile yararlanılıyor.

Saç kökleri uzun bir gelişme dönemi ve bunun ardından gelen kısa bir dinlenme periyodundan oluşan bir döngü içindedirler. Dinlenme döneminde şaç teli köke bağlıdır ancak büyüme olmaz. Dinlenme dönemi sonunda ise saç teli düşer vesaç kökünden yeni bir tel gelişmeye başlar. Yaş ilerledikçe dinlenme döneminin süresi uzamaya başlar. Normalde gelişme dönemi (anajenfaz) 3-5 yıl kadar sürerken bunu takip eden dinlenme dönemi (telojenfaz) 1-2 haftalık geçiş dönemini (katajenfaz) takiben başlar ve 3-4 ay sürer.

Foliküler ünite denen yapı, dermal bir kılıf ile çevrelenmiş ve içerisinde 1-4 adet kıl folikülü barındıran ve etrafındaki damarsal ve sinirsel ağ ile anotomik ve fizyolojik bir bütünlük oluşturan yapılardır. Foliküler ünite nakli 1996 larda tanımlanmış 40 yıllık saç naklitarihinde devrim niteliği kazanmıştır.Foliküler ünite genellikle iki yada üç saç folikülü (saç kökü) içeren ve kendi içerisinde bütünlük arzeden bir yapıdır. Önceleri varlığından bile haberdar olunmayanfoliküler ünitelerin bölünmemesi gereken dokunulmaz yapılar olduğu ve ekimlerin bu durum gözönünde tutularak yapılması gerektiği ortaya konmuştur. Foliküler ünite mikroskop altında çok hassas bir biçimde elde edilmeli ve titizlikle ekilmelidir. Bu yüzden saç ekimi ve özellikle FUE yöntemi mikrocerrahi tecrübesi olan ve saçlı deri (scalp) anatomisini ve cerrahisini en iyi bilen kişiler tarafından yapılmalıdır.

Follicular unit extraction yöntemi esas olarak foliküler ünitelerin elde edilmesinde kullanılan, foliküler ünite çıkartma işlemidir. Saçlı deriden, kesme ve dikme işlemi olmadan sadece foliküler ünitenin çıkartıldığı bir tekniktir.Foliküler üniteleri çıkartmak için özel tasarlanmış uç yapısı olan değişik çaplarda lümenli iğneler kullanılır. Yine ekim işlemi özel bir şekilde yapılmakta santimetre kareye 50-60 foliküler ünite (100-120 saç teli) ekmek mümkün olmaktadır (İstenirse daha fazlası da ekilebilir).

Folikül çıkartma işleminden önce donör alandaki saçlar kesilerek 1 mm olacak kadar kısaltılır. Lokal anestezik ilaç ile saç kökü alınacak ve ekim yapılacak olan bölge uyuşturulur. İğne, lümeni saç kılını ortalayacak şekilde deriye yaklaştırılır ve 6-7 mm kadar, kılın çıkış açısına uygun olacak şekilde deriye batırılıp çekilir. Kıl, folikül ve onu çevreleyen mikroskopik doku ile birlikte, silindirik bir tarzda kesilmiş olur.Bir mikropenset ile nazikçe çekilir ve foliküler ünit gevşek tabandan ayrılarak gelir.

Foliküler ünitler bu şekilde toplandıktan sonra şaçsız alanda açılan çok daha küçük deliklerden yerleştirilmesi mümkün olur. Her bir foliküler ünite ortalama 2 folikül barındırır. Yöntemin diğer yönteme üstünlükleri şunlardır:

1. Saç alınan yerde kesme ve dikme işlemi olmaz. Köklerin alındığı bölgedeki 1 mm den küçük çaplı delikler oluşur ama bu derikler birkaç günde kapanır ve iz bırakmadan iyileşir.

2. Başın her tarafından saç kökü alınabilir, sadece arka kısma bağımlı kalınmaz. Hatta ihtiyaç halinde göğüs kılları gibi vücut kılları da alınıp başa ekilebilir. Baş tan alınan köklerde vücudun başka bölgelerine ( örneğin bıyık gibi ) ekilebilir.

3. Seanslar arasında 2 gün beklemek yeterlidir. 2. seans için aylarca beklenmez. Birer gün ara ile 4-8 seans yapılabilir. Her seansta 600-800 kadar kök alınır. Her kök te 1 ila 4 (bazen5) arası değişen genellikle de 2-3 adet saç teli bulunur. 5 seans=3000 kök=6000 saç teli.

4. Alınan foliküler ünit çapı 1mm den küçük olduğu için ekim yapılacak yerde de çok küçük deliklerden ekim yapmak mümkün olur. Buda daha yoğun ve daha estetik ekim anlamına gelir. Santimetrekareye 60-80 hatta daha fazla saç kökü ekmek mümkündür.